TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Meclis’te büyük kavgalara neden olan Ak Parti’nin HSYK teklifinin hükümet tarafından dondurulmasının ardından bundan sonra izlenecek yola ilişkin çağrısını yaptı. Çiçek, “Uzlaşma Komisyonu için çağrıyı yapıyorum. Dolayısıyla, belki partilere bir konuşma yapmam gerekiyor yarın, öbür gün. O zaman gelirler, otururlar, çalışırlar. Tercihen komisyonda (Anayasa Uzlaşma Komisyonu) görev yapmış olanlar olursa epey mesafe kat edilmiş olur. Çok büyük ölçüde mutabakata varılmış bir metin zaten var. Sıfırdan tartışmak yerine yüzde 98 uzlaşılmış bir konu ortada dururken yeni bir arayışa girmek yerine gelin bu konuyu konuşalım, kökten çözelim” dedi.
Çiçek, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Sayın Çiçek yeni bir uzlaşma komisyonu oluşturmak isterse bunu anlayışla karşılarız ve arkadaşlarımızı görevlendiririz” sözlerinin ardından, beklenen çağrıyı yaptı. Milliyet’e konuşan Çiçek şunları kaydetti:
* SIFIRDAN TARTIŞMAYALIM: CHP beni gece aradı, dedi ki, ‘Cuma, cumartesi, pazar çalışma kararı var, gergin ortamda çalışma yapmasak, ertelesek’. O arada bazı görüşmelerim oldu, sonuçta cuma günü sabahleyin bir toplantı yaptık. Bu teklifte sadece HSYK yok, bir de Adalet Akademisi kısmı vardı. O gün mutabık kaldık ki, 22’ye kadar çıkaralım, ondan sonraki kısmı daha sonraya bırakalım. Ben bazı görüşmeler filan da yapmaya çalıştım, değerlendirme yaptım. Dedim ki, bu kanun teklifi sorunu kökten çözmüyor sayın grup başkanvekillerine. Anayasa’dan kaynaklanan problem var. Maalesef 2010 değişikliğinde seçimlerde bir hâkim veya savcı bir adaya oy verecekti ama Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Anayasa Mahkemesi’nin önümüze getirdiği problemi yaşıyoruz. Bu yargı hassas bir konu ve yargı bu işten rahatsız. Belli hâkim, savcının uygulamalarından kaynaklanan huzursuzluk sebebiyle yargının tümü tartışılır hale geliyor ve bundan dolayı da yargı büyük ölçüde rahatsız. Bunu hesaba katarak dedim ki; Cumhurbaşkanımızın da intibaı bu yönde, ben de baştan beri sorunun kalıcı olarak çözümü için anayasa değişikliği diyorum. Burada neyi esas alacağız? RTÜK usulü falan telaffuz edildi. 4 siyasi partinin Uzlaşma Komisyonu’nda çok büyük ölçüde anlaştığı bir metin var. Sıfırdan tartışmak yerine, yüzde 98 uzlaşılmış bir konu ortada dururken yeni bir arayışa girmek yerine gelin bu konuyu konuşalım, kökten çözelim dedim başkanvekillerine.
* FIRSATI DEĞERLENDİRELİM: Hükümet de bu işi donduruyoruz dediğine göre bir fırsat çıktı. Bu fırsatı, uzlaşarak, 4 parti olur, 3 parti olur, bilemiyorum ne yaparlar ne ederler. İlk teklifim buydu. İkincisi, eğer o kanun teklifini yasalaştırma yönünde bir karar varsa Ak Parti’de, o zaman dedim gelin yine bu geri kalan 23. maddeden itibaren olan kısım için de grup başkanvekilleri otursun, konuşursa belki bazıları çıkabilir, bazılarında değişiklik olabilir. Benim tercihim uzlaşma aranacaksa anayasa değişikliği yapalım da bu işi kökten çözelim. Dondurulmuş olması bir fırsat çıkarıyor siyaset kurumuna. Somut teklifi de böyle yaptım. Uzlaşma Komisyonu’ndaki arkadaşlar çok çalıştılar. Ne olup olmadığını çok iyi biliyorlar. Dolayısıyla belki partilere bir konuşma yapmam gerekiyor yarın, öbür gün telefonla ya da bir başka şekilde grup başkanvekilleriyle. O zaman gelirler, otururlar, çalışırlar. Tercihen komisyonda görev yapmış olanlar olursa epey mesafe kat edilmiş olurlar.
* UZLAŞMA KOMİSYONU ÇAĞRISI: Uzlaşma Komisyonu için çağrıyı tabiatıyla yapıyorum. Birlikte olacak, birlikte olursa tartışmalar bitmiş olur, yine tartışılacak yeni sayfalar açarsak hiç durmadan bu işleri konuşmuş olacağız. Anayasa değişikliği konusuyla ilgili olarak Başbakan’ın da Kılıçdaroğlu’nun da BDP’nin de açıklamaları oldu. Bir mutabakat var gözüküyor. Uzun çalışmanın sonucunda Hâkimler Kurulu’nun ayrı, Savcılar Kurulu’nun ayrı olacağı bir metin üzerinde genel yaklaşım oldu.
* YARGININ TÜMÜ TARTIŞMANIN MERKEZİ: Bir kısım uygular elbette tartışmalı, gizliliğe riayet edilmiyor vs. Bunlar doğru. Türkiye’de 13 bin 500 hâkim ve savcı görev yapıyor. Biz değerlendirmeyi yaparken yargının tümü tartışmanın merkezinde oluyor. Yargı da ‘Biz hak etmiyoruz, bazıları yanlış yapıyor olabilir’ diyor. Yargıyı her defasında gündeme getirmek yerine bunu bir gündemden çıkaralım, yargının bu rahatsızlığı da gitsin.
* “TÜRKİYE’DE NELER OLUYOR” KARAMSARLIĞI: Türkiye’de ne oluyor tarzında bir karamsarlık var içeride ve dışarıda. Son yaptığım ziyaretlerde de bunu gördüm. Beni ziyarete gelen yabancı heyetler bu konuları konuşuyor. Daha kısa bir süre evveline gelinceye kadar en güvenli ülke, yatırım yapılabilecek bir ülke değerlendirme kuruluşları böyle ifade etti. Şimdi Türkiye ne oluyor tarzındaki bir soru, en evvel yatırım yapan, üretim yapan, ihracat yapan, bankalarda kredi ilişkisi içerisinde olan kesimlerde bir endişeye sebebiyet veriyor. Bu kadar zamandır hep beraber bir tablo ortaya koyduk. Mademki bu konu HSYK üzerinden yapılıyor, o zaman bu tartışmanın hiç olmazsa bir ayağını ortadan kaldırma imkânı olur, bir de uzlaşma adına güzel bir örnek vermiş oluruz. Çok partili hayata geçeli 63 sene oldu. Her sene uzlaşmaya güzel örnekler ortaya koysak, 63 tane uzlaştığımız örnek ortaya koymamız lazım. Onun için bu sıkıntılardan bir hayırlı netice çıkaralım.
* HEPİMİZİ YORAR: Bu sene arka arkaya seçimler... Bu toplumu çok yoruyor, yorar, hepimizi yorar. İçe dönüyoruz, dışarıda ne olup bittiğini yeteri kadar takip etmekte zorlanıyoruz. Bu konu için bir fırsat çıktı, bunu değerlendirelim. Grup başkanvekilleriyle bu konuyu değerlendirdik, yazılı bir şey gerekiyorsa onu da yaparız.
Bedelini öderiz
(Meclis’teki şiddet görüntüleri) Her arkadaşımız bu işten rahatsız. Her parti. Bu işlerde ismi geçen arkadaşlar da rahatsız. Zaman zaman açıklamaları oldu, özür dilemeleri oldu. Gergin ortam, bir şekliyle istemediğimiz sonuçları ortaya çıkarıyor. Gerginliklerin bir kısmı uygulamadan kaynaklanıyor olabilir. İçtüzük hükümlerini Meclis başkanvekillerinden birisi başka, öbürü başka uyguluyor. Uygulamadan kaynaklanıyorsa, daha evvel bir çalışma yapıp konuşmuştuk, bir defa daha bunu güncelleştiririz son zamanlarda meydana gelen hususları da dikkate alarak. Hem grup başkanvekilleri hem Meclis başkanvekilleriyle birlikte oturur bir değerlendirme yaparız ve bunu tümüyle ortadan kalkar mı bilmiyorum ama ne kadar asgariye indirebilirsek o kadar faydalı olur. Önleyemezsek de toplum nezdinde bedelini öderiz bunun. Meclis’in itibarı, saygınlığında meydana gelebilecek her zafiyet, demokrasinin kalitesi ve demokrasiye güven açısından sıkıntı çıkarır, bunu anlamış olmamız lazım.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025