Koalisyon hükümeti kurulup kurulmayacağı, Cumhurbaşkanı kararıyla cumhuriyet tarihinde ilk kez seçim hükümeti oluşturulup oluşturulmayacağı, bu hükümetin nasıl çalışacağı tartışmaları sürerken Ak Parti MKYK’dan dün dikkat çekici bir karar çıktı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Başbakanlık’ı bırakıp aday olup olmayacağı tartışmalarının yapıldığı dönemde, parametrelerden birisi de Ak Parti’nin Eylül 2015’te yapması gereken olağan kongresiydi.
Kulislerde, Erdoğan’dan sonra Ak Parti’nin başına geçecek ve Başbakanlık koltuğuna oturacak kişinin asıl olarak tam 1 yıl sonra yapılacak kongrede sınav vereceği konuşuluyordu.
Ancak 7 Haziran seçiminden sonra oluşan tablo, kongrenin MKYK kararıyla erken seçim sonrasına erteleneceği yorumlarına da yol açmıştı.
Öyle olmadı.
Ak Parti MKYK’nın dünkü toplantısında kongre tarihi 12 Eylül olarak belirlendi.
Dün, kongre için neden seçim öncesinin seçildiği konusunda Ak Parti kaynaklarıyla konuşma imkanı buldum.
Kongrenin seçim sonrasına bırakılmaması ve zamanında yapılması kararı, önemli mesajlar barındırıyor.
Bu mesajları 3 maddede şöyle sıralayabiliriz:
1- Bu mesajların ilki Ak Parti’ye dönük.
Davutoğlu’nun, 7 Haziran’dan çıkan “koalisyon” tablosu nedeniyle parti içinde güç kaybettiği, bu nedenle koalisyon hükümetini kurması ve yeniden başbakanlık koltuğuna oturması durumunda eylülde kongreye yeşil ışık yakacağı kulislerde konuşulan önemli bir iddiaydı. Davutoğlu’nun başbakanlığı yeniden elde etmeden kongreye gitmekten çekineceği öne sürülüyordu.
Ancak, Davutoğlu tam da koalisyon hükümetinin kurulamadığının netleştiği, Cumhurbaşkanı kararıyla seçim hükümetinin kurulacağının anlaşıldığı günün ertesinde MKYK’dan bu kararın çıkmasını sağladı.
Böylece, bu tip iddialara bir anlamda “hodri meydan” diyerek yanıt verdi.
2- İkinci mesaj hem parti içine hem de dışına.
Davutoğlu, hükümet kuramamış olsa bile farklı adayların da çıkıp yarışabileceği kongreyi toplayarak Genel Başkanlık yarışına hazır olduğunu gösterdi.
İddialara karşılık, tek aday olması beklenen Davutoğlu, erken seçime de “kongreyi kazanmış genel başkan” olarak girme olanağını yarattı.
3- Kongre kararının 3. mesajı da hem Ak Parti’yi hem de kamuoyunu ilgilendiriyor.
Davutoğlu cephesinde, 7 Haziran’daki oy kaybının sadece genel politikaya dönük olmadığı, aynı zamanda partinin dinamiklerine yönelik mesajlar da içerdiği değerlendirmesi yapılıyor.
Genel Başkanlık koltuğuna oturduğu gün “restorasyon” kavramını yüksek sesle söyleyen ve hem partide hem devlette yenilenmenin mesajını veren Davutoğlu, 7 Haziran’ın parti yönetiminde de değişikliği gerektirdiğini düşünüyor.
Erken seçim öncesi Ak Parti MKYK ve MYK’da yapılacak değişikliğin kamuoyuna da önemli mesajlar vereceği düşüncesi hakim.
Ancak bu yenilenmenin “eskinin tasfiyesi, yenilerin yerlerini alması” şeklinde yapılmayacağı belirtiliyor.
Parti yönetiminde, deneyimle dönüşümün dengeli biçimde yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünen Davutoğlu’nun bu dengeyi gözeteceği kaydediliyor.
Böylece erken seçime de dinamik ve köklerine bağlı bir yönetimle girmeyi tasarlıyor.
12 Eylül’de yapılacak kongre öncesinde Davutoğlu’nun seçim hükümetini kurmakla görevlendirilmiş olması, seçim takviminin de başlaması bekleniyor. Kongre kararının ardındaki 3 mesaj da bu nedenle hem Ak Parti hem erken seçimin olası sonuçları açısından büyük önem taşıyor.