Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İslam İşbirliği Teşkilatı eski Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun HDP dışı muhalefet bloğunun ortak cumhurbaşkanı adayı olarak belirlenmesinin nedenleri ve sonuçları uzun süre tartışılacak.
Bu tartışmanın ana dinamiklerinden biri dün hemen görüldüğü gibi CHP içindeki itirazlar olacak. İkinci bloğu ise Ak Parti cephesi oluşturacak.
Saygın bir isim olduğu konusunda her kesimin hemfikir olduğu İhsanoğlu tercihi ne anlama geliyor?
Bu sorunun yanıtlarını, İhsanoğlu’nun neyi, ne kadar temsil ettiğinden hareketle ve genel hatlarıyla şöyle verebiliriz:
1- Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda aylar öncesinden çizdiği; “Sıcak siyasetin içinde mümkün olduğunca yer almamış, siyaseten yıpranmamış, şaibesi olmayan, saygın, uluslararası itibarı yüksek, Türkiye’yi temsil kabiliyetine, sakin, uzlaşmacı bir kişiliğe sahip ve herkese eşit mesafe durabilecek bir isim” tarifine uyuyor.
2- Bu tarifin çerçevesinde yer almayan; CHP’nin ideolojik olarak temsil ettiği değerlere uygunluk, bir başka deyişle Atatürkçü çizgide, muhafazakâr bir kimliğe sahip olmayan ve ulusal hassasiyetleri üst seviyede bir isim kriterleri yukarıda özetlediğim kriterlerin üzerinde yer almamış görünüyor.
3- Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu tercihinin, MHP ve muhafazakâr seçmenden getireceği oyun, milletvekili grubu ve CHP seçmeninin bir bölümünde yaratacağı tepkinin götüreceği oydan fazla olacağına inanıyor. 30 Mart yerel seçimlerinde Ankara’da Mansur Yavaş’la denenen modelin ulaştığı oy potansiyeli etkili olmuşa benziyor.
4- Adı CHP veya MHP ile özdeşleşmiş bir isim yerine, aktif siyasetin içinden gelmeyen bir ismin belirlenmesinde, her iki partide de bir aday etrafında uzlaşılamamış olmasının da etkili olduğu kesin. Özellikle CHP açısından, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ön planda yer almasına karşın bir isimde konsensüs sağlanamamış olduğuna dikkat çekiliyor. Ayrıca, Büyükerşen’in cumhurbaşkanı seçilememesi halinde belediye başkanlığına yeniden dönememe riskinin de kararı etkilediğine kuşku yok.
5- İhsanoğlu’nun sadece CHP ve MHP’nin ortak adayı olarak lanse edilmesine parti yönetimlerinden tepki gösteriliyor. CHP yönetimine, eski Devlet Bakanı Kemal Derviş tarafından önerildiği belirtilen İhsanoğlu’nun, hem CHP lideri Kılıçdaroğlu hem de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, diğer partiler, STK’lar ve değişik kesimlerle yapılan istişarelerden sonra ortaya çıkan ortak isim olduğu, geniş bir konsensüsü ifade ettiğine vurgu yapılıyor.
6- Kendi adayları ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında sonuç alamayacağını bilen CHP ve MHP yönetimlerinin ortak bir adayda anlaşması ve bu adayın yürüteceği kampanyaya iki koldan destek verecek olmaları da Türk siyasetinde önemli bir dönemece işaret ediyor. Aday olması ve ilk turda seçilememesi halinde Erdoğan’ı ikinci turda zorlayabilecek ismi arayan CHP ve MHP liderlerinin CHP+MHP+Erdoğan’a oy vermeyen muhafazakârlar cephesinin oyuyla ikinci turda sonuç almaya odaklandığı anlaşılıyor.
7- CHP ve MHP’nin İhsanoğlu tercihi, cumhurbaşkanını ilk kez halk seçecek olmasına karşın, iki parti açısından geleneksel cumhurbaşkanlığı algısına uygun bir yaklaşımı da yansıtıyor. CHP ve MHP, aday olursa, Başbakan Erdoğan’ın güçlü ve köşeli kampanyasının karşısına, siyaset dışından gelen mutedil ve yıpranmamış bir ismi çıkararak sonuç almayı hedefliyor. Bu nedenle, önümüzdeki iki ayın miting meydanlarında ateşi yüksek bir kampanyalar savaşı olarak geçmesini beklemek çok gerçekçi olmaz.
8- İhsanoğlu tercihi, CHP’nin HDP-BDP bloğu ve dolayısıyla Kürt seçmenler konusundaki nabız yoklamalarından sonuç alamadığını da ortaya koyuyor. Çözüm sürecinin devamına odaklanan Kürt tarafının, nihayetinde Erdoğan’ın doğal ortağı olacağına bir kez daha kanaat getiren CHP yönetimi, ikinci turda HDP oylarının karşısına MHP oylarıyla çıkmayı hedeflemiş görünüyor. Dün HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’ın yaptığı, “MHP’nin de kabul ettiği bir adayı bizim desteklememiz zor” açıklaması bunun bir başka izahı. Bu durum, seçim ikinci tura kalırsa HDP-BDP seçmeninin oyunu Erdoğan ya da Ak Parti adayı için altın değerine dönüştürüyor.
9- Uluslararası tanınmışlığı yüksek seviyede, ancak iç kamuoyu açısından tanınırlığı düşük bir isim olan İhsanoğlu’nun, aday olması halinde Erdoğan karşısında şansının çok az olduğu kesin. Ancak, onun kaybetmesi ne CHP’li ne de MHP’li bir adayın kaybetmesi anlamına gelmeyecek.
CHP ve MHP’nin başına çektiği muhalefet bloğu, Erdoğan’ın karşısına, Erdoğan’ın alışık olmadığı bir sürprizle çıkmış durumda.