Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Einstein gibi düşünmüyor olsa gerek ki savaşa getirdiği yorum, bütçe kalemlerinin arasına sıkışıyor. Bugün Allbert Einsteinın "Savaşı öylesine tiksinti verici ve aşağılayıcı buluyorum ki, böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi parçalayıp yok ederim daha iyi... Benim anlayışıma göre, sıradan bir cinayet, savaşta adam öldürmekten daha kötü değildir" sözlerini paylaşan milyonlarca insan; adi bir katili elektrikli sandalyeye gönderdiği gibi, savaşı da modern dünyanın bir yönetim biçimi olarak koruyan, kollayan ABD politikasından kendisini koruyamıyor. 600 milyon dolar mı? MÜSİAD Ekonomi Basın Ödülleri töreninde görüştüğüm Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, o sırada "Meksikaya giriyor muyuz, ABDnin Irakta ne işi var?" sorusunu soruyordu. 200 işadamı ile Bağdata yola çıkacaktı. Oysa Tüzmenin o gün sorması gereken soru: Irak hükümeti ile BM ticareti çerçevesinde yaptıkları 600 milyon dolarlık anlaşma, muhtemel savaş sonrası geçerli mi, değilse ortaya nasıl bir hukuk çıkacak? Saddamsız Irak Erdoğanın "Türkiye bu denklemin dışında kalmamalı" sözleriyle, grubundan Irak Savaşı kararı cıkması yönünde destek istediği günlerde, Çelik "son ve tek hamle" diye, Saddamsız Irak için Meclisin savaş kararı kartını açması gerektiğini yazıyordu.Saddamın ancak böyle bir kararlılık karşısında Irakı terk edebileceğini söyleyen Çelik, barış şansını "savaş kararına" bağlıyordu.Bu iki davranış AKP çevrelerinden de edindiğim izlenimle birbiri ile çakışmıyor. Hükümetin Irak savaşının gerekliliğini halka inandırmadan, Meclisten "biz de burada olmalıyız" kararı aldırma çabalarını siyasetten bir boşluk yaratıyor.Savaş sonrası Irak topraklarını parselleyen İngiliz ve ABD tezine karşın, Türkiyenin güvenliği açısından Kuzey Irakta olmak gerekliliği ortaya çıksa bile, alınan güvenceleri (varsa) bilen de yok. Tayyip Erdoğanın yanından ayrılmayan Siyasi Danışmanı ve AKP milletvekili Ömer Çelikin Star gazetesindeki yazılarını takip edenler ise "Saddamsız Irak" tezini işlediğini görürler. Şenerden savaş umudu! Şener, Capital dergisinin bu ayki sayısında savaş ekonomisi ile ilgili görüşlerini şöyle açıklıyor: "Bizi ilgilendiren tarihi savaşların Osmanlı ekonomisine etkileri ile ilgili makaleler de yazdım. Daha çok ana finansman dengeleri bozuluyordu. Tanzimat dönemi ile ilgili İttihat ve Terakki Partisinin ekonomi politikaları ile ilgili makaleler yazdım... Osmanlı ekonomisinin en canlı olduğu dönem 1. Dünya Savaşı yıllarıydı. Toparlanamayan, özel girişimciliğin önünü açamayan Osmanlıda, reform girişimlerinin de başarısız olduğu ortamda, savaş dolayısıyla çok sayıda yeni şirket ve çok sayıda banka kurulmuş... Savaş tabii ki istenmez ama savaşla birlikte ekonomik bazı alanlar canlanır... Özelleştirme konusunda hiç ummadığımız bir talep var. Savaşları hep olumsuz ve kötü düşünmek de sağlıklı değil."Şener ayrıca acil eylem planının savaştan etkilenmeyeceğini de belirtiyor. Şener, ekonominin can simidi olarak savaşı görenlere moral kaynağı olacak gibi... syilmaz@milliyet.com.tr Bu belirsizlik içinde Başbakan Yardımcısı Şenerin bir savaş ekonomisi uzmanı olduğunu bilmemizin yarırı olur mu?
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025