Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Oysa 3 Kasım öncesi; henüz yargı sürecindeki Tayyip Erdoğana siyaset yolunun tıkanması riskine karşılık açılan Abdullah Gül kartı ABDden onay almıştı...Refah Partisinde yaşanan çelişkilerle bilenerek yolları kesişenlerin kurduğu AKPnin, iktidarının 100 gününde bölünme tehlikesi atlatacağı hesap edilmemişti.Tezkere ile bunlar oldu. AKP, ABD ile karı karşıya geldi ve bölünme tehlikesi sinyalleri verdi.AKP bir ruh bölünmesi yaşadı. Erdoğanın işaret ettiği gibi milletvekillerinden bir kesim, "Türkiyenin geleceğine" oy atarken, diğer bir kesim farklı nedenlerle tezkereye "Hayır" oyu kullandı.Farklı nedenleri soruşturduğumda, şu yorumları aldım.1 - Erdoğanın grup konuşması demokratik bir yönetim tavrını sergilemedi. Erdoğan tezkereye "Hayır" diyenlerin, kendisine de "Hayır" diyeceğini söyleyerek bireysel bir güç gösterisi yaptı. Tezkereye evet oyu kullanmayanları, Doğu Perinçek ve Cem Uzan ile aynı kefeye koyması da tepki topladı.2 - Ertuğrul Yalçınbayır gibi hukukçu kimliği olan milletvekilleri Anayasanın 96. maddesinin işaret ettiği "Uluslararası meşruiyet şartı" uyumu aradılar. Aksi halde olağanüstü bir siyaset ikliminde milletvekilleri Yüce Divana gitme korkusu yaşadılar.3 - Bakanların "Hayır" oyu kullanacaklarını açıklamalarına rağmen, Başbakan Gülün tavırsız kalması hükümetin kararlılığı konusunda şüphelere yol açtı.4- Savaştan en çok etkilenecek olan Güneydoğu milletvekilleri yerel inisiyatif kullanma gereği duydular. Bölgede savaş ile birlikte terör eylemlerinin artacağına ilişkin beklenti kırılmış değil.5 - "Hayır" oylarında artışa belki de en çok etki eden faktör, Erdoğanın dış politikasını yürüten ekibe partinin sıcak bakmaması oldu. Milletvekillerinin görüşlerinin alındığı ve Erdoğanın başkanlığında yapılan grup toplantısında son sözlerin Dış İlişkiler Danışmanı Egemen Bağış ile Siyaset Danışmanı Ömer Çelike verilmesi tepki topladı. 6 - Samimi olarak barışı zorlamakta ısrar edenleri de unutmamak gerekir ki, Irakın füzelerini imha etmesini, barışa doğru atılmış adımlar olarak görenler oldu.7 - Türkiyenin Kuzey Iraka asker gönderme yetkisinin tezkere ile sınırlı olmadığını söyleyen hukukçular, sınır güvenliği için gerektiğinde Cumhurbaşkanının asker gönderme kararı alabileceğini kaydettiler.Sonuç olarak Türkiyenin başında bulunan AKP kadroları bugün tezkereye neden evet denileceği konusunda bir görüş birliği sergilemedikleri gibi, hayır diyenler de stratejilerini ortaya koyamadılar.9 Mart Siirt seçimlerinde hem savaş, hem de ekonomiye getirilen yüklerin faturası Erdoğana kesilecek gözüküyor. Bakalım bir yandan Diyarbakırlı İçişişleri Bakanı Abdülkadir Aksunun desteği, öbür yandan Siirtli İstanbul milletvekili Egemen Bağışın çalışmaları AKPnin beklediği 3 - 0lık sonucu getirecek mi? Benim aldığım bilgilere göre Siirt seçmeninin Erdoğana desteği 2 - 1e düşmüş durumda.Savaş AKP üzerinde etkilirini göstermeye devam edecek gibi... syilmaz@milliyet.com.tr Seçimlerden sonra merkezin sağında beliren iyimser havanın temelinde, 360 milletvekili ile AKPnin Mecliste istediği yasal düzenlemeyi yapma gücü yatıyordu. O günler iyimserlerin aklına; AKPnin ağırlıkta olduğu Mecliste ne ABDye karşı oy kullanmak, ne de partiyi bölme tehlikesi ile karşı karşıya getirecek bir oylama tehlikesi geliyordu.