Ancak bu ülkelerde elde edilen doğal soda göl yataklarından sağlanıyor. Dolayısıyla buradan çıkan sodadan, soda külü elde etmenin maliyeti yüksek. Türkiye ise bu anlamda çok verimli bir rezerv sahasına sahip. Ankaranın Beypazarı ilçesinde 237 milyon tonluk doğal soda rezervi bulunuyor. Buradan yılda 1 milyon ton soda külü elde edilebileceği, yıllık getirisinin 120 milyon dolar olacağı etüd edildi. Dünyada işletilebilir trona (doğal soda) rezervleri 25 milyar ton ve en geniş trona yatakları 20 milyar tonla ABDnin Wynoming eyaletinde (ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheneyin seçildiği eyalet). Çin, Meksika, Kore, Hindistan, Pakistan, Güney Afrika Cumhuriyetleri, Bolivya, Brezilya ve Venezüellada da trona yatakları var. Türkiye ABDnin rakibi Türkiye; hem trona maden yataklarındaki verimlilik oranı, hem de Avrupa, Ortadoğu, Uzakdoğu ülkelerine ABDye göre yakınlığı nedeniyle tartışmasız ABDnin en büyük rakibi. Dünya ülkelerinin 2002de 43.6 milyon ton tüketeceği soda külü pazarının 6.2 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Pazarın yüzde 25ini oluşturan gelişmiş Avrupa ülkeleri ihtiyaçlarını ABDden (10.2 milyon ton) karşılıyor. Tüketilen soda külü yüzde 70 sentetik yollardan, yüzde 30 ise doğal yollardan elde ediliyor. Sentetik soda külünün maliyeti, doğal soda külüne göre altı kat fazla oluyor. Bakın ABD ne yapıyor? Bu arada Türkiyede 1980lerden kalan maden ruhsatına sahip bir başka Amerikan devi Rio Tinto Zinc Corpa (RTZ) ışık tutmam gerekiyor. RTZ Grubu, Ankara Kazanda trona rezervini çıkartmak için çalışmaya başladı. RTZ, aynı zamanda ETİ Holdingin dünyada bor madeni ve ürünleri pazarındaki en büyük rakibi US Boraxın da sahibi. Eti Holdingin RTZnin trona maden sahası ile hiçbir ilişkisi bulunmuyor. 1983de bugün dünya trona kartelini oluşturan FMC Wyoming Corporation - ABD ve Solvay - Belçika grupları, Eti Holdinge Beypazarı trona yatakları ile ilgili fizibilite çalışması yapmaya başladı. Milyonlarca dolara hazırladıkları (duyumlarım 25 milyon dolar, aksine bir durum varsa açıklasınlar) fizibilite raporu sonucunda burada madenin olmadığını söyleyip çekip gittiklerinde, dünya trona pazar paylaşım zaferini kutlamış oldular. Ne bekleniyor? Fizilibite raporuna göre öngörülen 350 milyon dolarlık yatırım için finansman olanaklarının yaratılmasını mı, yoksa RTZnin piyasaya girmesi mi? Eti Sodanın beklettiği 4 yıl, madenin bulunmasından bugüne kadar geçen 24 yıl... Bu duruma uygun söz; ya hesap bilmiyorlar, ya dayak yememişler!..Kimler mi? Amerikalılar değil herhalde. syilmaz@milliyet.com.tr Türkiyede neler oluyor? Sondan başlayayım, 28 Şubatta Beypazarı trona madenlerinin çıkartılması, işlenmesi, satılması vs. üzerinde kurulan Park Grubu, Vakıfbank ve Eti Holding ortaklığı ile kurulan Eti Soda AŞ için yatırım kararını alması gerekiyor. Karar süreci, 1998de alınan Yüksek Planlama Kurulu kararına kadar uzanıyor. O tarihte Eti Holding yatırımcı grupla (Park ve Vakıfbank) yıllık 4 milyon dolarlık kira sözleşmesi imzalansaydı, 16 milyon dolar gelecekti. Şimdi sorarım, Eti Holdingin tavsiyesi ile seçilen Amerikan firması Kvaermer - Metalsin hazırladığı fizilite raporu onaylandı, Maden Tetkik Aramadan istenilen olumlu rapor geldi, ne bekleniyor?