YazarlarSıtma demokrasisi

Sıtma demokrasisi

15.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sıtma demokrasisi

Sıtma demokrasisi

       DEMOKRASİ diye bir şey var ya...
Az çok biliyoruz ki, sadece kimin yöneteceğini seçebilme hakkıyla ilgili değil.
İçimize işleyebilmesi, hayatımızın neredeyse tüm seçimlerini, çok sayıda seçenek arasından özgürce yapabilmemize bağlı.
Elbette bir başkasının seçimlerinin özgürlüğünü sınır kabul ederek ve elbette seçimlerimizin bir hak olarak hukuk güvencesinde ve denetiminde bulunması şartıyla.

. . .

Fakat bu "demokrasi" denen, tarih boyunca geçtiği çeşitli aşamalarda da, bugün tarihe ve tarihi ile taahhütlerine bizimki gibi meydan okuyan ülkelerde de "sıtma demokrasisi" şeklinde idrak edilmek durumunda.
"Sıtma demokrasisi" tabii ki ne sıtma gibi sineklerden bulaşıyor, ne de demokrasi gibi kazanımlarla ilerliyor.
Bir salgın olduğu ve yerinde saydırıp titremeye yol açtığı mutlak ama...
"Sıtma demokrasisi"nin temel özelliğinin felsefi kökeni atalarımızda. Bir felsefe biçiminde değil, basit bir atasözü olarak.
"Ölümü görüp sıtmaya razı olmak" meselesi. Eh, bunun daha doğru ifadesi "Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" tabii ki.

. . .

Bu felsefe, aktif ve pasif biçimleriyle hayatımızın her anında içimize sindirilmiş, sinmiş ve üzerinize afiyet içimize de etmiş vaziyette.
Hayatımız, en bireysel görünen seçimlerimizden, en toplumsal, siyasal tercihlerimize kadar "ehveni şer" arayışlarından, kabullenmelerinden feyz alıyor.
Çoğunluğumuz bu miyopik kötünün iyisine göbek attıkça da, "sıtma odakları" sürekli olarak bir "ölüm felsefesi" pompalayarak ürkütüyor açıkçası.
Sivil ve gayri sivil siyasi tarihimiz, hep aman şu gelmesin, aman bu olmasın da ne olursa olsun denilmesi ve bunun "doğru ya"lanmasının örnekleriyle dolu.
Doludan kaçıp yağmura sığındığımızı sanıyoruz durmadan.
Ölümden kurtulmak için kapağı sıtmaya atmaya koşuyoruz düşünmeden.
Toplu halde sıtma nöbetindeyiz.
Ateş içinde.
Anarşi dursun diye darbeye razı olmak da öyle...
Kriz büyümesin, işsiz kalmayalım diye ücretlerin tırpanlanmasına duacı olmak da, mesela.
Bu ülkedeki en temel politika ve toplumu ikna yöntemi bu ölüm - sıtma mengenesi oldu.
Seçim sandığına koşarken de aklımız sıtmada.
Seçim sandığından vazgeçmeye meylederken de öyle.
Bir kere ölmeyelim diye her gün sıtmalardayız.
Seçim, tercih, seçenek... Demokrasi kültürü adına ne varsa, vazgeçiyor, olduğumuz yerde titremeye bayılıyoruz.

. . .

Oysa bu sıtma, sıtmalar var ya... Kanımızı kurutuyor.
Yaşayan ölüleriz ki, her gün baştan aşağı yıkıyorlar.
Bu durumda ise, umudumu tazelemek için yine bir ata felsefesine sığınmaktan başka bir şey gelmiyor elimden...
Dedikleri gibi belki, "Ölüyü çok yıkarsan osurgan olur."
Şimdi sabırla, bunu bekliyorum:
Hep ölümün eşiğinde sıtmaya razı olmaktansa, özgür seçimlerimiz, tercihlerimiz adına yellenmek.
Burnumuzu rencide etse de hiç olmazsa insani bir silkiniş olur diye.


KEŞFETYENİ
Sessizliğini bozdu! Ayrılık iddialarına tek kare yanıt
Sessizliğini bozdu! Ayrılık iddialarına tek kare yanıt

Cadde | 10.05.2025 - 07:46

Survivor'a sürpriz bir şekilde veda eden isim Yiğit Poyraz olmuştu. Yiğit Poyraz elendikten sonra ilk olarak Hikmet ile olan fotoğrafını paylaşmıştı. Bu paylaşım akıllara 'Yasmin Erbil'den ayrıldı mı?' sorusunu getirmişti.

Yazarlar