Haberin Devamı

Türkiye istikrarlı bir "yöneten demokrasi"yi başarırsa, cumhuriyetin yüzüncü yıldönümüne, 2023 yılına, "muasır medeniyeti yakalamış bir ülke" olarak girebilir: Köylülükten çıkmış, nüfusunun yüzde doksanı şehirlerde, sanayi ve hizmet sektöründe çalışan bir ülke... Eğitimde üniversite mezunlarının oranı çağ nüfusunun yüzde 30'unu geçiyor. Kişi başına gelir 25 bin doları, ihracat 500 milyar doları aşıyor. Demokrasi yönetim yönetme gücünü kazanmış, seçilmişler-atanmışlar dengesi sağlıklı demokrasilerdeki kıvamını bulmuş... Listeyi uzatabilirsiniz ama "muasır medeniyet"in zamanımızdaki asgari kıstasları bunlar. 2007 yılına giriyoruz. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini Türkiye krizsiz başarmalı, siyasi istikrar bozulmamalıdır. Bu açıdan 2007 büyük bir sınav yılıdır! 1980'lerin ortalarından itibaren Türkiye'de moda slogan "2000'li yıllara hazırlanmak"tı. Sovyetler'in çökmesiyle dünyada yeni bir yarışın başlamasına da uygun düşüyordu bu.Güzel bir slogandı. Beş Yıllık Plan'larda dikkate alınmış, hükümet programlarına da girmişti.Toplumların böyle hedeflere sahip olması, sosyal enerji yaratmak ve tempoyu hızlandırmak için son derece yararlıdır.Fakat Türkiye 1990'ları kaybetti! Hemen hemen boşa geçen on yıl!Koalisyon kavgaları, istikrarsız hükümetler, çözümsüz kalan, üst üste yığılan sorunlar... Koalisyonlar ameliyat yapamıyor ancak günlük pansumanlar yapıyor.Türkiye büyük umut bağladığı "2000'li yıllar"a, tarihinin en büyük ekonomik kriziyle girdi! Artık mecburen ameliyat masasındaydık!Kriz ve ardından Kemal Derviş'in yaptığı 'ameliyat' ekonomimizdeki hastalıklı, urlaşmış yapıları tasfiye etti. Ekonominin 'mekanizmaları' sağlığa kavuştu. 2002'de tek partili bir iktidarın gelmesi tempoyu hızlandırdı.İşte bütün rakamlar büyüyor.Önümüzdeki yıllarda iktidara kim gelirse gelsin "yönetimde istikrar" olmalı, "rakamların büyümesi" devam etmeli ki, "Hedef 2023"ün gerektirdiği rakamlara ulaşabilelim. Krizden başarıya Dile kolay... Köylülükten çıkmak demek, her yıl bir milyona yakın vatandaşın köyden şehre gelmesi demektir. Bu ekonomik bakımdan muazzam bir sorundur: Altından kalkmak için gereken milyarlarca dolar yatırımın bir kısmını yabancı sermayeyle karşılamaya mecburuz. Ona göre evrensel hukuk ve ekonomik mantıklı dış politika... Kültürel bakımdan muazzam bir sorundur: Kültür çatışmaları, kültürel şoklar, kültürel gecikme, kültürel boşluk... Böyle bir yığın adı var sosyolojide. Demokrasi bakımından muazzam bir sorundur: 'Merkez'deki elitlerin, 'kenar'dan gelen milyonlarca vatandaşına, onların kimliğine, değerlerine, özlem ve ihtiraslarına anlayışla bakabilmesi, onları dışlamayıp sisteme entegre edilebilmesi sorunu! Türkiye'nin modernleşme çabası Japonlarla birlikte 19. yüzyılın ilk yarısında başladı. Bugün aradaki fark ortada! Bunda bizim kültür ve kimlik çatışmalarında korkunç bir enerji kaybetmekte olmamızın rolü büyüktür.Geçmişimizi dolduran çatışma ve istikrarsızlık girdaplarına kapılmadan 2007'yi kazasız belasız atlatırsak ve ondan sonra iyi yürüyebilirsek, "Hedef 2023"ü mutlaka başarırız; o zaman dünya başka türlü olur!Bu umutla Kurban Bayramı'nızı kutluyor, mutlu yıllar diliyorum. t.akyol@milliyet.com.tr Hedefe yürümek