Objektif Amerika, İngiltere, Almanya gibi böyle sorunu olmayan ülkeler ise destekliyor.Ve Kosovalılar, kendi milli bayraklarıyla birlikte NATO ve AB bayrakları altında kutlamalar yapıyor!.. Bayrağında Kosova haritası yer alan Müslüman bir toplum, Avrupa'da bağımsızlık kazanıyor! Demek ki: Sırplarla olan din farkı, Kosova Arnavutlarının tarih boyunca Sırplarla entegrasyonunu önlemiştir; hiçbir ortak değeri ve çıkarı bulunmayan iki halk, nihayet ayrılmıştır.Aynı tarihi sebeplerle özerk Kosova'nın sınırları belliydi; şimdi de bir toprak kazanma savaşı yok.Sırp faşizminin 1980'lerin sonunda ortaya çıkan saldırganlığı, NATO'nun, AB'nin ve uluslararası toplumun gözünde Kosova milliyetçiliğine meşruiyet ve destek kazandırmıştır! KOSOVA'NIN bağımsızlığı, etnik milliyetçi hareketleri güçlendirecek, en azından umutlarını besleyecektir! Nitekim, özerk bölgelerden ve etnik gruplardan oluşan İspanya, bu endişeyle Kosova'nın bağımsızlığına karşı! Faşist Miloseviç iktidara geldikten iki yıl sonra, Osmanlı-Sırp Kosova Savaşı'nın 600. yıldönümü için 28 Haziran 1989'da Kosova'da büyük bir miting ve tören düzenledi. "Yoldaşlar" diye başlayan ünlü konuşmasında, Osmanlı karşısında Sırpların "hainler yüzünden" yenildiğini, şimdi "Büyük Sırbistan"ın tarihteki bu mağlubiyetin intikamını alacağını söyledi, Kosova'nın özerkliğini kaldırdı, sıkı bir Sırp rejimi kurdu.Sakin Arnavut milliyetçiliğini ateşledi böylece!Arnavut öğrencilerin "yemek boykotu" halk isyanına dönüştü, gösterilerde 20 Arnavut sivil öldürüldü. Kosova Kurtuluş Ordusu yanardağ gibi patladı.Sırp Ordusu aynı süreçte Slovenya, Hırvatistan ve Bosna'ya saldırdı. Savaş "Boşnak katliamı" halinde devam ederken, 5 Şubat 1994'te Sırplar pazaryerine bombalarla saldırdı, 66 Müslüman kadın ve çocuğu öldürdüler. Artık NATO Sırplara karşı harekete geçecekti.Mart 1999'da NATO, Kosova'da harekete geçti.Faşist Miloseviç savaş suçundan yargılanırken intihar etti.Ve Kosova bugünlere geldi.Miloseviç saldırgan bir faşist değil de, uluslararası toplumla iyi ilişkiler geliştiren, Arnavutlarla sıcak ilişkiler kurabilen medeni bir lider olsaydı, Arnavut milliyetçiliği böylesine destek bulamazdı. Faşist Miloseviç Kıbrıs'ta aynı tarih kitabının başka bir bölümünü okuyoruz. Miloseviç kadar olmasa da, benzer bir şoven çizgiyi temsil eden Papadopulos seçimleri kaybetti.Papadopulos Annan Planı konusunda AB'yi aldatmıştı! Her uzlaşma önerisini reddeden şoven bir Rum siyasetinin lideriydi. Uluslararası toplumda adı "Mr. No"ya çıkmıştı...Rumlar Papadopulos'un AB'ye dayanarak Türkiye'nin bileğini bükme hayaline kapıldılar ama geldikleri yer hayal kırıklığıdır.Ve seçimlerde Papadopulos elendi, AB'ye, BM'ye, Annan Planı'na daha açık iki aday, Kasulides ve Hristofyas, ikinci tura kaldı. Bu sonuç Kıbrıs'ta iki toplum arasında anlaşma olabileceği umudunu biraz yeşertmiş gözüküyor. Bir tahmin için vakit çok erken ama şu kesin:Çağımızda uluslararası toplum, uluslararası kamuoyu, uluslararası ilişkiler, uluslararası hukuk ve uluslararası kurumlar son derece önemli.Onun içindir ki, demokrasi sadece özgürlükler rejimi değil, çağımızda hayati bir "stratejik faktör"dür aynı zamanda. t.akyol@milliyet.com.tr Ve Kıbrıs...