Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yazının başlığında “komşu” dedik ama bu iyi değil kötü anlamında. Çünkü sınırdaş Yunanistan’ın kafası hep “şer” odaklı... Evet söze geldi mi ara sıra “Türkiye ile iyi komşuluk ilişkileri ve iş birliği arayışı” gibisinden laflar ediyorlar ama hepsi hikâye, gerçek niyetleri tam zıddı yönde. Tavırları ve yaptıkları da bunu çok net ortaya koyuyor zaten. Mesela sürekli olarak kara, deniz ve hava sahalarını genişletmek için Türkiye’nin tüm hasımlarıyla dostluk kurmayı kendi milli görüş ve ülküsü haline getirdi ve bunu pervasızca uyguladı. Bu bağlamda da Doğu Akdeniz ve Ege’deki bazı adaları anlaşmalara aykırı olarak silahlandırma, haksız kıta sahanlığı ya da kara suyu saçmalıklarının yanı sıra Türkiye’yi sıkıntıya, zora sokmak adına aynen Suriye gibi insanlığa karşı suç işleyen terör örgütleri ASALA, PKK, DHKP-C, MLKP’yi ülkesinde barındırdı, kamplarda teröristleri himaye etti, eğitti. Yani alçaklıkta sınır tanımadı. 1990’lı yılların sonlarında Türkiye’nin kararlı çıkışları sonucunda Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması sürecinde terörist başı sığınacak ülke ararken himayesine aldı, sıkışınca da onu Kenya’ya kaçırttı, orada da büyükelçiliğinde saklayabilecek kadar pervasızlaşabildi. Yunanistan 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da FETÖ üyelerine yataklık yaptı, hala da öyle. Açıkçası “böyle komşu olmaz olsun” dedirtecek ne varsa hepsini yaptı, yapıyor. Şimdilerde de çılgın bir silahlanma ve savaş çığırtkanlığı havasında. Tabii tarih boyunca olduğu gibi arkasına sığındığı ABD ve Batı ülkelerinin, özellikle de Fransa’nın gazıyla. Dolayısıyla ABD’nin Yunanistan’da kurduğu üsler ile savunma yardımı adı altında verdiği doğrudan destek ve de son olarak Fransa’dan aldıkları sözler ile 18 Rafale savaş uçağıyla havalanan Yunanistan iyiden iyiye şımarmış durumda. Hele de Türkiye’yi F-35 programından çıkaran ABD’nin Yunanistan’a F-35 satacağını duyurmasından sonra. O nedenle de Türkiye’nin hava gücündeki üstünlüğünü kendi lehlerine çevirme hesabındalar. Hatta bu anlamda sadece muharip uçak sayılarını artırmakla yetinmeyip özellikle envanterinde var olan Fransız Mirage uçaklarını yeni versiyon Rafele ile takviye ederek daha başka kirli tezgâh peşinde oldukları da çok net. Hele de 2.5 milyar Euro’ya satın alınan 18 adet Rafale uçaktan 12’sinin yaklaşık 15 yıldır kullanıldığı ve gövde ömürlerinin de üçte bir oranında tükendiği dikkate alındığında. Yani Türkiye ile Yunanistan arasında hava gücü anlamında görünen sayısal dengeyi kendi lehlerine değiştirme çabasının ötesinde Yunan-Fransız ortaklığıyla daha başka kirli hesaplar da söz konusu. Nasılını Emekli Hava Pilot Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş anlatıyor: 

Haberin Devamı

“Savaşmak için söylemiyorum. Savaşmamak için caydırmanız lazım. Yunanistan her zaman eğer Türkiye ile bir çatışmaya girersem perişan olurum diye düşünmeli. O yüzden biz devamlı surette bugüne kadar eski zaman için söylüyorum, 1990’lı yıllara kadar daima Yunanistan’dan 150 uçak civarında daha fazla bulundurmuşuzdur. Kıbrıs Barış Harekatı’nda da bu böyledir. Biz neyi düşünürüz mesela Fransa’nın hava savunma birliklerinin, Mirage uçaklarının Yunanistan’a gelmesini. Çünkü onu siz tespit dahi edemezsiniz. Nereden bileceksin alt tarafı Yunan bayrağını çizecekler üstüne bitti. Bunlar fazla ileriye gitmez sadece Ege’de önleme yapar dolayısıyla Yunanistan ana kıtasını korur. Yani Türkiye’ye falan gelmez, uçmazlar ama hava savunma rolünü üstüne alırlar. Yunanistan’ın bütün bombardıman gücü de Türkiye’ye bombardımana gelir.

Haberin Devamı

Rafele savaş uçaklarını da onun için mi aldılar?

Haberin Devamı

“Tabii ki onun için. Yunanistan sadece ABD’den değil özel olarak Fransa’dan da uçak alır ki yarın bir gün birlikte savaşa girebilirler diye. Şimdi bir de anlaşma yaptılar zaten...”

Olası bir savaşta Fransa uçakları da kullanılabilir anlamında mı?

“Yunanistan’ın şimdi kendi pilotlarının uçurduğu Rafele’ler ayrı konu onu demiyorum. Ama mesela Fransa’dan dört filo Rafele uçağı yardıma gelir. Bunların içinde Fransız pilotlar var ama düşürülürlerse bu açığa çıkmasın, BM nezdinde suçlu duruma düşmesinler diye o uçaklar Ege’nin ortasından doğuya geçmez. Onlar hava savunma görevi yani Yunanistan’ı vurmaya giden bizim uçakları önleme görevi yaparlar, orada Türk uçakları tarafından düşürülseler bile Ege’nin ortasını geçmediği için pilotun Fransız olduğunu kimse anlamaz. Bu arada Yunanistan’ın bütün bombardıman uçakları da nasıl olsa o dört filo bu görevi yapıyor diye Türkiye’ye saldırıya geçebilir. Dolayısıyla uçak hesabı yapılırken sadece Yunanistan ile mukayese edilirse yanlış olur.”

Yunanistan’ın daha başka kirli hesapları da var yani?

“Tabii ki, şimdiye kadar öyle olmadı mı?... Mesela Kıbrıs Barış Harekatı’nda biz sadece Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan’ı göze alarak girmedik savaşa. O zaman da arkasında İngilizler vardı...”