Yalvaç Ural

Yalvaç Ural

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu başlık, NTV Yayınları arasından bu ay çıkan, yine ilginç kitaplardan birinin adı. John Lloyd ve John Michinson’un birlikte hazırladıkları “Cahillikler Kitabı”nın bir de altbaşlığı var: “Bilmediklerimiz ve Yanlış Bildiklerimiz.” Yanlış bilgilenimlerin, yanlış öğretilerin, yanlış anlaşılmaların okura geniş ve kapsamlı bir listesinin sunulduğu bir kitap bu.
*      *     *
İlk gençlik yıllarımda, kitaplığıma sahaflardan aldığım ilk kitaplardan biri, “Marko Polo’nun Sergüzeştleri”ydi. Bu cep kitabı, beni öylesine etkilemişti ki, daha sonraki yıllarda Polo’nun yüzünden fanatik bir  gezi kitapları tutkunu oldum. Hatta bununla da yetinmedim, Milliyet Yayınları’nı yönettiğim yıllarda, içinde Marko Polo’nun da olduğu beş kitaplık “Ünlü Gezginler” dizisini yayımladım. Doğu kültürünün Batı’ya taşınmasında azımsanmayacak katkıları olduğu için de Marko Polo’yla ilgili ne zaman, nerde ne  bulduysam okudum.
*      *     *

“Cahillikler Kitabı”
“Cahillikler Kitabı”nı okuyuncaya kadar ne adının Marko Piliç, ne Hırvat, ne de Dalmaçya’nın Korcular Adası’nda doğduğunu biliyordum. Uzakdoğu’ya 17 yaşındayken tüccar amcasıya gittiğini bir yerlerde okumuştum. İpekyolu’nun Karadeniz ve Trabzon üstünden gidilen bir yol olduğunu ve bu bölgeyi çok iyi tanıdığını da biliyordum. Ama onun 1296 yılında Cenevizlilere esir düştüğünü, hapiste aşk öyküleri yazan Rustichello adlı bir yazarla birlikte kaldığını ve Marko Polo’nun gezip gördüklerini bu yazara anlattığını, onun da Polo’nun anlattıklarını Fransızca olarak yazdığını ilk kez duydum.
*      *     *
Marko Polo’nun kitabının  okurla buluşması 1306 yılında gerçekleşmiş, yani 10 yıl sonra. Üstelik de daha ortada matbaa yok; kitap bir elyazması. Kitabın orijinal adı “Milyon”muş. Çok geçmeden kitaba, “Bir Milyon Yalan” adı takılmış. Marko Polo o dönemde, hem başarılı bir tüccar hem de çok zengin bir adam olduğu için ona Bay Milyon deniliyormuş. Ne yazık ki, pek çok ünlü eser gibi bu kitabın da orijinal elyazmaları kaybolmuş.
*      *     *
John Lloyd ve John Mitchinson, kitaplarının 22. sayfasında, “Avrupa’ya makarnayı ve dondurmayı Marko Polo’nun getirdiği bilinir,” diyorlar. Ayrıca, “ 9. yüzyılda makarna çeşitlerinin Arap ülkelerinde bilindiğini, bunun da 1279 yılları ve Marko Polo’nun gezisinden dönmeden 25 yıl önceki bir tarih olduğunu,” belirtiyorlar. Yine, “Cenevizlilerin kurutulmuş makarnadan söz ettiklerini, yemek tarifçisi Alan Davidson’un da 1929’da Amerika’da bir makarna dergisinden söz ettiğini, dondurmanın da zaten bir Çin icadı olma olasılığının yüksek olduğunu,” söyleyerek Marko Polo bölümünü bitiriyorlar.
*      *     *
Benim notum: Makarna İtalya’ya Asya’dan gelmiştir. Makarnanın atası eriştedir. Bugün bile Anadolu’da tarhana çorbasıyla birlikte köylerde, kasabalarda pek çok evde, fırından ekmek alıyorlarsa bile erişte kesilir, torbalanır ve bütün yıl kullanılmak üzere dolaplarda saklanır. Erişte göçerlerin, Türklerin ana yemeklerinden biridir. Arap ülkelerinde buğday üretimi olmadığı için 9. yüzyılda makarnayı tanıyor olmalarının tek nedeni, Türkmenlerin Bağdat ve çevresine ilk gelişlerinin 750’lü yıllarda gerçekleşmiş olmasından kaynaklanıyor olsa gerek.
*      *     *
Bu ilginç kitaptan, önümüzdeki haftalarda da sizlere bazı bölümler aktaracağım. Eğer bu yaz gerçekten ilginç bir kitap okumak istiyorsanız kesinlikle “Cahillikler Kitabı”nı okumalısınız. Bir düşünsenize, Sindirella’nın o ünlü cam pabucu, aslında ünlü yazar Perrault’un kelimeyi yanlış anlamasından kaynaklanmış: Pabuç cam değil, sincap kürküymüş. Meğerse Verre,  cam; vair, sincap kürküymüş...