Yılmaz Çetiner

Yılmaz Çetiner

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bayram öncesi ekonomik durgunluk için veryansın ediyorduk ya, benim izlenimim geçmiş bayram bütün teorik kurallar yıkıldı!.. Belki herkes ipin ucunu kaçırdığı için şıkır şıkır oynuyor. Belki de gizli bir el ekonomiyi harekete geçirdi.
Bir defa, İstanbul'a tatile gelenler İstanbul'dan gidenlerden daha çoktu. Koca şehir bir türlü tenhalaşamadı. Belediye otobüslerinin ve metronun bedava olması sayesinde bir milyondan fazla insan semtten semte mütemadiyen göç etti.
Eminönü, Sirkeci, Fatih, Aksaray, Karagümrük ve Topkapı yörelerini bizzat gezip gördüm. Tam yedi gün kaldırımlarda, dükkanlarda adeta savaş gibi alışveriş vardı. Ortalık kararana kadar insanlar pazarlığa doyamıyorlardı. Şimdi diyecekler ki, "canım ne çıkar seyyar satıcıların sattıklarından, fakire fukaraya çalışıyorlar!" Doğru ama en az 300 bin seyyar var bu alanda! Elbise, ayakkabı, tuvalet malzemeleri, çocuk oyuncakları, giysiler ve her şey... Bunları 7 gün tatil süresince hep aldılar, sattılar. En azından 2 milyon kişi böyle ucuz alışveriş yaptı. Peki ama bu mallar nereden geliyor?
Profesör Osman Altuğ Hoca'nın kulakları çınlasın. Her fırsatta anlatır kayıt dışı ekonominin kayıtlı ekonomiden daha fazla olduğunu, müthiş vergi kaçağını söyler durur. İstanbul'un bütün bölgelerini ve Anadolu'yu kattınız mı, ortaya müthiş bir faturasız alım - satım rakamı çıkıyor. Bu mallar nereden geliyor, kimin malları? Yine bizim fabrikaların, bizim imalathanelerin. Seyyar satıcı alırken kaydı kuydu var mı? İşte size üretim ile tüketim arasında gittikçe büyüyen müthiş bir vergi dışı para!..
Geçmiş bayramız kutlu, 2001 yılınız mutlu olsun...

Henry Kissinger ile eşi Nancy yalnız diplomaside değil dünya sosyetesinde de aranan, sevilen bir çiftti. Bizim eski Dışişleri Bakanımız rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil, anılarında Nancy Kissinger ile tatlı bir sohbetini bakınız nasıl anlatıyor:
- Meşhur Nancy, yangın kulesi kadar uzun, zayıf bir hanım!.. Ankara Palas'ta resmi bir davette aynı masada yemek yiyoruz. Baktım yemeğe başlamadan içtiği sigara beşi, altıyı buldu... "Madam" dedim, "bu zıkkımı neden çok içiyorsunuz?" "Ben de şikayetçiyim ama bırakamıyorum" dedi...
"Denediniz mi?" diye sordum. "Denedim ama başarılı olamadım" cevabını verdi... "Beni fazla meraklı bulmazsanız bir soru sorabilir miyim" diye ısrar ettim. "Buyurun" deyince "Kocanız ilk aşkınız mı" dedim... Nancy bir an duraladı "Hayır" diye başını salladı... "Peki o halde ilk aşkınızı ne yaptınız?..." "Bıraktım!.." Ee dedim "ilk aşkınızı bırakıyorsunuz da sigarayı neden bırakmıyorsunuz?.."
Nancy Kissinger güldü "Bu meseleye hiç böyle bakmamıştım" dedi...