Zafer Şahin

CHP’de son 1 haftada...  

Kılıçdaroğlu, İstanbul adaylarının İmamoğlu olduğunu ilan etti. 

İmamoğlu, genel başkanına teşekkür etme gereği bile duymadan Özgür Özel’i sahaya sürdü! Kılıçdaroğlu’nun jestine Özel’i karşısına çıkararak cevap verdi! İmamoğlu -Özel ikilisinin birlikte hareket ettiğini, geçtiğimiz hafta baş başa görüşerek strateji belirlediklerini ve kurultaya kadar aynı fotoğraf karesine girmeme kararı aldıklarını dip not olarak ekleyelim.  

CHP’de an itibariyle psikolojik üstünlük değişimcilere geçmiş gibi görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun şartlar ne olursa olsun kurultayı alacağını düşünenler bile artık eskisi kadar emin konuşamıyor.  

Anadolu delegelerinde avantaj Kılıçdaroğlu’nda… Ancak büyükşehirlerde ibre değişimden yana. İşin rengi İstanbul Kongresi’nde belli olur. 

Değişim ekibi İstanbul’u alırsa İmamoğlu-Özel ikilisinin önü otoban gibi açılır. Bu durumda Kılıçdaroğlu kurultayda aday olur mu? Ya da başka bir adayı

Aksini iddia edebilen çıkar mı bilmem ama Türkiye’de muhalefet tam bir enkaz halinde.

Sabah söylediklerini akşam bizzat kendileri inkâr ediyor.

İyi Parti lideri yerel seçime her ilde kendi adaylarıyla gireceklerini açıklıyor.

Arkasından İyi Parti Genel Başkan Yardımcı çıkıyor “Kapıyı kapatmış değiliz” diyor!

CHP’de parti içi iktidar yarışı desen... Brezilya dizileri kıvamına geldi…

Yerel seçim öncesinde birbiri ardına yayınlanan anketler sizi yanıltmasın…

2024’te iktidarın rakibi kesinlikle CHP-İyi Parti değil…Milletin bu partilerden bir umudu da beklentisi de kalmadı.

Asıl rakipler ekonomi, yüksek kiralar, markette kontrol edilemeyen fiyat artışları…

Akşener’e “İttifak siyasetine karşıyım, her yerde kendi adaylarımızla seçime gireceğiz” dedirten ana sebep muhalif seçmendeki bıkkınlık ve kızgınlık.

Kılıçdaroğlu ekonomiye güvenerek belediyelerin tamamını yeniden alacağına ve koltuğunda oturmaya devam edeceğine inanıyor. Akşener ise seçmenin ekonomiye rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimindeki hezimetin faturasını hem kendilerine hem de İmamoğlu-Yavaş ikilisine kesmesinden endişe duyuyor. Bu yüzden CHP ve özellikle Kılıçdaroğlu ile yeniden ittifak masasına oturmak istemiyor.

İyi Partililere göre, muhalif seçmen aslında 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminden beri genel başkanlara kırgın ve küskün. İmamoğlu ve Yavaş gibi iki yerel aktör bu tepki sebebiyle muhalif seçmen tarafından bu kadar sahiplenildi.

2023 genel seçimlerinden sonra ise aynı tepkiyi İmamoğlu ve Yavaş için de hissediyor. Sonuçta ‘Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı’ sıfatıyla onlar da Türkiye’yi karış karış gezdi. Ve başarısızlıkta pay sahibi durumundalar.

Akşener’in dip dalga endişesi çok da yersiz değil.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’yi Ankara’da bulmak imkânsız. Mesaisinin neredeyse tamamını deprem bölgesinde geçiriyor.

Kolay değil…11 ilde 14 milyon insanı etkileyen, 680 bin konut ve 170 bin ticari alanı kullanılamaz hale getiren bir büyük afetin yaraları sarılmaya çalışılıyor.

Bölgede tam 850 bin bağımsız bölüm inşa edecek bakanlık... Hal böyle olunca Özhaseki ile beraber ekibi de sürekli sahada. Herkes canını dişine takmış, bölgeyi yeniden ayağa kaldırmaya çalışıyor.

Bu yazıdaki bilgiler sahadaki bakanlık yetkililerinden telefonla alındı. An itibariyle bölgede son durum şöyle…

* Rezerv alanlar başta olmak üzere 200 bin konutun inşaatına başlandı, binalar hızla yükseliyor. En geç 1 yıl içinde hak sahiplerine teslim edilecek.

* Bakan Özhaseki’nin açıkladığı “Yerinde Dönüşüm Projesi” tuttu. Şu ana kadar 200 binin üzerinde vatandaş projeye başvurdu. İlginin bu kadar yüksek olmasının sebebi vatandaşın hatıralarının olduğu yerden kopmak istememesi ve arsa sıkıntısı. Yerinde

Ne örtülü ve açık ambargolar. Ne de sistemli itibarsızlaştırma çalışmaları… 

Türkiye’nin gözbebeği olan savunma sanayiinin önündeki en büyük tehlike an itibariyle mavi yakalıların peşine düşen beyaz adam! 

Evet yanlış duymadınız. İHA’ları, SİHA’ları, savaş gemilerimizi, yeni nesil denizaltılarımızı, Fırtına Obüslerimizi üreten… F-4, F-16, A400 M uçakları ve radarların modernizasyonunu, ATAK Helikopteri başta olmak üzere TSK ve Emniyetin tüm helikopterlerinin yenileştirme, bakım, onarım ve uçuş testlerini çok düşük maliyetlerle yapan askeri işçiler bir bir yurtdışına gidiyor! Çünkü kazandıkları para ile geçinmekte zorlanıyorlar. Çünkü sırf onları Türkiye’den koparmak ve Avrupa, ABD’deki savunma sanayii şirketlerine transfer etmek için çalışan aracı kurumlar var. 

Beyin göçü deyince aklınıza sadece beyaz yakalılar gelmesin. Savunma sanayiinin mavi yakalıları stratejik önemde bilgi birikimine ve tecrübeye sahipler.

CHP’nin hafta sonunda gerçekleşen ilçe kongreleri bir kez daha gösterdi ki..

Erdoğan’a karşı girdiği her seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu parti içi iktidar yarışlarında ormanda 10 kaplan gücünde olan Kızılmaske gibi.. Söz konusu CHP olunca rakip tanımıyor!

İstanbul kongrelerinde Ekrem İmamoğlu’nu… Manisa’da Özgür Özel’i duman etti.

Bu saatten sonra Özel’in genel başkan adayı olarak kurultayda Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkması zor.

İmamoğlu ise pragmatik bir siyasetçi olarak Kılıçdaroğlu’na yanaşmaya çalışır. Artık ana hedefi kendi adaylığıyla beraber

İstanbul’daki bazı ilçelerin adaylarını belirlemek olur.

Değişim mi? Onun cevabını CHP’nin Ümraniye İlçe Kongresinde Mahmut Tanal verdi: Değişim isteyenler 7 dönemdir vekillik yapıyor. Dertleri koltuk, dertleri ekmek!

Tanal diyor ki… Koltuk ve ekmek arasında sarsılmaz bir bağ var! Artık nasıl bir bağ ise o! Ne kadar koltuk, o kadar ekmek demek istiyor sanırım!

Martin Luther King… 

ABD’de siyahların özgürlük mücadelesinin simge ismi.  

28 Ağustos 1963’te 200 bin kişiye hitap ettiği meşhur konuşmasına “Benim bir hayalim var” diyerek başladı. 

CHP’li Özgür Özel’in “İmamoğlu ile ortak bir hayalimiz var” diye başlayan açıklamaları sanırım King’den alıntı. Güzel bir çıkış noktası. Ama altını doldurmak şartıyla… 

King’in tarihi konuşmasından sonra gelişen siyasi hareket, ABD’de siyahların haklarını güvence altına alan önemli yasal değişiklikler getirdi.  

Kılıçdaroğlu’na karşı birlikte hareket eden İmamoğlu-Özgür Özel ittifakı ise bir siyasi hareket gibi görünmüyor.  

Daha çok “Kemal Bey ve ekibi gitsin, bizim ekipler gelsin” havasındalar.  

CHP’de delege, belediye pazarlıkları ve ekipçilik her şeyin önünde olduğu sürece hiçbir şey değişmez.  

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır...

İmamoğlu’nunki de o hesap…

Cumhurbaşkanı adayı… Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı… CHP Genel Başkanı adayı derken rotayı yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına kırdı.

Daha doğrusu kırmak zorunda kaldı… Kendisine yakın medya organları gelişmeyi “İmamoğlu ‘İstanbul’ diyecek” başlığıyla duyurdular bile!

Bu haber parti içi iktidar yarışlarında 10 kaplan gücünde olan Kılıçdaroğlu’nun, İmamoğlu’nun da süngüsünü düşürdüğü anlamına geliyor.

Siyasette risk alan yol alır. Eldeki kuş-daldaki kuş ikileminden çıkamayan yaya kalır…

Ve idare-i maslahatçılar esaslı inkılap yapamazlar.

İmamoğlu günün sonunda bir idare-i maslahatçı olarak Kılıçdaroğlu’nun kendisine verdiği istikamete razı olmak zorunda kaldı.