Zafer Şahin

Zafer Şahin

zafer.sahin@kanald.com.tr

Tüm Yazıları

Döviz kurundaki durdurulamayan yükseliş vatandaşın canını fena halde yakıyor. Temel gıda maddelerine gelen zamlar doğal olarak sokakta iktidara tepki olarak yansıyor.

Muhalefet de “Fırsat bu fırsat” mantığıyla normal şartlarda yenemeyeceğini bildiği Erdoğan’a yüklendikçe yükleniyor. E, işleri bu. Tabii ki muhalefet edecekler. Şu ana kadar ortaya koydukları bir çözüm önerisi var mı derseniz... Yok. Ne zaman oldu ki? Sıkıştıklarında Demirel’e atıfta bulunup, “Tencere iktidarı götürür” deyiveriyorlar!

Haberin Devamı

Bu muhteşem vizyon ve umut vadeden yaklaşım doların ateşini düşürür mü bilmem ama her dört çalışandan birinin işini kaybettiği 1929 ekonomik buhranına rahmet okutacak küresel bir krizle karşı karşıyayız. Ve maalesef turpun büyüğü henüz heybede duruyor.

İnanmayan Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Nisan 2020’de yayımlanan  “Dünya İktisadi Görünüm Raporuna” bir göz atsın. O raporda pandeminin etkisiyle küresel ekonominin yüzde 3 daralacağı ve Büyük Buhran’dan bu yana görülen en yıkıcı ekonomik krizin kapıda olduğu iki yıl öncesinden ilan edildi. IMF Baş Ekonomisti Gita Gopinath  “Bu kriz şimdiye kadar gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor” derken adeta bugünleri işaret ediyordu.

Tarih öğreticidir. Tabii ders çıkarmasını bilene. İnsanlık tarihi boyunca bütün büyük ekonomik krizler sonrası savaşlar çıktı. Sınırlar değişti ve yeni bir dünya düzeni kuruldu. Tıpkı 1929 Ekonomik Buhranı sonrası olduğu gibi. IMF Baş Ekonomisti o raporda felaket tellallığı yapmıyor, tersine, oluşturmaya çalıştıkları yeni dünya düzeninin haberini veriyor.

“Yeni dünya düzenini boş ver, market fiyatlarından haberin var mı?” diyenler için Türkiye’den bir örnekle devam edelim... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu,  ekmek üretimi için daha önce 127 liraya aldığı 1 çuval unun fiyatının 325 liraya çıktığını açıkladı.

Tesadüf bu ya, aynı zaman diliminde ABD’den gelen bir haberde ülkede 2019’da 10 dolara alınan bir torba ekmeklik unun fiyatının 21.5 dolara yükseldiği yazıyordu! Sanıyorum tencerenin iktidar götürdüğünü Biden’a hatırlatacak bir babayiğit yok koca ABD’de? Biden’ın Demirel’in o sözünden bihaber olduğu da çok net. Büyük kayıp!

Haberin Devamı

Un örneği tek başına sorunun küresel olduğunu elbette göstermez. O sebeple Birleşmiş Milletler rakamlarına bir göz atalım. BM’ye göre, geçen eylül ayında gıda fiyatları yüzde 32.9 artmış! Hadi Türkiye iyi yönetilmiyor da bu sorunlar yaşanıyor. Peki, dünyanın geri kalanında neden benzer sorunlar var? Süper güç ABD’ye ne oldu da yüksek enflasyon ve ürün arzındaki sıkıntıları aşamıyor? Benim şahsen 2022’nin tüm dünyada yüksek enflasyon ve durgunluk yılı olacağını söyleyen ekonomistlerle ilgili de ciddi şüphelerim var. Bunlar gizli gizli AKP’ye çalışıyor olabilir!

Şaka bir yana, dünya zor bir dönemden geçiyor. Türkiye de küresel ölçekteki bu krizden nasibine düşeni fazlasıyla alıyor. Demirel haklıydı. Kaynamayan tencere iktidarı götürebilir. Önemli olan, küresel güçlerin yeni bir dünya düzenini hayata geçirmeye çalıştığı bu dönemde ayakta kalabilmek.

Yoksa bir bakmışsın, o çok ümit bağladığın tencere sadece iktidarı değil ülkeyi de alıp götürmüş.

Haberin Devamı

Parayı dolara yatıran belediye

Türkiye’de en sık rastlanan insan tipi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar.

Özellikle medya ve siyasette köşe başlarını bunlar tutuyor. Doğru ayağa kalkana kadar bu tiplerin ortaya attığı yalanlar dünyayı dolaşıyor.

En son Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kasasındaki parayı dövize yatırdığını ve 500 milyon lirayı aşkın kur farkı elde ettiği yalanını yaydılar. Belediye açıklama yapıp işin aslına anlattı ama gerçekle bir işleri olmadığı için görmezden geliyorlar.

Mesele şu: Türkiye’de belediyeler zaten yasal olarak gelir elde etmek amacıyla döviz hesabı açamaz. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin de bir döviz mevduat hesabı yok. Dolayısıyla, kurdan dolayı para falan da kazanmıyor. Belediyenin hesabında görünen o rakam geçmiş dönemde kullandığı dış kaynaklı kredi ödemesinden kaynaklanan kur farkı. Eğer dışarıdan kredi aldıysanız bunu dövizle ödeyecekseniz. Türkiye’de dış kredi kullanan tüm belediyeler borç durumlarındaki olumlu ve olumsuz farkları her ayın sonunda muhasebeleştirmek zorunda.  Basit bir muhasebe işlemini “AKP’li belediye parayı dövize yatırdı” diye servis etmekteki amaç malum. Psikolojik harp tekniklerinin tüm inceliklerini kullanıyorlar.