Altın yükseliyor, borsa düşüyor ama meselenin sadece yön olmadığı bir gerçek. Disiplinli duruş sergileyenlerin daha fazla avantaj sağladığı piyasalarda reflekslere dikkat edilmeli
Yatırımcı artık “ne alırsam çıkar” değil, “hangisi daha kazançlı” sorusunun cevabını arıyor. Piyasalar ise yön arıyor. Ama bu defa yön, alışılmış veri akışlarıyla değil; jeopolitik riskler, büyüme revizyonları ve merkez bankalarının sessizliğinden doğan kırılganlıklarla belirleniyor. Haftanın son işlem gününde Ortadoğu kaynaklı tansiyon borsalarda satışları tetiklerken, altın ve petrol fiyatları yeniden yükselişe geçti. BIST 100 Endeksi, haftalık bazda yüzde 1.84 değer kaybederek 9.311 puana geriledi. Aynı süreçte, serbest piyasada Cumhuriyet altını yüzde 2.52 yükseldi ve yatırımcısını korumaya devam etti. ABD ile Çin arasındaki ticaret görüşmeleri takip ederken, ABD’de mayıs ayı TÜFE verisi yüzde 0.08 artışla beklentilerin altında kaldı. Ancak aynı hafta IMF, OECD ve Dünya Bankası’nın 2025 küresel büyüme
Piyasalardaki yüksek tansiyon yatırımcıların temkinli hareket etmesine yol açıyor. Altın ve borsa cephesinde teknoloji hisseleri son dönemde getiri sağlamayı sürdürüyor.
Piyasalarda yön arayışı sürerken, yatırımcıların tercihi istikrarlı ve güçlü temelli enstrümanlardan yana oldu. Son bir haftada en yüksek getiriyi yüzde 3.2 ile Cumhuriyet altını sağladı. Haftanın bir diğer ilgi gören yatırım alanı borsa oldu. BIST 100 Endeksi haftayı yüzde 3.5’lik yükselişle tamamladı.
Sektörel bazda öne çıkan BIST Hizmetler Endeksi haftayı yüzde 3.7, BIST Mali Endeks ise yüzde 3.5 oranında yükselişle tamamladı. Borsada en dikkat çekici performans ise BIST Teknoloji Endeksinden geldi. Yüzde 5.4’lük artış, teknoloji hisselerinin yeniden ilgi odağı olduğunu işaret ediyor.
En fazla yükselenler
Yılbaşından bu yana en çok yükseliş kaydeden Cumhuriyet altını yüzde 41.8 seviyesinde bir performans sergilerken BIST Teknoloji Endeksinin yükselişi onu da geçerek yüzde 44.7 oldu. Diğer yandan mevduat ve özel sektör
İlk beş ayda yatırım araçları içinde altın öne çıktı borsa geride kaldı. Dünya borsalarında seçici yükselişler var. Haziran ayı ve yılın ikinci yarısında portföylerde dağılım değişecek.
Yılın ilk beş ayı, yatırımcı açısından yön arayışının yoğunlaştığı bir dönem oldu. Yılın ilk günlerinde yatırımcının risk alma isteği daha yüksekti. Ancak borsada beklenen çıkış gerçekleşmedi. Artan risk algısı satışları öne çıkardı. Hisse senetleri yılbaşından bu yana yüzde 8,25 değer kaybetti. Buna karşın altın yüzde 37,47 yükselirken mevduatın getirisi yüzde 18,88 seviyesinde gerçekleşti. Dünya borsalarında DAX, KOSPI ve Hang Seng öne çıkarken Nasdaq ve Nikkei gibi teknoloji ağırlıklı endeksler negatif ayrıştı. Bu tablo, yatırımcının portföy tercihinde yeniden ağırlık dağılımı yapma ihtiyacını doğurdu. Haziran ve ikinci yarıya girerken bu eğilim, yeni fiyatlamaların da habercisi.
Reel getiriye bakış
Yatırım araçlarının performansı yalnızca getirileriyle değil, o getirinin oluştuğu piyasa koşullarıyla birlikte okunmalı. Nominal
Piyasalarda yön arayışı devam ederken yatırımcılar, esnek ve güvenli yapıları önceliklendiriyor. Küresel belirsizlikler ışığında yatırım kararlarında seçicilik ve stratejik duruş belirginleşiyor.
Yatırım ortamı sadece sayısal verilerle değil, aynı zamanda belirlenen yöne bağlı olarak şekillenir. Geride kalan haftada yatırımcı, korunma eğilimini daha fazla önde tutuyor. BIST 100 Endeksinde yaşanan yüzde 3.23’lük haftalık düşüş; küresel piyasalarda ABD’nin kredi notu indirimi, bütçe açığına dair tartışmalar ve para politikası belirsizlikleriyle birleşince, güvenli ve likit alanlara yönelim daha güçlü şekilde kendisini gösterdi. TCMB’nin yıl sonu enflasyon tahminlerini sabit bırakması ise, belirsizliğin değil, tedbirin sürdürüldüğü bir döneme işaret ediyor. Bu süreçte yatırımcılar kazancı arzu etse de korunma ve denge arayışını daha fazla önemsiyor.
Altın bir sinyal!
Finansal piyasalarda altının değer kazanması, çoğu zaman sadece fiyatın değil, duygunun da yükseldiğine işaret eder.
Uluslararası piyasalarda ‘Trump’ etkisiyle olumsuz yönde esen rüzgar bir anda tersine döndü. Yatırımcı yeniden borsaya yönelirken altın geriliyor, dünya borsaları ise güçlü yükseldi.
Borsa İstanbul, geride bıraktığımız haftada yatırımcısına umut veren bir tablo sunarak hem sektör bazlı hareketliliği hem de endeks genelindeki toparlanma sinyallerini ön plana çıkardı. Geride kalan haftada endeks yüzde 2.96’lık haftalık yükselişle pozitif bir görünüm sergiledi. Son bir ayda yüzde 4.34 değer kazanan endeks, yıl genelinde hâlâ ekside olsa da toparlanma sinyalleri öne çıkıyor. Bankacılık, elektrik, aracı kurumlar ve finansal kiralama sektörlerindeki yükselişler, bu hareketin temelini oluşturdu.
Öne çıkan hisseler
Borsada BIST 30 endeksine dahil hisseler arasında en dikkat çekici performans, düşük fiyat/kazanç oranlarıyla işlem görenlerde yaşandı. Çimsa yüzde 15.49’luk yükselişle haftanın en çok kazandıran BIST 30 hissesi oldu. Onu yüzde 14.79 ile Emlak Konut,
Yatırımcılar son dönemde daha temkinli bir yaklaşım sergilerken esnek portföy yapısını tercih ediyor. Hızlı nakde dönebilecek daha likit ve tematik varlıklar öne çıkan yatırım araçları oluyor.
Karmaşık ekonomik döngüler karşısında yatırımcının temel refleksi, likiditeyi merkeze almak oluyor. Piyasalarda yön arayışı, yatırımcı davranışlarına net şekilde yansıyor. Küresel cephede para politikasına dair temkinli mesajlar, iç piyasada ise veri odaklı beklentiler öne çıkıyor. Yatırımcılar da bu süreçte likiditesi yüksek, hızlı nakde dönmeye elverişli ve düşük riskli ürünleri tercih ediyor.
Yeni haftada piyasaların odağında; yurt içinde perakende satışlar, ödemeler dengesi verisi ve TCMB’nin beklenti anketi yer alırken, küresel cephede ABD’den gelecek enflasyon rakamları (TÜFE ve ÜFE) ile Japonya’nın büyüme verileri öne çıkacak.
Yönelik nereye?
Fon akımlarındaki yönelim, piyasanın temel stratejisini ve yatırımcının güven algısını açık biçimde ortaya koyuyor. Yatırım
Yatırım fonlarında büyüme sürerken, hisse fonlarındaki para çıkışları hız kazandı. Borsada yalnızca birkaç sektör pozitif bölgede kalabilmiş durumda.
Yatırımcıların piyasalarda yön arayışı devam ederken, istikrar ve güven arayışı öne çıkıyor. Fon ve borsa cephesinde gerçekleşen hareketlere bakıldığında temkinli iyimserlik hakim. Ekonomide beklentiler ve söylemler kalıcı bir iyimserliğe işaret etmeden, bireysel yatırımcı net pozisyon almaktan uzak duruyor. Seçici davranış, güçlü sermaye akımlarının yalnızca belirli alanlara yönelmesine neden olurken, geniş tabanlı bir yükselişin hâlâ zaman istediği anlaşılıyor. Geçen hafta fon dünyasında 27.5 milyar TL’lik net büyüme yaşandı. Büyümenin neredeyse tamamı serbest ve para piyasası fonlarından kaynaklandı. Hisse senedi fonlarında 3 milyar TL’yi aşan nakit çıkışı dikkat çekti. Borsa İstanbul’da sadece birkaç sektör pozitif kalırken, endeksin genelinde zayıf bir görünüm hakimdi. Bu tablo, yatırımcının yön arayışının
Dalgalı piyasa ortamında yatırımcıların tercihi netleşiyor. Kısa vadede riskten kaçış artarken, seçici sektörlerde önemli yükselişler yaşanıyor. Para piyasası fonlarına ise ilgi yeniden artmaya başladı
Yatırımcılar son dönemde daha seçici bir tutum sergiliyor. Haftalık bazda borsanın yüzde 1.24’lük yükselişi ve dövizdeki sınırlı artış, risk algısının dengeli ilerlediğini gösteriyor. Altın fiyatlarında yaşanan gerileme ise güvenli liman arayışının kısa bir mola verdiğine işaret ediyor. Fon piyasasında ise para piyasası fonlarına güçlü giriş, yatırımcıların nakit ağırlıklı pozisyonlara yöneldiğine işaret ediyor. Sektör bazlı ayrışmaların derinleşmesi, yeni dönemde yatırımcı tercihlerinin daha da netleşeceğine işaret ediyor. Cuma gecesi S&P, Türkiye kararını açıkladı. Kurum, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunu ‘BB-’ seviyesinde tutarken not görünümünü de “durağan” olarak teyit etti. S&P, geçen yıl Türkiye’nin kredi notunu mayıs ve kasımdaki iki toplantısında da