Zeynep Kakınç

Zeynep Kakınç

kakinczeynep@gmail.com

Tüm Yazıları

Adı kısaca Cadde, bu da ne denli özel bir konuma sahip olduğunu gösteriyor. Ve iki yanı ağaçlarla bezeli, geniş kaldırımlarında yürümesi bile çok keyifli bu pırıltılı Cadde’nin şanına yaraşır lezzet mekânlarındayız.

Sokakları dolu dolu, trafiği karışık, kalabalığı yoğun bir yerdir İstanbul’un Avrupa yakası. Oysa Anadolu yakası huzurlu bir İstanbul yaşayabilmektir, nefes almaktır. Denizi güzeldir, yeşili güzeldir. Bağdat Caddesi yani Kadıköylüler için kısaca “Cadde” ise İstanbul’un en moda lokasyonlarından biridir. Cadde, son dönemlerde geniş kaldırımlarında kilometrelerce yürüyebileceğiniz bir lezzet yolu olarak da dikkatleri çekiyor. Cadde’nin üç mekânından bahsetmek istiyorum. İkisi yepyeni; Basta ve Strada. Üçüncüsü ise Brasserie Noir, gecikmiş bir keşfim.

Haberin Devamı

En yenisi Strada

Strada, Cadde’nin en yenilerinden. Genç bir mekân. İşin başında 24 yaşındaki Doruk Turanlı var. Doruk, Bağdat Caddesi’nin 30 yıla yakın geçmişiyle imza restoranlarından olan Cafe Cadde’nin sahipleri Sultan-Turan Turanlı’nın oğulları. Yani aileden restorancı üstüne de Le Cordon Bleu mezunu. Strada’nın dünya mutfağından birçok yemeğin sunulduğu geniş bir menüsü var. Turanlı’nın ‘’zamansız’’ olarak nitelendirdiği restoranın mutfağında yerinden yöresinden yerel malzemeler kullanılıyor. Pastane bölümünde ise ekşi mayalı ekmeklerden makarnalara,  tatlılardan taş fırında pişirilen pizzalara kadar fazla seçenek var.

En sevilen yemekleri: “Paylaşımlık kıtır ot mücver” çok talep görenlerden ve sufleye benziyor, dışı sert içi yarı akışkan; içinde ıspanak, havuç ve çeşitli Ege otları da var, garnitürü ise kuru cacık. Mutlaka denenmesi gereken bir tat. Çıtır baklava hamuruna sarılı ördek ise damakları şenlendiren cinsten.

Dikkatimi çeken bir yemek de Peru usulü levrek ceviche; lime ile servis ediliyor. Ağır ateşte pişmiş kuzu tandır ise bir efsane; kuzu koldan yapılıyor, 1 gün önce marine ediliyor ve 12 saat boyunca kök sebzelerle ağır ateşte pişiriliyor.

Bağdat Caddesi’nde lezzet turu

Basta Neo Bistro

Moda’da açtıkları sokak lezzetleri restoranıyla heyecan yaratan iki başarılı şef Kaan Sakarya ve Derin Arıbaş, yine hoş bir şaşırtmaca yapmış. Çiftehavuzlar’da hayata geçirdikleri Basta Neo Bistro, farklı lezzet arayışında olanlar için güzel bir adres.

Haberin Devamı

Aklımda kalanlar:

Uskumru escabeche, mısır ekmeği, soğan turşusu fesleğen sizi önce görsel olarak etkiliyor. Domates soslu bir balık pilaki yemeği diyebiliriz buna. Altında ise mısır ekmeği var. Sirkeli, şekerli bir balık yemeği. Biraz tuzlu ama lezzetli de; kapari ve kişniş tohumu çok yakışmış. Tavuk ciğeri pate ve ayva pestili güzel eşleşmişler. Şeker oranı bana yüksek geldi ama yine de keyifli bir tabak. Taramayı çok severim, aynı zamanda da çok seçerim. Basta, bu konuda fark yaratmış. Özgünlüğünden uzaklaşmadan minik bir yorumla lezzeti zirveye taşımışlar. Bildiğimiz klasik tat humusla kuru et birbirlerini iyi tamamlamış.

Bağdat Caddesi’nde lezzet turu

Brasserie Noir

Brasserie Noir’ı geç keşfettim. Açıkçası böyle özel bir mekânı nasıl bilmem diye de şaşırdım, ama anladım ki kendilerini biraz saklamışlar. 5 yıl önce açılan Brasserie Noir bu süreçte yavaşça müdavimlerini yaratmış. Özel bir kulüp havasında. Ambiyansı ve menüdeki renkleriyle beni çok etkiledi. Brasserie Noir’ın sahibi Oğuz Ermeç, aslında çok şirketli bir grup olarak faaliyet gösteren aile işinde çalışıyor. Sık sık Afrika, Güney Amerika, Uzak Doğu gibi destinasyonlara seyahat ediyor. Çocukluğundan bu yana yemeğe olan ilgisiyle önce gideceği yerlerin yemeklerini araştırıyor. Zamanla Meksika’nın molesi, Kongo’nun fumbwası gibi ülkelerin özel yemeklerini öğreniyor. 2000’i aşkın reçetesi var. Sonuçta hobi olarak geliştirdiği yemek sevdasını bir restoran açarak deneyimlemek istiyor ve eşi Miray Ermeç’le Brasserie Noir’ı hayata geçiriyor. Menünün konsepti insanda bir macera duygusu uyandırıyor. Aşağı yukarı bütün yemekler Oğuz Bey’in deneyimi ve şeflerinin katkılarıyla oluşmuş. Seyahatlerinden topladığı farklı baharat ve soslar başrolde. Brasserie Noir’da çalışan şeflerin mutfaktaki özgürlükleri kıskanılacak gibi. Sürekli lezzet eşleşmeleri üzerinde çalışıyorlar. Oğuz Ermeç, “Biz misafirlerimize eğlenceli yemekler sunmaya çalışıyoruz ve kafaları karıştırmayı seviyoruz” diyor.

Haberin Devamı

Tattıklarım arasından orman hurmalı çıtır dana etinden kokoreç, keçi peyniri ve acı biber reçeli dolgulu kabak çiçeği, sarımsaklı küçük cantık ekmekleri ile fırınlanmıs brie’nin tadı damağımda. Dönemsel ürünlerin kullanıldığı menünün tatlıları da nefis. Sufle tarifi Boston Kütüphanesi’nde 1800 yıllardan kalma bir yemek kitabından. Kireçte kabak tatlısı ve Pecan cevizi ile yapılan baklava ise Brasserie Noir’ın sürprizli finali. Kısaca Cadde’ye de çok yakışan bir mekan.

Bağdat Caddesi’nde lezzet turu