Cadde 'Kendimi kimseden değerli bulmuyorum'

'Kendimi kimseden değerli bulmuyorum'

09.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Hayat Şarkısı’ dizisinde Bayram Cevher karakteriyle beğeni toplayan Ahmet Mümtaz Taylan, “İyi yanlarım olduğu gibi huysuzluklarım da var. Kalp kırdıysam istemeden yapmışımdır. Kendimi kimseden değerli bulmuyorum” dedi

Kendimi kimseden değerli bulmuyorum

- Etrafımdaki birçok kişi ‘Hayat Şarkısı’nın izlediği tek dizi olduğunu söylüyor. Çok izlenen, sevilen bir projede rol almak nasıl hissettiriyor?

Haberin Devamı

Benim alışık olduğum bir şey. Daha önce de böyle şanslı projelerde bulundum. Tabii ‘Hayat Şarkısı’ bu sezonun en tatlı işlerinden biri oldu. “İzlediğim tek dizi” cümlesini hiç bu kadar sık duyduğumu hatırlamıyorum. Bir de her kesimden izleyicisi var, bu da mutluluk veriyor tabii.

- Başarısının sırrı ne?

Kendimi kimseden değerli bulmuyorum

Çok sır değil, öncelikle senaryosu iyi. Mahinur Ergun’un uyarlaması. İyi bir cast’ı, işin hakkını veren bir yapım şirketi, uygar diyebileceğimiz bir set ortamı var. Bunlar temel olarak göze çarpan şeyler ve başarının olmazsa olmazları. Onun dışında analizini derin yapamayacağımız bir kimya meselesi söz konusu. Seyirci ve dizi arasındaki kimyanın da formülü yok. Olsa zaten herkes o formülü uygulardı, başarısız iş olmazdı.

Haberin Devamı

- Bayram Cevher’le neler keşfettiniz?

Bayram Cevher, benim içimde olan ve olmayan şeylerin karışımı. Mahinur Ergun’un kalemi, benim de bunca zaman bu işte uğraşmış olmamdan gelen deneyimin birleşimi. Oynadıkça, dizi ilerledikçe karakter gelişti ve oturdu. Sürprizli bir adam. İyi ya da kötü diyemeyeceğimiz, bütün o özellikleri bir arada taşıyan biri. Hayata benziyor dizi. Karakterler de hayattaki gerçek karakterlere yakın tipler. Zaaflarıyla, faziletleriyle insan işte.

- “Karakterin içimde olan da, olmayan da yanları var” dediniz. Mesela?

İnsanın içinde her türlü şey var ama bazı yanları bastırıyoruz... Ben içimdeki karanlık yanları da mümkün olduğu kadar keşfetmeye çalışıyorum. Onları sergilemekten korkmamaya çalışıyorum. Böyle olunca daha sahici bir karakter çıkıyor.

- Sizi tanıyanlar huysuz olduğunuzu söylüyor, siz de röportajlarınızda dile getiriyorsunuz...

İyi yanlarım olduğu gibi huysuzluklarım da var. Ama kalp kırdıysam bilmeden, istemeden yapmışımdır. Kendimi kimseden daha değerli bulmuyorum.

- Burcu Biricik’in oyunculuğunu nasıl buluyorsunuz?

Çok beğeniyorum. Yetenekli, çalışkan, dikkatli, senaryoyu iyi okuyan, iyi yorumlayan, karaktere doymak bilmez bir açlıkla saldıran ateşli bir oyuncu. Sette öyle oyuncuların olması iyidir. Etrafını da motive eder. Neticede set hayatı, tatlı bir meydan okuma dizgesidir. Sahneler öyle yükselir. Birlikte iyi oynandığı zaman seyirlik zevk daha yüksek oluyor. İşini seven ve özenli oyunculardan kurulu bir ekibiz.

Haberin Devamı

- Beğendiğiniz oyuncular arasında başka kimler var?

Genç oyuncular içerisinde de, deneyimli oyuncular içerisinde de çok beğendiğim şahane isimler var. Oyunculuk problemimiz yok memlekette. Daha çok senariste ve yönetmene ihtiyacımız var. Onlar kolay yetişmiyor.

‘Kızım Ayşe’nin de sinemaya ilgisi var’

Kendimi kimseden değerli bulmuyorum

- Yazı çalışarak geçireceksiniz...

Evet, aktif dinlenme dediğimiz yöntem. Dizinin arasında bir sinema filmi çekmek benim açımdan dinlendirici bir şey. Zor bir filmle uğraşacağız. Birkaç gün içerisinde ekibe katılacağım. Hakan Günday’ın bu sene Fransa’da ödül kazanan ‘Daha’ romanının sinema uyarlamasını çekiyoruz. Senaryo da Hakan’a ait, Onur Saylak çekecek. Okuyanlar bilir, göçmen hikayesi diyebileceğimiz bir konusu var. İnşallah hakkını veririz.

- Bayram sizin için nasıl geçti?

Haberin Devamı

Çok küçükken daha neşeli, heyecanlı şeylerdi bayramlar. Bir de bizim meslekte tatil mefhumu yok. Bayram seyran, özel gün fark etmiyor çünkü çoğunda çalışıyoruz. Bayramlar benim için heyecanını yitirmiş bir şey ama çalışan kesim için çok önemli. Gerçi biz biraz bu hakkımızı fazlaca kullanıyoruz. Yılın büyük bir bölümü tatille geçiyor ama işte hayat.

- Kızınızla aranız nasıl?

Haftada bir gün beraber oluyoruz. Cumartesi günleri o yüzden hiçbir zaman çalışmıyorum.

- Ayşe’nin sanata ilgisi var mı?

Güzel sanatlar lisesinde resim okuyor zaten. Animasyona ilgisi var,üniversitede eğitimini almak istiyor.Korkarım filmci olacak! Oyunculuğa da ilgisi var. Daha zaman var, kendisi için en doğru kararı verecektir. Meslekten daha önemli şeyler var hayatta, önce mutlu olmayı ve mutlu kalmayı öğrenmesi lazım. Sanatla uğraşmak, sanatla hayatını sürdürmek o mutluluğu filizlendiren ve güçlendiren bir şey. Doğru yolda, seviniyorum ona baktıkça.

‘Oyuncu olmasaydım aşçı olurdum’

- Oyuncu olmasaydınız ne yapardınız?

Kendimi kimseden değerli bulmuyorum


Aşçılık ve mimari... Bu ikisi çok sevdiğim işler. Yemek yapmayı seviyorum, lezzet konusunda maceracıyım. Zor yemekleri, yeni lezzetleri denemeyi severim. Kızım da bu konuda maceracı, dolayısıyla hafta sonları evimizde yemek şenliği oluyor.

- Yazmaya devam ediyor musunuz?

Bu ara set baskısı yüzünden biraz ihmal ettim ama vakit olduğunda yazıyorum. Yaşam biçimi haline getirmeyi çok isterdim ama şimdilik koşullar daha çok oyunculuk ve yönetmenlik yapmayı gerektiriyor. Belki ileride sadece yazarak yaşamak çok güzel olur ama şimdinin konusu değil.

- Şehirden kaçıp gitme isteği var mı?

Aksine hiç uzaklaşmadan içinde kalarak yazarım. Ben kır insanı değilim. Kargaşanın, kaosun ve çelişkinin içinde verimli oluyorum.