Aldatılınca Ne Yapmak Lazım

Evvela şuna karar vermek gerek: Ben bu adam ile, bu kadın ile devam etmek istiyor muyum? Hala seviyor muyum, sevmiyor muyum?

Karar devam etmekten yanaysa çözüm odaklı olmak, ilerisini de düşünüp hareket etmek lazım. Bitirmek kolay, devam ettirmek, yaşatmak zor. Olaylara geniş açıdan bakın, filmi geriye sarın ve kendinizi değerlendirin. İkili ilişkiler etkiye tepki yasası ile ilerler. Eşiniz Ahmet değil de Mehmet olsaydı fark eder miydi? Yoksa sergilediğiniz tavır onu da aynı kalıba sokar mıydı? Onunla yüzleşin, neden aldattığını açıklamasına gayret edin. Severek evlendiğinizi farz ediyorum. İyi bir başlangıç yapmıştınız. Devamında kötü gidişat ne zaman başladı? Sizin de hatalarınız olmuştur muhakkak; bu ister özensiz davranmak olsun ister bile isteye aldatmaya varıncaya dek kötü gidişatı görmezden gelmek. Eğrisi ile doğrusu ile durumu değerlendirin, anlamaya çalışın.

Haberin Devamı

Sorunları tespit ettikten sonra "Peki, anlaşıldı!" diyerek üzerine yatmayın. Misal, sorunun saygı eksikliği olduğu kanısına vardınız. Kariyerinde yeterince ilerleme göstermediği için, ailesinin yorumları/talepleri karşısında dik duramadığı için, asosyal olduğu için vb. Peki aldatmaya kadar giden bu problemin çözümü için yapısal bir değişikliğe açık mısınız? Değer yargılarınız aynı şekilde yargılamaya devam ederse su akıp yine yolunu bulacaktır. Akış tesadüfen gerçekleşmez; aldığımız her nefes, attığımız her adım, aklımızdan geçen her düşünce rotamızı belirler, gün be gün yolumuzu kendimiz çizeriz.

Ve şunu söylemekte haklı olabilirsiniz: "Ben yanlış bir şey yapmadım. Tüm arkadaşlarım gibi akıllı uslu, özenli, sevgi dolu davrandım. Onların evliliklerinde problem yaşanmazken ben neden aldatıldım?! Hatalı değilsem neden hala kendimi sorguluyorum, bakış açımı değiştirmeye çalışıyorum?" Çünkü başkasını değiştirmeye çalışmaktansa kendi yapabileceklerimize odaklanmak daha gerçekçi. Ali + Ayşe iyi bir netice vermediyse Ali + Güncellenmiş Ayşe'yi deneyin. Eski Ayşe Ali'yi cimri buluyordu, yeni Ayşe yapmak istedikleri için izin istemiyor! Şikayet eden Ayşe'nin yerini savurganlıktan muzdarip Ali alsın, bir de böyle deneyin.

Haberin Devamı

Karar bitirmekten yanaysa fazla söze gerek yok. Ağzınıza geleni söylediğiniz kaba saba bir kavga, bağırma, çağırma ve ağlama seansı kalsın, almayalım lütfen. Aksine sakin kafa ile düşünün; içinizde kalan, söylemek istediğiniz birşey var mı? Ona kişisel gelişim olsun diye değil, size kapanış imkanı vermesi önemli olan. Yemek yerken ağzını şapırtdatması kalsın, verdiği sözleri tutmamasından bahsedin mesela. Kendini yanlış tanıtmasından ve aslında nitelikli dolandırıcı olmasından. Söylenmemiş sözler gece gündüz tekrar tekrar zihninizden geçer, boşu boşuna aklınız meşgul eder. Arkadaşlarınıza 100 defa anlatmanız aynı etkiyi yaratmaz, aksine enerjinizden götürür. İçinize sinen, ona dair hiçbir beklentiniz kalmadığı halde kendinizi rahat rahat ifade ettiğiniz ve işi abartıp haksızlığa vardırmadığınız bir kapanış yapın. Yapın ki ileride tanışacağınız kişilere gereksiz çıkışlar olmasın, içinize dolan öfke mesajınıza geç cevap verdi diye bir anda yüzeye çıkıp patlamasın.

Haberin Devamı

Üçüncü bir seçenek de var tabii. Ayrılmak istiyorsunuz ancak hisler devam ediyorsa, her ne kadar mantığınız olmaz dese de kesitirip atmak çok zor. Soğumak da bir süreçtir. Bazısı için bir anda buz kesmek mümkünken bir başkası zaman içerisinde hissizleşir. Doğru olanı yapacağım diye kendinize eziyet etmeyin. İçinizde bitirmeden noktayı koyarsanız devamında gelgitlerle boğuşmanız çok olası. Zamana ihtiyacınız varsa zamana bırakın, bırakın çözülme organik olarak yaşansın. O barıştığınızı düşünürken siz yeni bir farkındalıkla ilişkinizi mercek altına alın: "Bu evlilik gerçek mi yoksa benim polyanna bakış açım mı bizi ayakta tutan?" Önce gününüzü paylaşmak istemezsiniz, sonra akşam yemekleri ayrı yenmeye başlar, ortak arkadaşlardan kopma başlar ve hop bir de bakmışsınız varlığı da bir yokluğu da.

Her gün yeni bir gün, yeni bir sen, yeni bir adım, yeni bir yol. İstersen, yapabilirsin.

Sibel ŞENGÜL