AŞK

14 Şubat ve yeni filmlerin gösterimi girdiği tarih aynı güne denk gelince seanslara aşk filmlerinin bariz üstünlüğü yansımış durumda.

İhsan DİNDAR

14 Şubat ve yeni filmlerin gösterimi girdiği tarih aynı güne denk gelince seanslara aşk filmlerinin bariz üstünlüğü yansımış durumda. Dolayısıyla bu hafta sinema severlerin önünde bir çok seçenek olacak. “Her” ya da Türkçeye çevrilmiş haliyle Aşk da bu filmlerden biri. Bu yıl “En İyi Film” dalında Oscar’ı almak için yarışacak olan filmin yönetmenliğini Spike Jonze üstlenmekte. Being John Malkovich ve Adaptation filmleri ile aşina olduğumuz Spike Jonze’un filmi Her’ü geçtiğimiz haftalarda Altın Küre’de “En İyi Senaryo” ödülünü de layık görülmüştü. Yapımın bu ödüle “12 Yıllık Esaret”, “Nebraska” ve “American Hustle” gibi yapımları geride bırakarak ulaştığını da hatırlatalım.

Haberin Devamı

Dram, romantik ve bilimkurgu türlerini içinde barındıran yapımın başrolünde Joaquin Phoenix, Amy Adams ve sesiyle Scarlett Johansson yer almakta. Film, plazada çalışan ve işi dışında herhangi bir meşgalesi olmayan Thedore’un hikâyesinin etrafında şekilleniyor. Günümüzde büyük şehirlerde hemen hemen herkesin yaşadığı iletişimsizlik ve yalnızlık gibi dertlerden muzdarip olan Theodore, bu problemiyle yüzleşip bir şekilde çözüm bulmak ister. Samantha adındaki yapay zeka, Theodore’un monotonlaşan ve yalnız dünyasına bu dönemde girer. Yanından hiç ayırmadığı bir cihaz sayesinde Scarlett Johansson’un sesiyle karşımıza çıkan Samantha, sohbeti ile Theodore’a arkadaşlık etmeye başlar. Ancak bu durum zamanla Theodore için bir bağımlılık haline dönüşmeye başlar. Sabahın erken saatlerinde Theodore’u, Samantha’nın sesi uyandırır gün içinde de yaşadığı sıkıntılara ortak olur. Gerçekte kadınlarla iletişim sorunları yaşayan Theodore için artık Samantha sürekli konuşmak istediği bir arkadaş halini almıştı. Gittiği yerlerin fotoğraflarını çekip sanki uzaktaki sevdiğiyle paylaşır gibi Samantha isimli bu yapay zekaya göndermeye başlar. Samantha ile kurduğu bu bağlılık Theodore’u bir bakıma epeydir içinde boğulduğu yalnızlık hissinden kurtarıyordu. Asosyal ve benmerkezci tavırlarıyla bilinen Theodore insanlara karşı günlük yaşamına bu şekilde devam etse de cihazını yanından ayırmadığı yapay zeka Samantha, ona insanlarda bulamadığı heyecanı yaşatıyordu. Onunla her konuda dertleşip fikrini alıyor, başından geçen olayları istediği gibi Samantha’ya anlatıyordu. Ne de olsa onu sıkılmadan dinleyecek yapay da olsa biri vardı yanında. Ancak kuşkusuz bu durum sürdürülebilir bir şey değildi.


Haberin Devamı

Filmin büyük bir bölümünde hikâyenin de gereği olarak tek başına yer alan Joaquin Phoenix’in canlandırdığı Theodore Twambley karakteri ile eleştirmenlerin beğenisini kazanmayı başarmış durumda. Yine de filmin büyük kısmına yayılan bu tek kişilik performans kimi sinema izleyicisine sıkıcı gelebilir. Durağan bir seyri olan film detayları ve çekim açılarıyla da dikkat çekmekte. Jonze’un bu ayrıntıya önem veren tavrını Being John Malkovich filmiyle de hatırlamak mümkün. Her’de kullanılan müzikler filmin doğasına yani başından sonuna kadar egemen olan yalnızlığa ve durağanlığa uygun bir ritme sahip.

Sonuç olarak film günümüzde özellikle büyük şehirlerde yaşayan, plazalarda çalışan, yoğun iş temposu nedeniyle insanlarla sosyalleşme sorunu yaşayan insanların durumuna ışık tutuyor. Bir yapay zekayla bu denli duygu yoğunluklu bir ilişkinin günümüzde henüz mümkün olmasa da teknolojinin hızı gelecekte belki de bunu mümkün kılacak. Tabii bu durumun ne kadar tercih edilebilir bir olgu olduğu tartışmaya açık.

Haberin Devamı