Başka Bir The Raveonettes - "Pe'ahi"

Sune Rose Wagner / Sharin Foo ikilisinin oluşturduğu Danimarkalı bir topluluk The Raveonettes. 2001 yılında yola çıkıyor. Hemen ertesi yıl yayımlanan mini albüm “Whip It On” ile ilk önce kendi ülkesinde yükselip ödülleri topluyor, festivallerde yer alıyor ve henüz bir uzunçalara sahip değilken dahi Kuzey’den aşağı inmeyi başarıyor.

Bir önceki yıl, altıncı stüdyo albümleri “Observator”la turladıkları dönemde, Salon İKSV’deki sahnelerine tanık olmuştum. Dreampop başta olmak üzere Indie dağarcığındaki tüm yönleri elektrik gitarın pedalına iliştiriyorlardı. Her iki üyenin, her şarkıda ortaklaştıkları bir vokal tarzıyla karşı karşıyaydık. Geri vokal diye bir şey yoktu, geniş bir banttaki uğultuydu bu. Boğuk olmayan, sis perdesine bilhassa bulaştırılmamış bir tavırdan söz ediyorum. Stüdyo kaydındaki ruhu yakalamak, özellikle bir çaba harcamadan o güzergâha geçebilmek bir konser için en üst noktadır bana kalırsa. O gece The Raveonettes’in yaptığı tam anlamıyla buydu. Canlı kayıt bir stüdyo mesaisinin orta yerindeydik sanki.

2000’lerle birlikte hızlanan bir alt kültürden ilerliyor The Raveonettes evet, ama o alt kültürün topraktaki bölümü çok daha önceki adımlara dayanıyor. Son yarım asırdaki her on yılın mirası, kendinden sonrası için yol gösterici olmuştur örneğin. Belki aynı biçimde ilerlenmedi, ancak birtakım etkileşimlere ulaşıldı ve farklı coğrafi konumlarda büyüyen birileri yazdıkları sözlerde, besteledikleri şarkılarda o kalıntılardan beslendiler.

The Raveonettes’daki albümlerin de bu damardan destek aldığını söylemek zor değil. Dünya 2005’i yaşarken yayımladıkları “Pretty In Black” LP’si kadar, 2011 tarihli “Raven In The Grave”in yörüngesi de salt bulunduğu zaman dilimini göstermez. Shoegaze’e, Noise Rock’a pencere açılır, beat’ler eksik edilmez, ancak tüm mesele bu değildir. Danimarkalı topluluğun diskografisinde, ‘60’ların The Kinks’i de orta dönem Beatles’ı da, hatta bu iki ekibin yolundan gittikleri The Everly Brothers da vardır.

Şimdilerde ise çıkan yeni LP “Pe’ahi” ile iki yılın ardından tekrar karşımızda Indie topluluğu. The Raveonettes olarak geride kalan 13 sene içinde ne duyurdularsa, nerede nefes buldularsa devam yolunu da oraya iliştirebilirlerdi, ama öyle yapmıyorlar. 2012’nin “Observator”ında bıraktıkları yerden devam etmiyorlar burada. “Pe’ahi” onların pekâlâ ilk albümü olabilir. Zira sound olarak en fazla debut LP “Chain Gang of Love”la bağlantıda kalıyor “Pe’ahi”.

Hawaii’deki bir ada bölgesinden ismini alan bu yeni albümün kayıtlarını günde 12 saat çalışarak 4 ayda tamamlıyorlar. Wagner’ın babasının hayatını kaybettiği güne çok uzak olmayan bir 4 ay bu. Haliyle The Raveonettes şarkılarındaki aksana daha siyah, net, sert bölümler ekleniyor “Pe’ahi”de. Açılıştaki ‘Endless Sleeper’ ve kapanıştaki ‘Summer Ends’i bu açıdan değerlendirmek mümkün. Yine bu iki şarkı, LP’nin ilk ve son sayfası olmakla birlikte genel çizgiyi de temsil ediyorlar.

İkinci sıradan ses veren ‘Sisters’ Warpaint’le The Stone Roses’ı bir sokakta buluşturuyor. A yüzün en iyi tınlayanlarından ‘Wake Me Up’ hemen bitişiğindeki ‘Z-Boys’la birlikte ilerliyor. ‘The Rains of May’ ve finalde rüyaya dalan ‘Kill’ ise “Pe’ahi”deki The Raveonettes’i ayakta tutuyor ve topluluğun külliyatından görece kopuk olan bu albümünün en önemli yansımalarını oluşturuyor.

The Beat Dies’tan yayımlanan “Pe’ahi” zor değil, ama kesinlikle daha ağır bir albüm. Sonuç olarak kuruluşunun üzerinden neredeyse 15 yıl geçmiş bir ekibin 7. stüdyo kaydından söz ediyoruz. The Raveonettes 2011 / 2012’deki, onu daha geniş alana taşıyan şarkıların kopyalarıyla da devam edebilirdi, ama bunu özellikle yapmıyor. Yeraltına birkaç basamak daha iniyor ve kendine miras kalıntılarla birlikte yeni perdeye karışıyor.

Albümde Yer Alan Şarkılar

Haberin Devamı
  1. Endless Sleeper
  2. Sisters
  3. Killer in the Streets
  4. Wake Me Up
  5. Z-Boys
  6. A Hell Below
  7. The Rains of May
  8. Kill
  9. When Night Is Almost Done
  10. Summer Ends


Twitter / @BekirzgrAybar
bekirozguraybar@gmail.com

Haberin Devamı