Siyaset Bozdağ: İnsanları inançlarıyla işleri arasında tercihe zorlamak zulümdür

Bozdağ: İnsanları inançlarıyla işleri arasında tercihe zorlamak zulümdür

15.03.2017 - 09:39 | Son Güncellenme:

ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, Avrupa Adalet Divanı'nın işyerinde başörtüsü takmanın yasaklanabileceğine dair kararıyla ilgili "AB Adalet Divanının aldığı bu yasakçı karar, din ve vicdan hürriyetinin, insan haklarının ve AB değerlerinin mahkeme kararıyla imhasıdır. İnsanları, inançları ile işleri arasında tercihe zorlamak, ilkelliktir, zulümdür, hukuku ve insan haklarını katletmektir" dedi.

Bozdağ: İnsanları inançlarıyla işleri arasında tercihe zorlamak zulümdür

Adalet Bakanı Bozdağ, Avrupa Adalet Divanı'nın 'İşverenler çalışanların dini sembol niteliğinde kıyafet giymelerine yasak getirebilir' diyerek, işyerinde başörtüsü takmanın yasaklanabileceğine dair verdiği karara ilişkin açıklamalarda bulundu. Sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada Bozdağ, Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanı'nın insan haklarını ve çalışma hakkını yok sayan bir karar verdiğin belirtti. Bakan Bozdağ, şunları kaydetti: "Avrupa Birliği Adalet Divanı, AİHS, tüm insan hakları sözleşmeleri, AB değerleri ve evrensel hukuku yok sayan, çiğneyen bir karar vermiştir. AB Adalet Divanı; inancı gereği başörtülü bir Müslümanı işten çıkaran şirketi haklı bulan Belçika mahkemesi kararını hukuka uygun bulmuştur. Adalet Divanı kararına göre, Avrupa'da işverenler, 'işyeri kuralı' olarak başörtüsü yasağı koyabilecek/yasağa uymayanı işten çıkarabilecektir. Bilinmeli ki; yazılı işyeri kuralı ile başörtüsü yasağı, insan haklarının, din ve vicdan hürriyetinin, çalışma hakkının tartışmasız ihlalidir. AB Adalet Divanı'nın, insan hakları, din ve vicdan hürriyeti ve çalışma hakkını yok sayan, çiğneyen kararı, bu gerçeği değiştirmez/değiştiremez"

Haberin Devamı

"AB DEĞERLERİNİN MAHKEME KARARIYLA İMHASIDIR"

Adalet Bakanı Bozdağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "AB Adalet Divanının aldığı bu yasakçı karar, din ve vicdan hürriyetinin, insan haklarının ve AB değerlerinin mahkeme kararıyla imhasıdır. Irkçılık, ayrımcılık, islamifobi, yabancı düşmanlığı gibi aşırılık hastalıklarına kimi insanlar yakalanabilir; ama bunların tedavisi olabilir. Fakat her şeye, şarta rağmen adaleti/hakkı ayakta tutmak ve yaşatmakla görevli mahkemelerin, bu hastalıklara yakalanması, adaletin kıyametidir. İnsanları, dini inançları ile işi arasında tercihe zorlamak, insan haklarına, AB değerlerine, hukuka ve adalete uygun değildir. İnsanları, inançları ile işleri arasında tercihe zorlamak, ilkelliktir, zulümdür, hukuku ve insan haklarını katletmektir. Görülüyor ki; Belçika Mahkemesi de Adalet Divanı da aşırılık hastalığına yakalanmıştır; insan haklarından uzaklaşıp ilkelliğe saplanmıştır. Belçika Mahkemesi ve AB Adalet Divanı, Avrupa'da yükselen aşırılık hastalığa tutulup hak ve adaletten vazgeçmiştir. Yazık, hem de çok yazık"

Haberin Devamı

HOLLANDA'NIN SKANDAL TAVRINA YÖNELİK NE TÜR ADIMLAR ATILACAK?

Bozdağ, bir basın mensubunun "Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik skandal tavrına yönelik ne tür adımlar atılacak?" şeklindeki sorusu üzerine, bununla ilgili Başbakan Binali Yıldırım'ın ve Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Hükümet Sözcüsü'nün gerekli açıklamaları yaptığını anımsattı.

Türk devletinin, Türk milletine ve Türk devletine yaraşır bir şekilde tedbirler alacağını, adımlar atacağını belirten Bozdağ, şunları söyledi:

"Hollanda hükümetinin yaptığı gibi, Hollanda milletini ve devletini küçük düşüren ve tarih önünde bir utanç fotoğrafıyla mahkum eden bir yaklaşım gibi bir yaklaşım ortaya koymayacaktır. Bizim tavrımız çok nettir. Bu milletin büyüklüğüne, bu devletin büyüklüğüne, kadim bir devlet geleneğine yaraşır bir şekilde gereken yapılacaktır. Türk bakanlarına, oradaki Türk vatandaşlarına dönük yapılan haksız, hukuksuz, uluslararası sözleşmelere aykırı, diplomatik nezaket kurallarını ayaklar altına alan, bütün bu kararlara karşı atılması gereken adımlar tereddütsüz atılacaktır. Zaten alınan kararlar açıklanmıştır. Bunu çok net bir şekilde ifade etmekte fayda var. Bizim tutumumuz Hollanda hükümetinin bu olumsuz yaklaşımına karşıdır yoksa Hollanda halkı ile Türk halkı arasında Hollanda toplumu ile Türk toplumu arasında herhangi bir sorun ve sıkıntı yoktur, bunun da bilinmesinde fayda vardır. Bizim tutumumuz sadece Hollanda hükümetinin ırkçılara, ayrımcılara esasında Hollanda'ya ve Hollanda halkına da düşmanlık yapan bu hasta anlayışlara, kesimlere prim veren, Hollanda'yı da Hollanda halkını da rencide eden, oradaki Türk toplumunu da rencide eden bu saygısız, hukuksuz, diplomatik nezakete aykırı yaklaşımlarına karşıdır."

Haberin Devamı

"Sessiz kalan herkesi de buradan kınadığımı ifade etmek istiyorum"

"Orada vatandaşların üzerine polislerin ve polis köpeklerinin saldırtılması son derece büyük bir hak ihlalidir. İnsan hakları ihlalidir. Toplanma, gösteri hakkının ihlalidir. Sayın Bakan'ın yolunun kesilmesi seyahat hürriyetinin ihlalidir. Vatandaşların bir araya gelmesinin engellenmesi, toplantı ve ifade hürriyetinin ihlalidir." diyen Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

Haberin Devamı

"Basın mensuplarına yapılan saldırılar da basın hürriyetinin çok açık ihlali. Bu kadar hak ihlali yapılan bir yerde bütün uluslararası toplumun ayağa kalkması lazım. Ama görüyoruz ki Avrupa Birliği kurumları ve Avrupa Konseyi ve 'demokrasi, hukuk' diyen her gün Türkiye'ye en ufacık bir olay olduğunda ki haksız olay, esasında terör örgütlerinin anlatımlarına göre Türkiye'yi suçlayanlar, terör örgütü anlatımı değil, canlı yayında televizyonlarda bu haksızlığı, hukuksuzluğu yapanlar karşısında sessiz kalmışlardır. Buna karşı sessiz kalan herkesi de buradan kınadığımı ifade etmek isterim. Türk vatandaşların üzerine polisleri saldırtanlar en büyük insan hakları ihlalini gerçekleştirenlerdir. Hollanda hükümeti bu tutumuyla suçüstü yakalanmıştır. Uluslararası hukuktan kaynaklanan bütün yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmiştir."

Yazarlar