Dünya YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan New York’ta

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan New York’ta

12.10.2008 - 11:04 | Son Güncellenme:

.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan New York’ta

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ABD’ye gelme amaçlarından en önemlilerinden birinin, Türkiye’deki meslek yüksekokullarının durumlarını düzeltmek ve prestijlerini artırmak amacıyla ABD’deki meslek yüksekokullarıyla işbirliği yapmak olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan ve beraberindeki heyet, Türkiye ile ABD arasında yükseköğretim alanındaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla ABD’ye yaptıkları ziyaret kapsamında Washington, Maryland, Delaware’de yoğun temaslarda bulundu.

YÖK Başkanı Özcan, ziyaretlerinin son ayağı olan New York’ta A.A muhabirine ABD’deki temaslarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

ABD’ye, Türkiye’deki meslek yüksekokullarının içinde bulundukları durumu düzeltmek amacıyla işbirliği için geldiklerini belirten Prof. Dr. Özcan, meslek yüksekokullarının Türkiye’de prestijlerinin üniversitelere göre daha düşük olarak algılandığını ifade etti. Özcan, meslek yüksekokullarının Türkiye’de daha çok "ara eleman yetiştiren okullar" şeklinde görüldüğünü belirterek, en başta "ara eleman" yerine "teknik eleman" sözcüğünü kullanmayı yeğlediklerini kaydetti.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Özcan şöyle konuştu:

"Aslında meslek yüksekokulları ekonomimizin motoru durumundadır. Eğer bu okullar ekonominin ve sanayinin istediği elemanları yetiştirse Türkiye’de pek çok şey hallolacaktır. Eğer bir kısım öğrencimizi, lise mezunumuzu, üniversiteye değil de meslek yüksekokullarına yönlendirebilirsek o zaman üniversite kapısı önündeki ağır yükten de epeyce kurtulmuş olacağız.

O anlamda da bu çok önemli ne yapabiliriz diye bu konuda düşündük.  Yapılabilecek şeylerden en iyisi meslek yüksekokullarının iyi çalıştığı ülkelerden yardım almaktı. Zaten 1998 yılından beri ABD’deki meslek yüksekokullarıyla bir ilişkimiz var, onlarla öğrenci ve öğretim görevlisi değişiminde bulunuyorduk, fakat bunlar çok sınırlı ilişkilerdi, 5 öğrenci 10 öğretim üyesiydi, çok azdı. Buraya gelme amacımızdan bir tanesi de bunun alanını biraz genişletmek, en azından 50 öğrenci, 40-50 öğretim görevlisi yollamak."

Özcan, New York Devlet Üniversitesi (SUNY) ile yaptıkları işbirliği programı sonucu, Türk öğrencilerin 2 yılını ABD’de, 2 yılını Türkiye’de (2 2) okuyarak çifte diploma almalarının mümkün olduğunu hatırlattı ve bu programın "çok iyi çalıştığını ve 1700 öğrenciye" ulaşıldığını söyledi.

Haberin Devamı

SUNY ile yapılan işbirliğine benzer bir programı "1 1" şeklinde meslek yüksekokulları için de yapmak istediklerini belirten Özcan, İngilizce dersinin zorunlu okutulduğu yüksekokullarda programa derhal başlamayı düşündüklerini bildirdi. Özcan, öğrencilerin ilk yılını Türkiye’de, ikinci yıllını da ABD’deki meslek yüksekokullarında okuyabileceklerini kaydetti.

Türkiye’de ABD’deki meslek yüksekokullarıyla programlarının karşılaştırılabileceği 7-8 okul olduğunu belirten Özcan, bu okullardan başlamak üzere "1 1" modelini genişletmeyi düşündüklerini bildirdi. Prof. Dr. Özcan, "Bunu yapabilirsek inanıyoruz ki meslek yüksekokullarının bu düşük prestiji ortadan kalkacak, çok aranan, sevilen okullar haline gelecektir" dedi.

Kendisinin ortaokul ve lise dönemlerinde "meslek liselerine girmek için insanların torpil aradıklarını, o yıllarda özellikle elektrik-elektronik ve bilgisayar gibi yeni meslek okullarına büyük talep olduğunu" anlatan Özcan, "O türden bir duruma tekrar dönülmesini istiyoruz, yani aranan, çok sevilen ve işe yarayan mezunlar veren okullar olması bizim için çok önemli" diye konuştu.

Haberin Devamı

Özcan, ABD’de bu işi çok iyi yapan kaliteli meslek yüksekokullarının olduğunu belirterek, ziyaretleri sırasında bu okulların yetkilileriyle görüştüklerini söyledi.

"2010’DA ABD’YE ÖĞRENCİ YOLLAYACAĞIZ"

Delaware’de ABD’deki meslek yüksekokullarının en önemlilerini bir şemsiye altında toplayan "Uluslararası Gelişim İçin Meslek Yüksekokulları-Community College for International Development-CCID" ile bir protokol imzaladıklarını belirten Özcan, "Türkiye’de hangi dallarda ve hangi öğretmenlerle bu programı yürüteceğiz ona bakacağız ama önce öğretmenlerin de ABD’deki sistemi tanımalarını sağlayacağız" dedi.

Prof. Dr. Özcan, "Seçtiğimiz bu 7-8 okuldan öğretmenler ve idareciler yazın buraya gelecek, yaz tatillerini burada geçirecekler ve sistemi öğrenecekler. Ondan sonra da 1 1’e başlayacağız. 2010’da inşallah öğrencilerimizi buraya yollayacağız" diye konuştu.

Haberin Devamı

Programın karşılıklı yürütüleceğini belirten Özcan, "ABD’den de öğrenci alacağız, Amerikalı öğrencilerden bir senelerini Türkiye’de geçirmek isteyenler olursa onlar da bizim meslek okullarımızda bir yıl misafirimiz olacaklar" dedi.

Bu programın gerçekleşmesi halinde Türkiye’nin en ciddi problemlerinden birinin halledilmiş olacağını ifade eden Özcan, "(Meslek yüksekokullarının mezun ettiği öğrencilerle sanayinin ihtiyaçları uyuşmuyor, bunlar birbirinden çok kopuk hareket ediyorlar) tezi de ortadan kalkmış olacak" diye konuştu.

ABD’deki meslek yüksekokullarının başarısının nedeninin tamamen ABD’deki sanayiyle birlikte çalışmaları olduğunu vurgulayan Özcan, bu okulların danışma kurullarının bulunduğunu söyledi. Bu kurullarda o bölgede sanayi, ekonomi alanında çalışanlar olduğunu ve okul programlarının da bu kurulun istekleri doğrultusunda hazırlandığını anlatan Özcan, bu okulların mezunlarının da kolaylıkla iş bulabildiklerinin altını çizdi.

"643 MESLEK YÜKSEKOKULU BİRAZ FAZLA"

Türkiye’de meslek yüksekokullarının sayısının 643’ü bulduğunu ve bunun biraz fazla olduğunu belirten YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, "Bölge ihtiyaçlarına bakılmadan açıldı bunlar ama şimdi biz mesela iş adamlarından, endüstricilerden oluşan bir kurulun her okul için oluşturulmasını ve bundan sonra okul ve bu kurulun ortak çalışmasını istiyoruz. İş adamları ve endüstriciler neye ihtiyaçları olduğunu okula söylesinler" dedi.

Özcan, programların bu şekilde hazırlanmasının son derece yararlı olacağını belirterek, "Bu kopukluk ortadan kalksın ve bir organik bağ kurulsun istiyoruz" diye konuştu.

ABD ile yürütülecek meslek yüksekokullarındaki bu işbirliği programının henüz hangi dallarda yürütüleceğini belirlemediklerini, ancak başta söz konusu 7-8 okuldaki programlara bakılacağını söyledi. Özcan, bunun daha ziyade "pilot çalışma" olacağını belirterek, "Küçük ölçekte başlayacağız. 7-8 okul gerçi fena değil, her birinden 2 program olsa 16 program eder bu ama giderek modeli genişletmeyi düşünüyoruz" dedi.

Özcan, bu kapsamda CCID ile imzaladıkları protokolden dolayı çok memnun olduğunu, o protokol sayesinde Türkiye’deki meslek yüksekokullarıyla ABD’de okulları ilişkilendireceklerini ve bunun Türkiye için çok hayırlı olacağını söyledi.

"ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEKTE CİDDİ PROBLEMLERİMİZ VAR"

Prof. Dr. Özcan, öğretmen yetiştiren okullarla ilgili olarak ABD ile ne gibi bir işbirliğinin yürütüleceğinin sorulması üzerine ise "Bizim Türkiye’de öğretmen yetiştirmekte ciddi problemlerimiz var. YÖK’te aslında kurulmuş fakat çok aktif olarak çalışmamış bir Öğretmen Yetiştirme Komisyonu var. O komisyon 6 yıllık bir aradan sonra tekrar çalışmaya başladı. O yüzden ABD’de ne yapılıyor, nasıl öğretmen yetiştiriliyor, hangi metotlar kullanılıyor, bu konularda bilgi almak ve görüş alışverişinde bulunmak için görüşmek istiyoruz, yoksa böyle meslek yüksek okullarındaki gibi protokol imzalama gibi bir durumumuz yok" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığıyla YÖK’ün öğrenci seçip doktora için ABD’ye gönderdiğini anımsatan Özcan, şunları kaydetti:

"Bu sene 1100 öğrencimiz sınavı kazandı ve buraya gelmek üzereler. Biz burada yaptığımız görüşmelerde bu öğrencilerin iyi üniversitelere nasıl dağıtılabileceğini, kendilerinden Amerikalı öğrencilerden alındığı kadar ücret alınmasını, biraz indirim yapılmasını rica ediyoruz. YÖK olarak Türkiye’deki doktora programlarında olan genç öğretim elemanlarını da derslerini tamamladıktan sonra buraya 1 yıllığına göndermek istiyoruz, (görüştükleri üniversite yetkililerinden) kendilerinden o konuda da yardım istedik."

Prof. Dr. Özcan, bu kapsamda "1 1" öğrenci değişim programının ortak yürütüleceği Amerikan meslek yüksekokullarının bağlı oldukları ya da beraber çalıştıkları üniversitelere Türk öğrencilerinin kabul edilmesi için ricada bulunacaklarını ve görüştükleri okul yetkililerinin de buna olumlu baktıklarını söyledi.

ABD’ye gelen öğrencileri yalnız bırakmak istemediklerini de belirten Özcan, "Geldikleri günden programı bitirdikleri güne kadar onları gayet sıkı bir şekilde takip edip, başarılarını takip edip, ne yaptıklarını bilmek istiyoruz.  Böylece kısa zamanda daha da iyi dereceler alacaklarını düşünüyoruz" dedi.

"TASSA İLE TEMASLARIMIZ VAR"

Özcan, ABD’de faaliyet gösteren Türk Biliminsanları ve Akademisyenleri Derneği (Turkish American Scientists and Scholars Association-TASSA) ile ilgili soru üzerine, TASSA ile temaslarının bulunduğunu, derneğin başkanı Banu Onaral’ın kendilerini Ankara’da ziyaret ettiğini söyledi.

"Banu hanımla iyi çalışabileceğimizi düşünüyorum" diyen Özcan, Washington’daki temasları sırasında da TASSA’dan bir grupla görüştüklerini bildirdi.

TASSA’ya üye öğretim görevlilerinden Türkiye’ye gelip ders vermelerini rica ettiğini anlatan Özcan, öğretim görevlilerinin de başlangıç olarak bunu Türkiye’de yazın daha çok konferans vermek suretiyle yapabileceklerini söylediklerini aktardı.

"Bize göre de doğru bu. Kendilerini Türkiye’ye davet edip, belli üniversitelerde yaz tatili sırasında konferanslar düzenlemelerini isteyeceğiz" diyen Özcan, bazı öğretim görevlilerinin kışın da Türkiye’ye konferans vermek için gelebileceklerini söylediğini belirtti.

"Türk üniversitelerinde, burada çalışan iyi akademisyenlerin konferans vermesi öğrencilerimiz üzerinde son derece olumlu etkiler yaratacaktır" diyen Özcan, TASSA ile ilişkilerin başladığını ve TASSA gibi bir sivil toplum kuruluşunun ABD’de olmasından son derece memnun olduklarını ifade etti.

Özcan, TASSA üyesi olan ve ABD’de çalışan Türk öğretim görevlilerinin "günümüzde beyin göçünün olmadığı ve kendilerinin her zaman Türkiye’ye yardıma hazır oldukları" yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:

"Ben ona inanıyorum. Konuya artık eskisi gibi bakmanın pek anlamı yok.  Biz burada kalan insanlara neredeyse düşman gibi bakmaya başladık, devlet parasıyla gelip de dönmeyenleri cezalandırmaya kalktık, bence ona gerek yok. Eğer gerçekten sahalarında iyilerse burada Türkiye’deki kadar bize yardımcı olabilirler. O yüzden ben çok dönmeleri taraftarı değilim, eğer burada çok iyi işler bulup çok iyi araştırmalar yapıp Türkiye’nin adını her yerde duyuracaklarsa burada kalsınlar ama zaman zaman da gelip bize konferanslar versinler, ders vermek için bir sömestr gelsinler. Bu daha iyi bir model gibi geliyor, yani boğazlarını sıkıp da illa Türkiye’ye dönün demenin çok bir anlamı yok diye düşünüyorum."

NEW YORK VALİSİNDEN GÖRÜŞME TALEBİ

Özcan, yarın temasları çerçevesinde yine okullarla görüşeceklerini, bunların başında ise SUNY’nin geldiğini söyledi.

YÖK Başkanı Özcan, "SUNY ile 8-9 yıldır çok başarılı bir program yürütüyoruz. Bunu hem devam ettirmek istiyoruz hem de başka üniversitelerle veya üniversite gruplarıyla devam etmek istiyoruz. Yani işbirliğini biraz yayalım diyoruz. Tek SUNY ile yapmayalım, işin içine rekabet girsin, onun için başka üniversiteler ve üniversite grupları bulmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Özcan, New York temasları kapsamında New York Valisi David A. Paterson’un kendileriyle görüşmek istediğini de belirterek, "(ABD’deki) bu ilişkileri takip edip daha iyi seviyelere getirmeye çalışacağız inşallah" dedi.

TEMASLAR DEVAM EDECEK

YÖK Başkanı Özcan ve beraberindeki heyet, bugün New York eyaleti Binghampton kentindeki SUNY kampüsüne gidecek. Heyetin 2 günlük temaslarının ardından döneceği New York’ta temaslarda bulunması bekleniyor.

Heyet 15 Ekimde, ABD’de okuyan Türk öğrencilerle Türkevi’nde bir araya gelecek.

Özcan başkanlığındaki heyette, YÖK üyeleri Prof. Dr. Atilla Eriş, Prof. Dr. Durmuş Günay, Ankara Üniversitesi Çankırı Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Sabahattin Balcı ve YÖK Başkan Danışmanı Doç. Dr. Talip Küçükcan bulunuyor.

ABD’ye 5 Ekimde gelen heyetin, ABD’deki temaslarını tamamlamasının ardından 17 Ekimde New York’tan Türkiye’ye hareket etmesi öngörülüyor.