Bir gardrop jean pantolonu var

Dede Hasan Çakoğlu, Mercan'da kumaş satıyordu. Oğlu Hüseyin Çakoğlu İngiltere'de okulunu bitirince, Türkiye'ye dönsün mü, dönmesin mi tereddütleri geçirirken, 'oğlanı elden kaçırma' telaşına düşünce teklifini yaptı: 'Orada kaç lira kazanacaksan, üç katını veriyorum, dön!' Hüseyin Çakoğlu döndü. Zamanla işin başına geçti. Çakoğlu Şirketler Grubu doğdu.
Bu kez Hüseyin Çakoğlu, kızını ABD'ye okumaya gönderdi. Reyhan Çakoğlu işletme okudu, bitirdi. Aynen babası gibi, dönmekte tereddüt geçirince bu kez baba Hüseyin Çakoğlu, 'kız elden gidiyor' telaşına kapıldı: 'Orada ne kazanırsan üç katını veriyorum, gel!'
Reyhan Çakoğlu'nun dönüşü böyle oldu. Döner dönmez de 14 şirketten oluşan Çakoğlu Grubu'nda işe başladı. Daha 24 yaşında. Yerinde duramıyor. Kıpır kıpır. ABD'de Georgia Üniversitesi'nde öğrenim gören Reyhan Çakoğlu, üçüncü kuşak temsilcisi olarak yönetim kurulu üyesi. Jean markaları 'Little Big'in (LTB) yurtiçi faaliyetlerinden sorumlu. Pazarlama, marka, koleksiyon ile yurtiçi satışlar ondan soruluyor. "Geniş bir hayal dünyam var. Prensipler olsun bakış açısı olsun babamdan aldığım pek çok özellik olduğuna inanıyorum" diyor.
Grubun şu anda başında bulunan babası Hüseyin Çakoğlu ve amcası Ahmet Çakoğlu'nun genç nesile güven duyduklarını belirten Reyhan Çakoğlu, "Yenilikçiliğe açıklar. Bize sürekli şans veriyor, görüşlerimizi dinliyorlar. Şans vermeleri de, bazı durumlarda şans almaya çalışmak da çok güzel" diyor.
LTB'nin, 1994 yılından itibaren markalaşma süreci yaşadığını kaydeden Çakoğlu, "Grubumuzda 14 şirket var. Tekstil ve konfeksiyon dışında kimya, turizm, dış ticaret gibi alanlarda da faaliyet gösteriyoruz" diyor.
LTB'nin yurtiçinde 37 mağazaya ulaştığını anlatan Çakoğlu şöyle devam ediyor:
"Yıllık 17 milyon parçalık üretimimiz var. 33 ülkeye ihracat yapıyoruz, 83 milyon dolar ciroya ulaştık. 2004'te yurtiçi ve dışında kendi mağaza ve satış noktalarımızın sayısını artırarak ciromuzu yüzde 20 yükseltmeyi hedefliyoruz. Yurtiçi ve dışında bin 500 satış noktasında faaliyet gösteriyoruz. ABD'de Soho'da bir mağaza açtık. Dağıtım ağı kurmayı da düşünüyoruz. Avrupa'daki merkezimiz ise Hollanda. Orada dağıtım ağımız var. İleride mağaza da açacağız. Hedeflerimiz arasında İspanya, İtalya ve Los Angeles'ta mağaza açmak var. Uzakdoğu'dan da Kore'yi düşünüyoruz."

Üniversitelerle birlikte tasarım yarışmaları düzenlediklerini söyleyen Çakoğlu, "Çünkü hedef kitlemiz gençler. Onların bakış açısı çok önemli. Sık sık Anadolu gezilerine çıkıyorum. Orada büyük kapasite ve fırsatlar olduğuna inanıyorum" diyor. Seyahat etmek ve mekanları gezmekten büyük keyif aldığını söyleyen Çakoğlu, "İnsanları seyretmekten hoşlanıyorum. İşim gereği özellikle kıyafetlerine bakıyorum" diye konuşuyor. 'Kızıp, tepki göstermiyorlar mı?' diye soruyorum. Yanıtı, "Evet, tabi kızıyorlar. Hatta kötü kötü bakanlar bile oluyor. Ama ben giydikleri kotları incelemekten büyük keyif alıyorum" oluyor.
Bir gardrop kotu olduğunu anlatan Çakoğlu'nun buna karşın yedi tane klasik pantolonu varmış. Yaz aylarında jean trendlerinin ne olacağını sormadan edemiyorum tabii. "Yırtık kotlar geliyor yeniden" diyor ve devam ediyor: "Düşük bel modası devam edecek. Aksesuvar kullanımı artacak. Erkeklerde düşük bel talebi yüksek olacak."

Yönetimi altı yaşında telefonla ele geçirdi
Çocukluğundan bu yana jean işinin içinde olduğunu söyleyen Çakoğlu o döneme ait bir anısını şöyle anlatıyor:
"Yedi yaşlarındaydım. O günlerde şirkete gidip telefonlara bakmak benim için çok ciddi bir işti. Bir gün hastalandım ve doktora gitmem gerekti. O gün de babamın benimle doktora gelmesini çok istiyordum. Ancak o gün önemli bir randevusu vardı. Bir telefon çaldı ve sekreter hanımın işi olduğu için ben açtım. Telefondaki müşteri babamla görüşmek istediğini söyleyince, 'Görüşemezsiniz, çünkü babam benimle doktora gelecek' dedim. Yönetimi elime aldım yani. Babam bunu duyunca çok güldü ve duygulandı. Müşteriye durumu anlatınca karşı taraf da çok keyiflendi. Önemli bir randevuyu bu olay yüzünden rahatça erteleyebildiler ve babam benimle doktora geldi. Çok mutlu olmuştum. Çünkü uzun aralıklarla görebiliyordum onu. Babama çok düşkündüm ve hep yanımda olsun istiyordum. Bu nedenle daha o yaşta şirkette çalışmaya hazırdım. Ama yedi yaşında olmam buna engel oluyordu. Ne yapabilirim de bunu kontrol altına alayım diye düşünmüş olmalıyım ki telefonlara bakmak aklıma gelmiş. Müşteriden evvel babamı telefon yoluyla kapabilirim diye düşünmüşüm demek ki."



BUSINESS


Bakana, Başbakan'a önceden veri bildirmek yok
Editörden
Markanızın çizgi roman olacak ruhu var mı?
120 bin kadının patronu
'Kurtaran' işadamları
Pazarlamaya 'cenin'ken başlıyor
'Üç katı maaş veriyorum, gel'
125 bin dolarlık yardıma 11 milyon dolarlık reklam
Koç, Sarayköylü Filiz'i İstanbul'a getiriyor!
Sakıp Sabancı'dan iş etiği dersleri
Kipa'yı sattı, şimdi Tekel'i Koreli'ye Piyango'yu İtalyanlar'a satmak istiyor
Halka açık şirketler bu yıl neden kâr dağıtmadı?
'Laz inadı' ile ortaya çıkan futbol markası borsaya geliyor
Başbakan, IMF'ye alternatif rapor istedi
'Uzayda arsa' satılıyor
Çiftçi prens iş konuşmaya geliyor
Bir karpuzun içindeki düşünceler
Yıldızların saç modeli sokağa taştı
Ne olacak bu Mıcrosoft'un hali?