En 'Doğrulardan 'doğru' beğenin'

'Doğrulardan 'doğru' beğenin'

15.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Doğrulardan 'doğru' beğenin'

Doğrulardan doğru beğenin





New York sahnelerindeki şovların yıllarca kaderini belirleyen Atkinson, bir gün eleştirmenlik görevini bırakmaya karar veriyor ve bir veda partisi düzenliyor. Herkes merakla toplantıda hazır bulunuyor. Övgü ve yergileriyle seyircilerini yönlendirdiği konuklarına Atkinson, işinin ciddiyetine zarar verebilecek dostluk ve ilişkilerden yıllarca nasıl özenle uzak durduğunu, yaşamının 40 yılını nasıl bir papaz gibi evinde geçirdiğini açıklıyor. Tarafsızlığını etkilememek ve işinin kalitesine zarar vermemek için, yapımcı, yönetmen, oyuncu, kuratör, hiç kimseyle özel dostluk kurmadığını, tanışmaktan bile kaçındığını anlatıyor.
Atkinson için, yaptığı işin etiği bir söz olmaktan çıkıp yaşam biçimine dönüşmüştü. Özel hayat ve özel seçimler, sonuçta iş etiğiyle bütünleşmiş ve sınırlanmıştır. Daha yüksek bir değer için kişinin bilerek ve isteyerek kendine uyguladığı bu disiplin, aynı zamanda işine duyulan derin bir saygının, inancın ve tutarlılığın ifadesi.
Bu hikayeyi Prof. Dr. Zuhal Baltaş'ın, 'Birlikte varolmak ve iş etiği' başlıklı makalesinden aktardım. Prof. Dr. Acar Baltaş ile Prof. Dr. Zuhal Baltaş'ın başında bulundukları Batlaş & Batlaş Yönetim, Eğitim ve Danışmanlık Merkezi'nin iki ayda bir yayımlanan Kaynak isimli dergisinin 16'ncı sayısı 'iş etiği'ne ayrılmış.
Dergide bu konu ile ilgili on makale var. Bu makalelerden birinde Prof. Dr. Zuhal Batlaş, yukarıdaki hikâyeyi naklettikten sonra şunları yazıyor:
Geleneklerle yapılanan ahlâk, yerleşmiş bir dizi değerden oluşur ve toplumla bütünleşmeyi hedefler. Etik ise, toplum içindeki çeşitli tarafların varoluş haklarını temel alır, daha gelişmiş bir kavramsal düşünceye dayanan bireysel bilinci ifade eder. Bu bilinç; kişisel etik, kurumsal etik ve toplumsal etiğin temelini oluşturur. Saygınlığı, güvenirliği ve sorumluluğu öne çıkartır. Kişinin, bir üst değeri kendi kişisel ihtiyaçlarının önünde tutmasıdır. Birey maddi hırsını aşarak yüksek bir vicdan geliştirir ve yüksek değerlere bağlı davranışlar ortaya çıkar.
Atkinson'ın örneğinde olduğu gibi, iş etiği davranışlarımızı yönetir. Her karar, etik bir seçimdir. Seçimlerimizi ise değerlerimiz ve sorumluluk duygumuz yönlendirir. Değerlerimiz ait olduğumuz mesleğin ve kurumun temel değer ve ilkeleriyle örtüştüğü ölçüde, iş etiğinden söz edebiliriz. Değerlerimiz ve davranışlarımız arasındaki tutarlılık kişisel bütünlüğümüzün, işimize saygımız ise sorumluluğumuzun ve iş etiğine bağlılığımızın göstergesidir. Kurumların etik kodları çalışan kararlarına yol gösterir; daha da önemlisi, kodların arkasındaki ilkelerle bütünleşen kişisel değerleri benimsemek ve o doğrultuda davranışlar sergilemektir. Karar anı maskelerin düştüğü, gerçek yüzün ortaya çıktığı andır.
Prof. Dr. Zuhal Baltaş'ın makalesinden aktarmalar yaptım.

BİR ETİK HİKÂYESİ
Bir akşam kapınız çalınıyor, bir iş arkadaşınız size bir şey danışmak istediğini söylüyor. Eşiyle yıllardır hayalini kurdukları evi bulduklarını, epeyce borç altına gireceklerini anlatıp fikrinizi soruyor. Üç ay içinde arkadaşınızın başında olduğu bölümün feshedileceğini, kendisinin de işten çıkarılacaklar listesinde olduğunu biliyorsunuz. Ancak bu bilgi gizli. Arkadaşınıza ne dersiniz? Evrensel değerler, doğruyu söylemenizi emrediyor. Kültürel değer, size güvenen bir arkadaşınızı kendisini bekleyen tehlikeye karşı uyarmayı vurguluyor. Kurumsal etik, bilgiyi gizli tutmanız gerektiğini söylüyor. Seçeneklerin hepsi meşru ve doğru. Bu doğrular labirentinden nasıl çıkmalı?
Arkadaşınıza ne acımasız gerçeği söylemek, ne kurumsal bir bilgiyi açıklamak, ne de onu ortada bırakmak zorunda değilsiniz: 'Sizin için çok sevindim. Ben kendi adıma, başka bir güvencem yoksa, böyle bir şeye cesaret edemezdim. İş ortamı malum. Hiçbirimiz yarın işimizin ne olacağını bilemiyoruz.'
Harvard Üniversitesi hocalarından J. Badaracco'nun anlattığı bu hikâyeyi nakleden Handan Dedehayır, hikâyeyi 'etik' açıdan sorguluyor. Diyor ki: Etik, 'iyi' ve 'doğru' davranışlar için normlar koyar, standartlar belirler, uygun davranışları gösterir. İkilemler karşısında ahlâki kararlar verilmesine yardımcı olur. Ancak hayat her zaman karşımıza yalın durumlar çıkarmaz. Çoğu zaman iyi ile kötü arasında değil, farklı anlamları, farklı çekicilikleri olan 'doğrularla doğrular' arasında seçim yapmak zorunda kalırız. (Baltaş Yönetim ve Eğitim Danışmanlık Merkezi tarafından yayımlanan Kaynak isimli derginin 16'ncı 'Etik' sayısından aktardım.)

İnsan zihni o kadar saf ve o kadar anlık ihtiyaçların etkisindedir ki, hilebaz biri aldatılmaya hazır insanlar bulmakta hiç zorluk çekmez.




BUSINESS


En öndekiler
'Beni birinci ilan ederseniz gelirim'
Fişer mikyedes çüg noad (*)
Tekno kumaşla üretiyor 'Göbekli'ye satmıyor...
Bush'tan işçilik almadılar
çiçeklerin boynu bükük kaldı...
Şu bizim Kütahya'yı yazıverin hele
'Şarap işi aşk işi'
Aşçı değil 'yemek mimarı' mutfak değil, tat laboratuvarı
Futbol yıldızları moda ikonları haline geliyor
'Etik', söz olmaktan çıkarak bir 'yaşam biçimi' olacak
Dokunmadan, koklamadan karar almıyor
Kâr payı 12 milyarı aşmıyorsa beyan edilmeyecek
Almanya'da sistem değiştirdi Commerzbank yönetimine atandı
Naylon faturacılara büyük operasyon
Otomotiv devleri yıldız tasarımcıların peşinde
'Türkler âşık olduğu otoyu alıyor, Avrupalı mantığıyla seçim yapıyor'
Kıbrıs, AB ve Mars
"Türkiye, bir daha uzaya uydu göndermeyebilir"
Parti gibi golf turnuvası