06.05.2024 - 14:51 | Son Güncellenme:
Mikail KARAMAN- Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/DHA
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarının 52'nci yıl dönümü nedeniyle Karşıyaka Mezarlığı'nda düzenlenen anma törenine katıldı. Özel, törene katılanlarla birlikte Gezmiş, Aslan ve İnan'ın kabirlerine karanfil bıraktı.
Özel, törenin ardından gazetecilere gündeme ilişkin açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da cuma namazı çıkışı, 'Siyasetin ülkemizde çok daha yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz' ifadesini değerlendiren Özgür Özel, "Taksim yasak yumuşayalım, Devrim Stadı yasak normalleşelim. En çok ben istiyorum normalleşelim ve en çok ben istiyorum yumuşayalım. Benim görevim anayasal kayıpları teker teker geri almak. Taksim Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına karşı yasaksa, ODTÜ Stadyumu yasaksa bundan sonra kimse normalleşip de 'Sonu Anayasa'ya varır mı' diye düşünmesin. Bugün AYM kararına rağmen arkadaşlarımız Gezi'den içeride yatıyorlarsa kimse normalleşmeden bahsetmesin. Şunu söyleyelim; Denizleri asanlar mahkeme kararına 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak' yazdılar. Kardeşlerimizi, evlatlarımızı bu bahaneyle astılar. Oysa Deniz anayasal düzeni savunuyordu, Anayasa'yı savunuyordu, Anayasa'nın özgürlüklerini savunuyordu ve Anayasa'ya sahip çıkmayı savunuyordu. Karşısındakiler yasakladılar, karşısındakiler onları illegal bir çizgiye itmek için her şeyi denediler. Bugün Anayasa çağrısı yapan, yeni bir Anayasa isteyen herkese diyoruz ki; mevcut Anayasa'ya harfiyen uymadan, Türkiye'de Anayasa'ya aykırı yapılan işleri yapmaya devam ederek, kayyum atasanız da Anayasa'ya aykırıdır. Öbür taraftan serbestçe anayasal gösteri hakkını kullanmak isteyen işçiye izin vermeyerek de ODTÜ'de öğrenciye izin vermeyerek de anayasayı siz çiğniyorsunuz. Anayasa'ya uyulmadan Anayasa da olmaz, yumuşama tartışmaları da sonuç vermez" diye konuştu.
'MÜZAKERE TEKNİĞİNE AYKIRI BİR İŞTİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmede tutuklu generallerin durumlarına ilişkin konunun gündeme geldiği ve Erdoğan'ın daha sonra yaptığı açıklamada, 'talimat verdim' ifadesini kullandığına dair soru üzerine Özgür Özel, "İki genel başkan bir görüşme yaptıktan sonra ya ortak bir açıklama yapılır ya da herkes görüşmeyle ilgili kendine ait kısımlar hakkında bilgi verebilir. Diğeri son derece müzakere tekniğine aykırıdır. 'Ben şöyle dedim, bana böyle dediler' dediğinizde, görüşmenin belli seyrini, bundan sonra olabilecek olumlu görüşmeleri engellemiş olursunuz. Ben gazetecilik merakına sonuna kadar saygılıyım; ancak bu cevap için muhatap ben değilim. Benim söylemem doğru olmaz. Ben sadece kendimin ne yaptığını söyleyebilirim. Biz detaylı bir dosya hazırlamıştık. O dosyayı, Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmede gündemimize aldık, üzerinde konuştuk. Ben bu konuda, önümüzdeki günlerde olumlu gelişmeler olacağını ümit ediyorum, bu ümidimi koruyorum. Dikkatle takip edeceğiz. Belki Sayın Erdoğan, bu konuda bir açıklama yaparsa ondan sonra o günle ilgili diğer detaylar aleniyet kazanabilir. Ama benim aksini yapmam müzakere tekniğine uygun bir davranış olmaz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'la görüşmesinde Gezi Parkı ve 28 Şubat davalarının da gündeme geldiğini aktaran Özgür Özel, "Herkesin içi rahat olsun. Gezi davasında da 28 Şubat davasında da yaşanan hukuksuzluklar ve toplumdaki tüm beklentiler; yani önceden bir gündem hazırladığımızı söylemiştim. O gündem içindeki herhangi bir madde konuşulmadan o toplantıdan ayrılınmadı. O gün de söylemiştim, daha önce söylediğimiz her şey ve daha fazlası toplantıda konuşuldu. Büyük bir nezaket ile karşılıklı müzakere edildi, görüş alışverişi yapıldı. Bizim tarafımızdan belli talepler çok net şekilde dillendirildi. Ben marj içinde kalmak zorundayım" dedi.
'SİNAN ATEŞ'İN EŞİYLE GÖRÜŞECEĞİZ'
Özel, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamenin hem Ateş'in ailesini, hem de kamuoyunu rahatsız ettiğini söyledi. İddianame ile ilgili kapsamlı bir çalışma ve açıklama yapacaklarını aktaran Özel, "İddianameyi hazırlayan savcının görevi şudur; delilleri toplamak, şahitleri dinlemek, soruşturmayı genişletmek ve en geniş şekilde yargılanma safhası gelmeden önce iddianameyi hazırlamak. Kamuoyunun kapsamı savcıdan geniş. Sizler savcıdan daha çok şey biliyorsunuz. İddianamenin özelliği şudur; iddianameyi okuduğunuzda haber yaparsınız. İddianame ile ilgili yapılan haberler, iddianamede bir şey olmadığına yönelik. İddianamede yeni bilgiler yok. Sizlerden birisi, eline kalem alsa daha güçlü bir iddianame yazar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu arada Sayın Ayşe Ateş'in (Sinan Ateş'in eşi) bizden bir randevu talebi olmuştu. Kendisiyle bugün görüşeceğiz. Kendisinin bu konuyla ilgili topluma mal olan tepkisini biz de sizlerle takip ettik. Onun dışında kendisiyle de görüştükten sonra daha fazla, daha net şeyler söyleme imkanı buluruz" açıklamasında bulundu.
'ÖZ GÜVENSİZ DÖNEMDEN KALAN MESELELER'
Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP içinde bir karışıklık planı olduğu şeklinde yorumlar yapıldığına dair soruya şu yanıtı verdi:
"Bunlar eski zamanlarda, 47 yıl seçim kazanamamanın verdiği öz güvensizliği atamamış bazı arkadaşlarımızın değerlendirmeleri. Türkiye'nin birinci partisini, yüzde 38 oy almış bir partiyi, gelecek seçimlerde Türkiye'nin iktidar partisi olmak için canla başla çalışan ve buna yürekten inanmış kadroların partisini kim karıştırmak isteyebilir, kim komplo teorileriyle bizleri meşgul etmek isteyebilir? Bunlar öz güvensiz dönemden kalan meseleler. Kendimize güvenimiz tam. Kayıt dışı siyasete karşıyız. Her şeyi gözlerinizin önünde yapıyoruz, açıklıyoruz, çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Hiç kimse korkmasın. CHP'yi topuyla, tüfeğiyle, tankıyla darbeciler karıştıramadı. Biz her seferinde, bazen düştük, hep beraber düştüğümüz yerden kalktık. Şimdi yerdeyken kalkacağına inanan bir parti, tarihinin en önemli çıkışlarından birinde böyle öz güvensiz sorularla, öz güvensiz tartışmalarla kimse kimseyi meşgul etmesin. İşimiz var daha iktidar olacağız."