Gündem Kişiler sanal varlıkları yanlarında taşıyabilecek

Kişiler sanal varlıkları yanlarında taşıyabilecek

17.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:

TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı’nın hazırladığı “Kavramdan Pratiğe Metaverse” adlı çalışmada, Metaverse’e ilişkin birbirinden farklı tanımlar yapıldığına dikkat çekilirken, ideal bir Metaverse’ün sahip olması gereken temel özellikler tek tek sıralandı.

Kişiler sanal varlıkları yanlarında taşıyabilecek

Önder Yılmaz - En temel özelliğin “kalıcılık” olduğuna vurgu yapılan çalışmada, Metaverse’ü şaşırtıcı ve çekici kılan “gerçek hayatta olduğu gibi önceden planlanmış etkinlikler gerçekleştirilse bile herkes için gerçek zamanlı(senkronize) ve canlı bir tecrübe olması” özelliğine işaret edildi. Diğer özellikler ise şöyle sıralandı:

Haberin Devamı

Birbirine entegre olmalı

Herkese açık olması: İsteyen herkesin Metaverse’ün bir parçası olabilmesi, çeşitli etkinlik ve faaliyetlere katılabilmesi

Fonksiyonel bir ekonomiye sahip olması: Birey ve işletmelerin, çok geniş bir yelpazede faaliyet alanı sunan Metaverse’te değer üreterek ürünlere sahip olabilmesi, yatırım veya alım satım yapabilmesi.

Geniş kapsamlı olması: Metaverse’ün hem fiziksel hem de dijital dünyada, kamusal ve özel ağlarda, açık ve kapalı platformlarda bulunmaya imkân tanıması.

Birlikte çalışabilirlik: Verilerin, dijital varlıkların ve içeriklerin Metaverse evrenindeki farklı platformlara taşınabilmesi. Bunun gerçekleşebilmesi için platformların birlikte çalışabilir olması, bir başka deyişle birbirine entegre olması gereklidir.

Haberin Devamı

Katılımcılarda çeşitlilik: İçeriklerin oluşturulması ve çalıştırılmasına ilişkin faaliyetlerin, bağımsız bireylerden, resmi olmayan organizasyonlara ve ticari işletmelere kadar çok çeşitli kesimler tarafından yapılabilmesidir. Bu durum, Metaverse’ün farklı kitlelerce ortaklaşa inşa edilmesi şeklinde değerlendirilmektedir.

Hayal edilen Metaverse

Metaverse’e ilişkin çeşitli tanımlara bakıldığında ve temel özellikler dikkate alındığında, günümüzde teorik anlamıyla Metaverse’ün henüz oluşturulmadığı vurgusu yapılan çalışmada, “saşlıca gerekçe ise hali hazırdaki Metaverse platform ve uygulamalarının müstakil olarak çalışması ve birbirleriyle yeterli seviyede entegre olamamasıdır. Dolayısıyla tanıma uygun Metaverse’ten bahsedebilmek için bu alandaki sistem ve platformların birbirleriyle daha bütünleşik çalışabilmesi gerekmektedir. İlave olarak nesne-avatar, nesne-nesne ve avatar-avatar etkileşimleri tüm sanal ortamlarda eşzamanlı çalışabilmelidir. Ancak bu şekilde birçok platformun birlikte ve uyumlu çalışabilmesi halinde, kullanıcılar istedikleri sanal evrene seyahat edebilecek ve sahip oldukları sanal varlıkları yanlarında taşıyabileceklerdir” tespiti yer aldı.

Hayal edilen Metaverse’e ulaşılabilmesi için çeşitli cihazların geliştirilmesine ihtiyaç olduğu dile getirilen çalışmada, “Örneğin günümüzde sanal ve artırılmış gerçeklik için kullanılan gözlükler kaba ve ağır yapısı nedeniyle konforlu bir Metaverse deneyimi sunmaktan uzaktır. Bu doğrultuda sanal ve artırılmış gerçeklik gözlüklerinin hafifletilmesi, hologram teknolojisinin geliştirilmesi, etkileşim için çeşitli sensörlerin yapılması, yüksek çözünürlüklü, taşıması daha kolay portatif cihazların üretilmesi ve yüksek kapasiteli bilgisayarların yaygınlaştırılması gerekli” denildi.

Haberin Devamı

Romandan gerçeğe

Çalışmada Metaverse’ün tarihsel gelişimine değinilirken, romanlardaki kurguların nasıl gerçeğe dönüştüğü anlatıldı. Aldous Huxley’den George Orwell’e, Ray Bradbury’den Arthur C. Clarke’a birçok bilim kurgu yazarının geleceğe ilişkin tahminleriyle teknolojik gelişmelere ilham kaynağı olduğu kaydedilen çalışmada, şu örneklere yer verildi: “Aldous Huxley 1932 tarihli Brave New World adlı romanında, son yıllarda tartışma konusu olan insanların klonlanmasına değinmiştir. George Orwell 1949 tarihli ‘1984’ adlı romanında; kitlelerin izlenmesinden, sansürden ve polis helikopterinden bahsetmiş, günümüzde sıkça telaffuz edilen ‘Big Brother’ kavramını kullanmıştır. Ray Bradbury 1953 tarihli Fahrenheit 451 adlı romanında, günümüzde kullanılan bluetooth ve airpod cihazlarını çağrıştıran kulak-içi dinleme cihazlarından bahsetmiştir. Arthur C. Clarke 1968 tarihli 2001: A Space Odyssey adlı romanında; süper bilgisayar ve yapay zekâyı konu almış, romanında kullandığı elektronik gazete bugünkü iPad’e benzetilmiştir. Bir başka bilim kurgu yazarı William Gibson 1984 tarihli Neuromancer adlı romanında, çevrimiçi her şeyi ifade eden ‘siber alem’ kavramını kullanmıştır. Ardından Neal Stephenson ise 1992 tarihli Snow Crash adlı romanında, siber alem ifadesinin de ötesine geçerek Metaverse kavramını
ilk kez kullanan isim olmuştur.”

Haberin Devamı

YARIN: METAVERSE’TE EVLİLİK, PSİKO-TERAPİ NASIL OLACAK? AVATARLARIN KOSTÜMÜNE MİLYONLAR HARCANIYOR