Aşk Kadına şiddete karşı, öfke yönetimi eğitimi verilmeli

Kadına şiddete karşı, öfke yönetimi eğitimi verilmeli

29.05.2014 - 09:39 | Son Güncellenme:

"Öfkeyle baş etme konusunda ailede öfke yönetimi eğitimleri verilmelidir. Üniversitelerde şiddeti araştırma merkezleri veya enstitüleri kurulmalıdır"

Kadına şiddete karşı, öfke yönetimi eğitimi verilmeli

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kadına şiddete karşı, öfkeyle baş etme konusunda ailede öfke yönetimi eğitimleri verilmesi ve üniversitelerde şiddeti araştırma merkezleri veya enstitüleri kurulması gerektiğini belirtti.

Haberin Devamı

Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken, en büyük kadın hakkı ihlallerinden olan "şiddet" kavramını ele aldı.

AB'ye girme sürecinde Türkiye'de kadının özgürleşmesi hareketinin çok hızlı şekilde geliştiğini anlatan Tarhan, erkek alt kültüründe kadının hızlı özgürleşme talebine karşı yanlış anlama ve algılamalar ortaya çıktığını vurguladı.

Kadına yönelik şiddeti bitirmek için TBMM, mahkemeler, medya, sivil toplum kuruluşları, psikolog ve psikiyatrist hekimler, yaşam koçları, kamu kurum ve kuruluşları ve özel sektör gibi toplumun hemen her kesimine önemli görevler düştüğünün altını çizen Tarhan, alınabilecek önlemleri şöyle açıkladı:

"Öfke yönetim eğitimleri verilmeli. Öfkeyle baş etme konusunda, ailede öfke yönetimi eğitimleri verilmelidir. Üniversitelerde şiddeti araştırma merkezleri veya enstitüleri kurulmalıdır. Sürekli Eğitim Merkezleri'nde bu alanda sonuç alıcı eğitimler yapılmalıdır. Yaşam koçu olacak kişilerin her anlamda donatılması gereklidir. Kadının özgürleşme hareketi, kadın-erkek savaşına dönüştürülmemelidir. Erkekte 'kılıç çekme' duygusu uyandıran yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Ancak Batılı feminist yaklaşımların ülkemizde de uygulamaya koyulmasının istendiği gerçeği var. 'Eşin sana bağırıyorsa sen de ona bağır, bir şey atıyorsa sen de at' gibi yaklaşımlar, kadınlarımıza öğretilmek istenmektedir. Bu tarz söylemler çok yanlıştır. Bunun gibi tutumlar şiddeti daha da artıracağı gibi öfke kontrolünü de zorlaştıracaktır."

Haberin Devamı

Tarhan, şiddetin önlenmesi için psikiyatri uzmanları ve psikologların katılımıyla eğitici programlar organize edilebileceğine vurgu yaparak, şöyle devam etti: "Çünkü çocuklar şiddeti örnek alıyorlar. Çocuk şiddeti aileden örnek aldığı gibi, aynı şekilde medyadan da etkili bir şekilde alabilmektedir. Televizyonlarda yayınlanan programlarda yer alan bir şiddet sahnesi, kesinlikle çocuğu olumsuz etkileyecektir. Yine çizgi filmlerde işlenen konular ve şiddet, çocuk üzerinde etkili olacaktır. Bu görüntülerin çocukları doğrudan etkilediği ve çocukların gördüklerini örnek aldıkları gerçeği, hazırlanan yayınlar sırasında göz ardı edilmemelidir. Öfke kontrolü eğitimlerini risk gruplarına uygulamak gerekiyor. Geçmişinde şiddet öyküsü olanlar mahkemeye gitmişse, bu kişiler risk grubunu oluştururlar. Yapılacak çalışmalarda, bunlar göz önünde bulundurulmalıdır."

Haberin Devamı

2007 yılında TBMM'de bir komisyon çalışması yapıldığını ve yararlı bir rapor hazırlanıp sunulduğunu anımsatan Tarhan, raporda öngörülen önlemlerin raftan indirilip uygulamaya geçilmesi gerektiğini bildirdi.

Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi olarak kendilerinin İstanbul Valiliği ile "Haydi Tut Elimi" ve "Mutlu Yuva Mutlu Yaşam" Dernekleri olarak çeşitli sosyal sorumluluk projeleri yürüttüğü bilgisini veren Tarhan, "Mahkeme kararıyla kurumlarda koruma altına alınan çocukların bakımını üstleniyoruz. Tedavilerine katkı sağlandığı gibi yasalara uygun, denetlenebilir, gönüllü annelik şeklinde çocuklara bakım ve hizmet verilmektedir. Bu tarz yapılanmalar artırılmalı ve desteklenmelidir. Aile içinde şiddet gören, travma yaşayan ve kuruma terk edilen çocuklar, şiddet potansiyeli risk grubunda yer alan çocuklardır. Bunların bakımını üstlenen sosyal sorumluluk projelerini, devletin fiili ve mali olarak desteklemesi gereklidir. Bu yapılara kaynak desteği sağlanmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Yazarlar