Kültür Sanat ‘Vekil olabilirsiniz ama sanatkâr olamazsınız’

‘Vekil olabilirsiniz ama sanatkâr olamazsınız’

29.10.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:

Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkan Savaşı’nda yenilmesini opera eksikliğine bağlayacak kadar sanatın toplumları geliştirici gücüne hâkim olan Mustafa Kemal Atatürk, eğitimin sanat ayağına özellikle önem verdi.

‘Vekil olabilirsiniz ama sanatkâr olamazsınız’

Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık savaşına başlamadan önce, Kurtuluş Savaşı sırasında ve Cumhuriyet ilan edilirken hedefinde hep Türk ulusunun eğitim seviyesinin yükseltilmesi vardı. Eğitimin sanat ayağına ise özellikle önem veriyordu. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkan Savaşı’nda  yenilmesini opera eksikliğine bağlayacak kadar sanatın toplumları geliştirici gücüne hâkimdi. “Efendiler, hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta cumhurreisi olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız”, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözleriyle Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin sanat yolunda hızla ilerlemesini sağladı.

Haberin Devamı

Osmanlı Ressamlar Cemiyeti olarak 1908’de kurulan topluluğun 1921’de Türk Ressamlar Cemiyeti, 1926’da Türk Sanayi-i Nefise Birliği ve daha sonra da Güzel Sanatlar Birliği adını alarak modern sanat akımlarının temel taşları arasında yerini almasını sağladı. 1 Eylül 1924’te ilk Musiki Muallim Mektebi açılarak 1928-1933 yılları arasında öğretmen, orkestra elemanı ve askeri bando elemanı yetiştirmeye çalışıldı. 29 Ekim 1924’te Maarif Vekaleti’nin açtığı Avrupa sınavıyla Berlin, Paris, Budapeşte, Prag gibi Avrupa’nın önemli kültür şehirlerine yetenekli gençler gönderilmeye başlandı. Ocak 1925’te İstanbul’dan gemiyle yola çıkan ilk grupta Mahmut Cüda, Muhittin Sebati, Refik Epikman, Ulvi Cemal Erkin, Cezmi Rıfık, Cemil Sena Ongun, Naci Ecer, Vildan Aşir Savaşır, Burhan Toprak, Ekrem Zeki Ün, Osman Horasanlı, Necip Fazıl Kısakürek, Sadi Irmak, Suat Hayri Ürgüplü, Cevat Dereli, Şeref Akdik, Ali Münip Karsan, Namdar Rahmin gibi isimler yer aldı. 1924 ile 1948 arasında her yıl ortalama 120 öğrenci tahsile yollandı. Bu gençler aldıkları eğitimle yeni kurulmuş Cumhuriyet’in gelişmesinde katkıda bulundu. 1926 yılında Batı müziği bölümü eklenmiş olan Darülelhan, konservatuvara dönüştürüldü. Daha sonra İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda geleneksel Türk sanat müziği eserlerinin saptanması için Tesbit ve Tasnif Heyeti kuruldu. 1927’de Sanayi-i Nefise Birliği İstanbul’da tiyatro eğitimine başladı. 1927’de Güzel Sanatlar Enstitüsü’ne dönüştürülen Sanayi-i Nefise Mektebi, bugün hâlâ Mimar Sinan Üniversitesi bünyesinde Güzel Sanatlar Fakültesi olarak eğitim veriyor. 1934 yılında Milli Musiki ve Temsil Akademisi Kanunu ve Devlet Konservatuvarı Kanunu çıkarılarak sanat eğitiminin kurumsallaştırılması sağlandı.