Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Trafik özellikle de İstanbul’da, sevmediğimiz ama çocuklar nedeniyle de boşanamadığımız eşimiz gibi oldu! Uyanamadığımız bir kâbus! Trafiği motosikletle baypas edenler, günde en az iki saat, yılda ise toplam bir ay kazanıyor

Trafik, modern insanının hayatında büyük stres kaynağı. 15 dakikada gidilecek yere bazen bir saatte varamıyoruz. 24 saatin yetmediği şehir insanı bir de her gün 2 - 3 saatini yollarda kaybediyor. Bazıları trafikten kurtuluşun bireysel yolunu bulmuş. İçlerinde yöneticiler, ünlü işadamları, doktorlar, sanatçılar var. İşlerine motosikletle gidip geliyorlar. 4 tekerlekli araç sürücülerinin terörü, evdekilerin endişeli halleri, hiçbir şey onları engelleyemiyor. Zira vakitleri yok işlere yetişmeye. Hepsinin lüks marka pahalı arabaları var. Ancak takım elbiselerin üstüne tulumlarını çekip milyon dolarlık iş görüşmelerine motosikletle gidiyorlar.

Haberin Devamı

İş dünyasının önde gelen isimlerinden Metin Fadıllıoğlu mesela. İstanbul’da üç ayrı restoranı var. Doğuş ortaklığında Levent’teki Fenix, Ulus’taki Ulus 29. Ve tabii Nişantaşı Beymen Brasserie. Her gün üç restorana da mutlaka uğruyor. Trafikte bir saat sürecek Ulus-Nişantaşı arasını motosikletle 15 dakikada alıyor.

Çakra, Koçtaş, Tepe Home gibi zincirlerin mağaza konseptlerini yapan, Türk tasarımcıların ürünlerinin satıldığı ‘Lunapark’ mağazalarının sahibi Bertan Berk, Yeşil Bisiklet’in kurucu ortağı Gürsel Akay da ego yapmadan lüks arabalarını bir kenara bırakıp, iki tekerleğe terfi edenlerden. Hillside’ın Etiler - İstinye kulüp müdürü Ali Rıza Bilal, Ritz Carlton’ın Satış Direktörü Onur Hakyemez ve rezervasyon müdürü Orhan Karadeniz de işe motosikletle gidiyor.

İKİ TEKERLEĞİ ATTILAR

Elbette trafikten kurtulmanın bir bedeli var: Egzoz dumanı, motorlu taşıt sürücülerinin eziyeti... Ancak görüştüğüm insanların hepsi trafikte günde minimum 2 saatlerini motosiklet sayesinde kurtardıklarını söylüyor. Hafta sonlarındaki gezintileri hesaba katıldığında süre ortalama üç saate çıkıyor. Kısıtlı insan ömründe 5 yılda mesela, tam 225 gün anlamına geliyor bu süre. Bir yılda ise tam bir ay kazanıyorlar. Anlayacağınız motosikletliye bir yıl 13 ay! Ömrünüze armağan!.. Yollar genişlemeyeceğine, trafik her geçen gün daha da arttığına göre iş hayatında yayılacak bir trend olacak gibi görünen iki tekerlekli kurtuluşu, yaşayanlar anlattı.

Haberin Devamı

25 liraya 100 kilometre

Motor kullandığınız için en şikayetçi olduğunuz konu ne?

Metin Fadıllıoğlu: Eşim Zeynep! Sürekli gazete kupürleri, kötü haberleri gösteriyor. Bak Harley’ciler St. Tropez’e gitmiş, diğerleri Singapur’da gibi iyi haberleri vermiyor! Bugün şu yaralanmış, yok kaskı ezilmiş, orasına bariyer girmiş.

Örneklerin hepsi de ağır vaka, öyle bonfile kazalar koymuyor önüme. Şehir içinde Vespa kullanıyorum. Açılmak istediğimde ise BMW yarışçı motorumu. Motosiklet kültürün oluşması için on binlerce insanın motosikletle trafiğe çıkması lazım. Nüfus artış hızı, şehrin gelişmemiş altyapısı, dar yolları nedeniyle er geç olacak ama bu. Çünkü bakın bugün full depo yaptım, koskoca motosiklet, 48 TL ödedim. Git babam git bitmiyor. Ki benim motosiklet büyük, daha uygun ebatlarda 25 liraya dolduruyorsun, 100 kilometre yol gidiyorsun. Trafiği rahatlatıyoruz, benzin tasarrufu yapıyoruz ama bize kolaylık sağlanmıyor.

Haberin Devamı

Takım üzerine tulum

Günde kaç saat kazanıyorsunuz trafikten?

Fadıllıoğlu: En az 1.5 saat. Dışarıdaki egzozu soluduğum için ciğerlerimden ne kaybettiğimi bilmiyorum tabii! Büyükdere’de oturuyorum. Çoğunlukla alta takım elbisemi giyiyorum. Üstüne tulumu.

Vardığım yerde tulumu çıkarıp, spor ayakkabıları değiştirip giriyorum içeri. Motosiklet adamıyken bir anda, salon adamına dönüyorum. Ulus 29 için görüşmeler yaparken Ferit Şahenk ile görüşmeye öyle gittim mesela. Bu hız çağında hayatı pratikleştirmek zorundasınız.

Range Rover’e tercih

Bertan Berk: İki arkadaş aynı toplantıya, ben arabamla iki saatte, o motoruyla 30 dakikada gitti. Ertesi gün motosiklet aldım, beş yıldır kullanıyorum. Özellikle taksi ve dolmuş şoförlerinin tavrını anlamak kolay değil.

Adam, ‘Ben bekliyorum o niye önce gidiyor’ diye sinir oluyor. İyi de, o da otomobil kullansa sen daha çok bekleyeceksin, aklını kullansana. Kısa mesafeler için bir de elektrikli bisiklet aldım. Günde 2 saat kazancım oluyor. Range Rover marka otomobilim var ama neredeyse hiç kullanmıyorum.

Göksel Bey sizin kırılma noktanız ne oldu?

56 yaşındaydım. 1990’da Sirkeci’den mal almıştım. Mercan kapalı otoparkından çıkmam bir saati buldu, iki saatte de karşıya geçebildim. Ertesi gün gidip Yamaha 3T 600 aldım. Zaten bisikletçiyim, 40 yıldır bisiklet kullanıyorum, kısa mesafelerde mutlaka bisiklet kullanırım.

Bisiklet bizde çocuğun parkta bindiği, büyüyünce unuttuğu bir şey gibi görülüyor. Köprü ücretlerini belirlerken motosiklet diye bir sınıf yokmuş, o yüzden arabalarla aynı (3.40 lira) ücreti ödüyoruz.

Motosikletliye bir yıl 13 ay

Sıkışıklığın maliyeti 6 milyar TL

İstanbul’da trafik sıkışıklığının bir yıllık maliyeti 6 milyar TL. Rakam Berlin’de 390 milyon euro, Londra’da 900 milyon sterlin, Paris’te 1 milyar 400 milyon, Barcelona’da ise 2.5 milyar euro.
Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Mühendisliği’nin 2014 yılında yaptığı araştırmaya göre İstanbullular, şehrin en büyük sorunu olarak ulaşım ve trafiği görüyorlar.
10 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen anket sonuçlarına göre, trafik; hayat pahalılığı, yeşil alan eksikliği, güvenlik gibi hayati sorunların bile önünde.

Motosiklet tutkunlarıyla yarım günde öğrendiklerim

Motosiklet kullananların içinde başka biri gizli! Bakıyorsunuz spor ayakkabıları ve motorcu tulumuyla gayet havalı motorundan iniyor. Zırt fermuarı açıyor. Aa! Meğer içinde janti bir işadamı varmış!
Trafiğimiz yurtdışında dahi yankı bulmuş.
Trafikte çözümler bir zincir haline gelmiş durumda. Metroya binen bisiklet tutkunları katlanabilir motosikletlerini yanına alıyor. Bir yerden sonra arabayı park edip bu bisikletlerle yollarına devam ediyorlar.
Motosiklet kullanan insanlar genelde varlıklı insanlar. Benim tanıdığım insanların yarısında Range Rover, en yoksulunda ise (!) Hyundai var.
Yarış motorlarına büyük ilgi var. Ancak şehir içinde daha çok scooter kullanıyorlar. Pratikler. Park etmesi daha kolay, bagaj hacimleri daha yüksek olan küçük motosikletler gözde.
İstanbul’da bisiklete binilecek yer kalmamış. Yapılan bisiklet yolları da göstermelik, AB uyum yasası kapsamında Zeytinburnu’nda sahilde 1 kilometrelik yol yapılmış mesela ama kim gidiyor tartışmalı.
Arabayla işe gitmek mazoşizm
Orhan Bey, motosiklet sizin hayatınızı nasıl değiştirdi?
Orhan Karadeniz: Ritz Carlton’un rezervasyon müdürüyüm. Rezervasyon için arayanlar Sultanahmet’e ne kadar sürede gidebilirim diye soruyorlar mesela. Dikilitaş’ta oturuyorum. İşe hep motorla gidip geliyorum, 10 dakika sürüyor bu şekilde.
Arabalı isem trafikte 45 dakika sürüyor. Günde minimum bir saat kazancım oluyor. Tabii dön dolaş otoparkta yer bul, vale ile uğraşma sıkıntısından da kurtulmuş oluyorum.
Park etme konusunda motor size mutlaka bir 10 dakika kazandırır. Yakıtı zaten ucuz. Uygun yer bulursanız otopark ücreti de ödemiyorsunuz. Günde 45 - 50 kilometre yapıyorum normalde. Hafta sonlarında bu 100 - 200 kilometreyi buluyor. Yaz kış kullanıyorum, tatlı su motorcusu değilim. Arkadaşlarım, ‘çok cesursun’ diyorlar. Beylikdüzü’nden, Gümüşsuyu’na her gün araba ile gelen arkadaşım var. Bence cesur, çılgın olan onlar.
İki tonluk bir metalin içinde, 2 saati dur kalk, dur kalk nasıl geçirebilir insan. İstanbul’da her gün araba ile işe gidip gelmek mazoşizm gibi bir şey. İnsanlar kendilerini yaptıkları eziyetin, başka bir seçenek olduğunun farkında değiller.
tadan otoya dönemez
Motosiklet trafiği baypas etmenin yanında tutku da yaratan bir araç, değil mi?
- Onur Hakyemez: Evim Fulya’da. Motor kullanmayı o kadar seviyorum ki, bazen yolu uzatıyor, evime sahilden gidiyorum. Kıyafetimi işyerinde değiştiriyorum. 10 yıldır motosiklet kullanıyorum. Geçenlerde arabayı da sattım, ihtiyaç duymuyorum artık. İspark eskiden araçlardan aldığı ücretin üçte birini alıyordu, şimdi yarısını alıyor. Bazı otoparklar ise ücret almıyor. Motor satışlarında 250 cc’nin üstünde yüzde 37 ÖTV var.
Teşvik edilmesi gereken yerde sanki lüks bir araçmış gibi görülüp ciddi bir vergi alınıyor. Bunun keyfini alan, pratikliğini gören, özgürlüğünü, güzel havada rüzgarın esintisini hisseden mümkün değil araba kullanayım demez. Bir tek yerler buzlu ise kullanmıyorum. Soğuk havada bacaklarınızı örtüp, eldivenlerinizi giydiğinizde, arabada olmaktan farkı yok.
‘Yaşam konforu çok yükseldi’
Doçent Doktor Tunç Yaltı... 54 yaşında, genel cerrahi alanında İstanbul’un tanınmış doktorlarından. Hem Amerikan Hastanesi’nde çalışıyor hem de Koç Üniversitesi’nin öğretim üyelerinden. Kemercountry’de oturuyor. Her gün Amerikan Hastanesi’ne gitmek için yaklaşık 60 kilometre yol kat ediyor. Koç Tıp Fakültesi’ne gittiği günlerde ise kat ettiği yol 100 kilometreye ulaşıyor. Trafiğin olduğu saatlerde evinden işine gidip dönmesi minimum iki saati buluyor. Motorla ise evine bir saatte gidip geliyor.
Hekim olarak kendisini sürekli geliştirmek zorunda olduğunu söyleyen Yaltı, “İstanbul’da yaşam öyle bir hale geldi ki, artık kendime ayıracak zaman kalmıyordu. Sekiz saat hastane, üç saat yol. Eve vardığımda yoğun trafiğin bünyede yol açtığı stres. Trafikten çaldığım üç saati kitap okumaya, spora, kız arkadaşıma, köpeğime ayırıyorum, yaşam konforum yükseldi” diyor.