Bebek Anne sütü genetik sorunları baskılıyor

Anne sütü genetik sorunları baskılıyor

28.02.2011 - 09:48 | Son Güncellenme:

Kanser, diyabet, alerjik hastalıklar ve pek çok sağlık sorununa karşı koruyucu etkisi yıllardır bilinen anne sütünün özelliklerine, genlerdeki olumsuzlukları baskılayıcı yönler de eklendi.

Anne sütü genetik sorunları baskılıyor

Ayşegül Aydoğan ATAKAN/ CADDE

Haberin Devamı

Dünya Anne Sütüyle Beslenme Akademisi Üyesi, Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF Emzirme Danışmanı Prof. Dr. Gülbin Gökçay, “Anne sütünde bağışıklık sistemini güçlendiren bir milyon hücre var. Hastalıklara karşı korumada en büyük ilaç anne sütü” diyor. Gökçay, son araştırmalara dayanarak anne sütüyle ilgili en yeni verileri paylaştı.

  • Genlerdeki olumsuzlukları baskılıyor: Belçika’da yapılan bir çalışmada alkolizm nedeniyle hastaneye yatanların anne sütünden eksik beslendiği ortaya çıktı. Şizofreniye yakalanmada risk faktörlerine bakıldığında annenin şizofren olması ve az anne sütü almak, risk faktörleri. Anne sütünün ‘nutri genomik’ özelliği olduğu belirtiliyor. Yani genlerdeki olumsuzlukları baskılayabiliyor.
  • Aşının etkisini artırıyor: Anne sütü alanlarda aşının koruyucu etkisi daha yüksek oluyor.
  • Toksik maddelerin atılmasını sağlıyor: Besinler yoluyla alınan toksik maddeler vücuttan daha kolay atılıyor.
  • Ruhsal hastalıklar az görülüyor: Anne sütüyle beslenen çocuklarda bazı ruhsal hastalıklar daha az görülüyor.
  • Şişmanlıktan koruyor: Koruyucu etkisi, erkek çocuklarda ve özellikle annesi şişman olan bebeklerde daha belirgin.
  • Hiperaktivite daha az görülüyor:
    Hiperaktivite anne sütü alan çocuklarda daha az görülüyor. Ayrıca ergenlik döneminde ruhsal sorunlar daha az görülüyor.
  • Yüksek kolesterole tahammülü artırıyor: İlk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerde damar sertliğini önleyici etki görülüyor. İlk altı ay anne sütüyle beslenenlerde kolesterol yüksek çıkıyor ama ilginç şekilde bu yükseklik vücudun kolesterole olan tahammülünü artırıyor.
  • Diyabet riski azalıyor: Tip 1 ve tip 2 diyabet, anne sütüyle beslenenlerde daha az görülüyor. Ama bu etkiler özellikle anne sütüyle beslenme bir yaşını aştıktan sonra devam ettiğinde belirginleşiyor.
  • Diş çürüğünü önlüyor: Gece sütleri ve emzirme, diş çürüğüne yol açıyor tartışmaları var. Böyle bir bilimsel veri yok. Anne sütünün içinde diş çürüğüne yol açan bakterileri önleyici maddeler var. Gece emzirmeleri diş çürüğüne yol açmıyor.
  • İstismar azalıyor: Emzirme anne çocuk bağını güçlendiriyor. Avustralya’da 7 bin 200 anne bebek izlendi ve emzirme süresi arttıkça anne ihmalinin azaldığı görüldü. Annenin kötü davranışı ve istismar, emzirme süresinin azalmasıyla belirgin biçimde arttı.
  • Uyku sorunları: Gerek emziren annelerin gerekse emen bebeklerin uyku sorunu yaşadığı yolunda endişeler vardır. Araştırmalar gösteriyor ki anne sütüyle beslenenlerle biberonla beslenenler arasında uyku sorunu farkı yok. Tam tersine anne sütü sayesinde hem anne hem de bebek daha iyi uykuya dalıyor.
  • Dil gelişimi: Anne sütüyle beslenenlerde 5-10 yaş arasındaki dil gelişimi daha ileri seviyede.
  • Annenin kemik sağlığına yararlı: Anne sütüyle beslenmenin kadınlarda kemik erimesine yol açtığına dair birtakım tartışmalar var. Tam tersine menopoz sonrası dönemde osteoporozu azaltıyor. Emziren kadınlarda osteoporoz daha az görülüyor.

EMZiRME SINIRI iKi YAŞ MI OLMALI?

Başlangıçta anneye, bebeğin ağladıkça emzirilmesi söyleniyor. Altıncı aydan sonra artık belirli bir düzen içinde emzirilmesi lazım. Saat başı emzirilmemesi gerekiyor. Bir yaşından sonra günde üç kez emmesi yeterli. Her yerde hemen istediği zaman emzirilmemeli. Bebek istiyorsa anne 2.5 yaşına kadar emzirebilir. Zaten genelde üç yaşında çocuklar emmeyi kendiliğinden bırakıyor.

Yazarlar