Uzman Klinik Psikolog Ceren Gümüş Yaşa

Uzman Klinik Psikolog Ceren Gümüş Yaşa

cerengumus.91@gmail.com

Tüm Yazıları

"Birlikte oyun oynuyorduk, ne oldu şimdi neden ağlıyorsun?"

"Sürekli ağlıyorsun Ela, neden böyle bir çocuk oldun?"

"Anlaşıldı, sen dikkat çekmeye çalışıyorsun. Ben gidiyorum, sen istediğin kadar ağla..."

Bazı anlar ebeveyn ve çocuk için gerçekten zorlayıcı olabiliyor. Zor olan, zordur ancak çözülmesi ve aşılması imkânsız zamanlar değildir. Bu zor anlar, birlikte yaşanan diğer anlara göre daha duygu yüklü ve yaşanan duyguların daha fazlaca yaşandığı anlardır ve bugün bu yazımızda özellikle çocukların ağladığı veya öfkelendiği zamanlarda aslında neler oluyor ve ebeveynlerin bu süreçleri daha "sağlıklı" şekilde yönetmesi için neler yapabilirler bu noktalara sizler için değinmek istedim.

Haberin Devamı

Danışmanlıklarımda veya verdiğim eğitimlerimde ebeveynlerden şu cümleleri duyabiliyorum:

‘’Çocuğum bağırdığında, ağladığında veya bir şeyi almak için ısrarcı davrandığında, tutturduğunda ne yapacağımı bilemiyorum. Bazen o öfkelendiğinde veya dakikalarca ağladığında ben de öfkeleniyorum ve kendime hâkim olamayıp bağırdığımı fark ediyorum. Sonra kendime kızıyorum ama iş işten geçmiş oluyor."

Bir diğer durum ise ‘’Çocuğumun yaşadığı o kriz anında o daha fazla ağlamasın veya bağırmasın diye mümkün olduğu kadar istediği şeyleri yapmaya çalışıyorum. Çünkü çocuğumun daha çok etkilenmesinden korkuyorum.’’

Çocuk öfkelendiğinde, bağırdığında veya ağladığında aslında ne oluyor?

Öncelikle ağlamayı diğer tüm duyguları yaşamamız kadar normal bir süreç olarak kabul etmek ve bir çocuğun ağlamasını onun kendisini ifade ediş yöntemi ve rahatlatma biçimi olduğunu kabul etmekte fayda vardır. Bastırılmış bir duygu, birikmiş enerji, yaşanan bir hayal kırıklığı, uzun süredir çocuğun yetişkinler tarafınca görülemeyişi çocuğun ihtiyaç ve taleplerinin karşılanmaması çocuğun öfkelenmesine, ağlamasına veya "mızmızlanmasına" zemin hazırlayan durumlardır. Sizin için çok da önemli olmayan bir neden, çocuklarınızın dakikalarca ağlaması nedeni olabilir.

Eğer çocuk bir öfkeden dolayı ağlıyor veya bağırıyorsa bu bir tepkidir. Burada öfke bir çağrıdır. Eğer anne, baba veya çocuğun o esnada yanında olan kişi öfkesine, çocuğun anlattığına cevap vermezse çocuk daha ısrarcı ağlayama veya bağırmaya devam edebilir. Bir çocuk istediği, düşündüğü, hissettiği şeyler anlaşılmadığında öfke duyabilir.

Haberin Devamı

Öfke, aslında ebeveynlerin korktuğu kadar kötü bir duygu değildir. Uzaklaştırılması gereken, bastırılması gereken bir duygu değildir. Öfkenin neye yaradığını bilmezsek ona vereceğimiz tepkiler de değişecektir. Öfke bir "Hayır’’ demek, bir "sınır" çizmek, "Ben buradayım" demek, "Kendimi şu anda yönetemiyorum, desteğe ihtiyacım var" demek olabilir.

Peki bir öfke anında ebeveyn olarak daha sağlıklı nasıl yaklaşmalıyız?

Öncelikle sevgili anne ve babalar, şu sözü unutmamakta ve sık sık kendimize bu sözleri hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum: "Çocuklar, çocuktur ve güzelce anlatmayı başaramayabilirler. Onlar bir çocuk olarak rehberliğe, duygularına eşlik edilmeye, en zor anlarda bile anlaşıldığını hissetmeye ihtiyaçları vardır. Dolayısıyla çocuğun çocuk olduğunu, sizlerin anne-baba olduğunuzu unutmamakta fayda vardır."

Haberin Devamı

Bunları zihinde tuttuktan sonra kriz anlarında olabildiğince sakin kalmak ve çocuğunuzun göz hizasına gelip onu izlemekte fayda var. Çocuk size o esnada ne söylüyor? Yaptığı davranışlarla, o davranışları yaparken söylediği şeylerle neler anlatmak istiyor? Böyle bir durumun yaşanması için öncesinde neler yaşandı? Yorgun mu? Acıktı mı? İstediği bir şey mi olmamıştı? Bana mı tepkili yoksa biri canını mı yaktı?

Bu soruları birlikte veya onsuz düşünebilirsiniz ancak yaşanan kriz anlarında "Ne oldu?, "Neden böyle yapıyorsun?" gibi sorular sormanın o kriz anlarını büyüttüğüne dair görüşler vardır. Dolayısıyla bu soruların krizi pek de yatıştırmadığını söyleyebilirim.

Çocukların kaprisleri yoktur, ihtiyaçları vardır

Çocuğun göz hizasına geldikten sonra onun enerjisini boşaltmasına, kendisini ifade etmesine alan bırakmanız önemli. Hemen sakinleştirmeye çalışmayın. Eğer çocuk kendisine veya bir başkasına zarar vermiyorsa, ağlaması veya öfkesini boşaltıyor olması çocuğun kendisini ifade etmesi için ve rahatlaması için faydalıdır. Önemli olan, onun öfkesiyle veya ağlamasıyla birlikte sakince kalıyor ve onun duygularına eşlik ediyor olmanız. Biraz sakinledikten sonra sakinleştirebilirsiniz. Birlikte su içebilirsiniz, temiz hava alabilirsiniz, sarılabilirsiniz, kucaklayabilirsiniz.

Kriz anlarında kurtarıcı cümleler şöyle olabilir:

"Seni görebiliyorum. Öfkelendin. Bir şeye kızdın. Ben buradayım. Senin yanındayım. Seni dinlemek için burada bekleyeceğim. Sakinleştiğinde bana anlatmanı istiyorum ve seni burada bekliyorum."

Burada çocuğa şu mesajı veriyoruz:

"Evet öfkelenebilirsin. Seni bu şekilde de kabul ediyorum. Seni terk etmiyorum. Öfkelendiğin için yargılamıyorum ve seni dinlemeye hazırım. Birlikte çözüm bulabiliriz."

Daha sonra çocuğa duygusunu anlatmasına ve duygusunu anladığınızı anlatmanız önemli. Çocuk size bir şey anlatırken mümkün olduğunda onu yargılamadan, eleştirmeden dinlemeye çalışın. Eğer haklı olmadığını veya yanlış bir şey yaptığını düşünüyorsanız veya veremeyeceğiniz bir şeyi istediği için bir kriz yaşandıysa ve siz yine istediği şeyi de veremeyecekseniz o zaman ona duygusunu anladığını ifade edin. Şöyle ki "Çok haklısın çikolata yemek istedin ve alamayınca öfkelendin. Fakat çikolata yediğinde cildin kabarıyor ve çok kaşınıyorsun. Ben senin kaşındığında zaman ne kadar üzüldüğünü biliyorum ve bir daha o şekilde üzülmeni istemiyorum. Bu yüzden sana çikolata veremiyorum fakat çikolata kadar sana zarar vermeyen ancak başka bir tatlı olan X’ i verebilirim" dediğinizde çocuk annesinin kendisini anladığını, neden çikolata yiyemeyeceğini fakat onun yerine ne yiyebileceğini öğrenmiş oluyor ve sakinleşebiliyor.

Çocuk sakinleştiğinde ve siz de sakinleştiğinizde mutlaka ne olduğunu, ne hissettiğini konuşmanız önemlidir. Bu süper bir bağ geliştiricidir. Onarıcıdır.

Burada eğer siz de sakinleşmekte zorlanıyorsanız mutlaka "ihtiyaç depolarınıza" bakmanız önemli. Son zamanlarda kendinizi daha yorgun, daha çaresiz, değersiz veya farklı iyi hissettirmeyen duygular içindeyseniz çocuğunuzun yaşadığı öfke sizin de öfkelenmenize neden olacaktır.

Şu unutulmamalıdır sevgili ebeveynler; çocuğun ne hissettiğini anlatmasına izin verilmediğinde, göz yaşları veya söylemleri değersizleştirildiğinde, duygularını ifade ettiği zaman dinlenmediğinde çocuk kendisini değerli ve duygularını kabul görüldüğünü hissetmeyecektir.