Annemin bana kitabı sevdirmesi şöyle olmuştur;
Yaklaşık 10 yaş civarındaydım o yıllarda şimdilerde olduğu gibi istediğimiz herşeye ulaşmak kolay değildi. Maddi durumun ne olursa olsun kolay alınmayan şeylerin değeri çok fazlaydı bizler için. Ne güzel bir zamanda geçmiş çocukluğum ahhh 90'lar :) Anne-kız gezerken annem hep derdi ki "İpeğim, yiyecek ve kitap istediğin kadar alırım ama lütfen oyuncak isteme!" Eee tabii sınırlı olunca alınabilecek şeyler, yemek yemekle de arası olmayan sıska bir kız olan ben kitaba yönelirdim. Çocuk Kalbi, Polyanna, Bir Genç Kızın Günlüğü ve tabii ki Küçük Prens... çocuklukta tanıştığım kitaplardır. Çok geç tanışanlar Küçük Prensl'e kesinlikle çocuk kitabı olmadığını anlayacaklar. İçindeki felsefelerle her yıl, her yaş okunası bir kitap her okunduğunda da farklı algı yaratan.
Çocukluk yıllarında bir çırpıda okuduğum Küçük Prens'i yakalşık 2 yıl önce oğluma tavsiye etmeden tekrar okudum. İçimden bir ses bu kitap tam bir Mesnevi dedi. Çünkü çocuk kitabı olmayan, kişiyi yetişkinliğe hazırlayan bir yol kitabı. Biz büyüklere verdiği küçük sırlar var. Yazar , Saint-Exupéry bize iyi yetişkin olmayı öğretiyor. Ayrıca kendi çizdiği resimleri suluboyayla boyamış olan yazarın bu kitabı dünya klasikleri arasında. Peki benim de hafızamdan silinmeyen Küçük Prens'in büyük öğütleri neler?
Bakmaya Değil Görmeye Çalış
Başkalarını değil kendini yargıla
Kibirli Olma
Unutmak için içmek berbat ve zayıf bir çabadır
Kendini asla fazla ciddiye alma
Eğlenceyi unutma
Keşfetmek için içgüdülerini takip et
Yabancılardan öğreneceğin çok şey olabilir
Sevdiklerinizin yerini hiçbir şey dolduramaz
Bazen sevdiklerinizin özgürce uçmasına izin vermeniz gerekir
Ve birde; İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir...