Kişisel Gelişim Ve Enerji Eğitmeni Sevgi Keleş

Kişisel Gelişim Ve Enerji Eğitmeni Sevgi Keleş

sevgikeles@sevgikeles.com

Tüm Yazıları

Son yıllarda pozitif olmakla ilgili o kadar çok yazılar, videolar karşımıza çıkıyor ki mutsuz olmak yanlış, pozitif bakış açısına sahip olmak tüm sorunlardan muafiyet getiriyormuş gibi bir algı oluşmuş durumda. Hâlbuki bu yaklaşım doğru değildir. Sonsuz mutluluk diye bir şey yoktur. Öyle ki insanlar mutlu olmak konusunda kendilerini fazlasıyla şartlandırarak yaşamaları gereken sağlıklı duyguları göz ardı edebiliyorlar. Unutulmamalıdır ki bastırılan her duygu bir gün hiç ummadığınız bir anda ortaya çıkabilir. Mutsuz olmak, gerektiği takdirde psikolojik destek almak, yaşamın içinde olan alanlardır. Hayatınızda olan insanlar dilerim ki mutluluğunuzu pekiştirenler, mutsuzluk anlarınızda ise size denge, dinginlik ve mucize olasılıklar getirenler olsun.

Haberin Devamı

Bununla birlikte bir de mutsuzluğu yok sayanlar, kişilerin duygularını görmezden gelenler, özellikle karşısındakini motive ettiğini sanarak “Amaan boş ver, bir şey olmaz” temalı konuşmalar yapıp kişilerin sanki küçük bir durumu abartıyormuş gibi hissetmesine ya da mutlu olamadığı için kendisini suçlamasına sebep olanlar vardır. Ya da tam tersi, sempatik bir bakış açısıyla “Seninki de dert mi? Bende neler var neler...” diyerek sanki “acıların en büyüğü kimde yarışması” yapanlar... Bu bakış açıları da maalesef pozitif katkı olmayacaktır. Mutluluk, sadece başınıza kötü bir şey gelmemesi değildir. Her durumda olasılıklarınızı, güçlü yönlerinizi keşfederek olumlu bakış açılarıyla yeni seçimler yapabilmektir. Mutluluk andadır. Anların çoğalması mutluluğu artırır.

“Peki, boş ver deyince geçmedi, senden daha kötüleri var deyince de geçmedi, o zaman mutsuzlukla nasıl baş edeceğiz?” dediğinizi duyar gibiyim. Öncelikle zihnimiz beklemediği bir olayla karşılaştığında, belirsiz bir durum yaşadığında günlük yaşam rutinini bozabiliyor. Buna bir örnek vermek gerekirse, diyelim ki sevdiceğiniz “Seninle önemli bir şey konuşacağım” dedi. O an zihninizden “Ne konuşacak? Ne zaman konuşacak? Acaba ne oldu?” soruları geçebilir. Bu belirsizlik, sizin rutinleriniz olan uykunuzu, yemeğinizi etkileyebilir. Bu durumda zihin negatifleşmeye başlar çünkü rutini bozulmuştur, kendi içinde alarm çalmıştır. Yaşanan belirsiz olayın üstüne aniden değişen alışkanlıklar, sinyal olarak beyinde hızla negatifin yerleşmesine neden olabilir. Bu sebeple hayat akışınızda karşılaştığınız zorluklarda alışkanlıklarınızı, günlük işlerinizi aynı şekilde devam ettirmeniz, bir süre sonra konuyu daha objektif ele almanızı sağlayacaktır. Beyin, paniklemeden düşünebildiğinde konuya daha gerçekçi bakış açısıyla yaklaşacaktır.

Haberin Devamı

Zorluklarla karşılaştığınızda içinizden her günkü gibi davranmak gelmeyebilir, ancak burada zihin, siz eyleme başladığınız andan itibaren normal süreçte olduğunu düşündüğünden daha dingin olacaktır. Diğer türlü kırmızı alarm vererek sizi paniğe sokup konuyu olduğundan daha negatif görmenize neden olabilir. Nasıl ki her gündemi sadece pozitif olarak değerlendirmek objektif değilse, sadece negatif olarak değerlendirmek de bir o kadar doğru değildir. Yaşamın her alanında olduğu gibi bu konuda da denge önemlidir. Olanı olduğu gibi değerlendirmek, her zaman yeni olasılıklara açılmanızı sağlar.

Haberin Devamı

Mutsuzluk anında bize katkı olabilecek bir diğer yöntem ise yoğunluğumuzdur. Kişi ne kadar üretir, ne kadar günü dolu olursa o kadar faydalı hisseder. Yapılan çalışmalar, hedefe doğru yürüyen kişilerin sağlıklarının daha iyi olduğunu göstermektedir. Kişi hiçbir şey yapmayarak sadece mutsuzluk gündemini düşündüğünde ise o mutsuzluk büyür ve olduğundan daha derin bir hal alır. Bu sebeple hobi edinmek, çalışmak, kitap okumak, spor yapmak mutsuzluk anında dengede kalabilmek için önemlidir.

Bir problemle karşılaştığınızda ve hızlı bir çözüm bulamadığınızda konunun negatif enerjisi daha da artar ve kendinizi sıkışmış hissedersiniz. Tam bu esnada zihninizi rahatlatmak amacıyla başka bir kişinin, arkadaşınızın, yakınınızın vs. bir sorununu dinleyip ona katkı olmaya çalıştığınızda zihin rahatlar. Böylece siz de kendi gündeminizle ilgili daha güçlü, daha dengeli hissedebilir ve çözüm yollarınız olduğunu daha fazla fark edebilirsiniz. Zihin bir başkasının sorununa katkı olmaya çalıştıkça sizin gündeminizdeki yoğun baskıyı azaltır. Bu, benim kendi hayatımda kullandığım en etkili tekniklerden biridir.

Mutluluk da, mutsuzluk da insana dairdir. Mutsuzluğu yok saymak yerine, olanı olduğu haliyle görüp kendiniz için işlevsel çözümler bulabilmek, hayatınızı istediğiniz yöne doğru geliştirebilmek, kontrolünüz dışında olan her durum içinse durumu kabul edip “Şimdi kendim için ne seçiyorum?” diyerek tekrar yol haritanıza bakmak daha fazla katkı olacaktır.

Hayatınızın sonsuz olasılıklara ve kolaylıklara açılmasını dilerim.

 

Sevgi Keleş

Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni