Tuna Cankurtaran

Tuna Cankurtaran

tuna@disitalmedya.com

Tüm Yazıları

Size markanızın daha bilindik daha kullanılır olması için bir  kadının hoşuna gidecek bir çok kelime veya slogan sıralayabilirim. Belli ölçülerde de başarılı olursunuz.  Markanız bir yere gelir, o kadar…

Aslında bu yazının ana fikri kadının beynindeki sizinle ilgili sihirli kelimeleri nasıl belirleyeceğiz veya nasıl sihirli hale getireceğiz.

Markasını tanıyan satıcı veya marka yöneticisi, ürününü  kime ve nasıl satacağını da bilir.  Ne yapmasını, nasıl yapmasını ve neden yaptığını bilen markalar diğer rakiplerine göre 3-5 adım önde gider ve oyunu yönlendiren sektör liderleri olur çıkarlar. 

Haberin Devamı

Bu düzeye gelmek isteyen yönetici önce beynin nasıl çalıştığını ve neyi satın aldığını ve nasıl kendini konumlandırdığını biliyor olması gerekir.

Beyin isim sistemleri ile çalışır ve bütün düşünce, 5 duyu ve hatta duygular 3 boyutludur. Bunu kendine gelen  2D bilgiyi var olan veri tabanına göre işleyerek 3D haline getiren beyin yapar. 

Yani size bir bilgi gelir, Beyniniz onu görselleştirir ve hayata katar. İşlevi biten bilgi de hayatınızdan bir daha ki sefere kadar çıkar.

Satın alma  ve satış süreçlerine ne kadar benziyor değil mi?  Diye düşünebilirsiniz ama sandığınız gibi değil.

Satın alma ve satış  süreci hem marka hem de müşteri arasında her safhayı,  neyi nasıl yaptığını bilmek ve kullanmakla  sonuca ulaştırır. 

Bilgi yani data;  beyne gelen bir enerji impulse’dır.  Beyin bunu  o ana kadar oluşmuş olan veri tabanına sorar ve daha önce verilmiş olan yargıya göre karar verir yani imajlar.  Yani kendini update eder.  Bir konuda verilmiş bir karar aslında beynin akışına verilmiş bir kesintidir. O kesintinin olduğu yerde  bir imajlama ile 3D haline getirdiği bilgiyi hayata sokar. Hayatiyet kazandırır. 

Sağlıklı beyin bu imajı en kısa sürede işler değerlendirir ve sonlandırır.  Sonlandırır ki yeni bilgiye yer açılsın ve seyir kesilmesin.

Veri tabanının vermiş olduğu yargı  beyinde  ses, görüntü  tat, dokunma koku  olarak 3D haline gelir. Bildiğiniz 5 duyumuz halini alır ve isimlenir. Yani siz bir koku , tat vs duyduğunuzda onu tanımlamaya ihtiyaç duyarsınız ve beyinde sesler, harfler ve kelimeler oluşur. Burada beyin gelen bilgiyi önce harflere sonra birlikte okunduğunda şimdiki veri tabanımıza normal gelen kelime ve isimlere, 3D’ye dönüştürür.  Artık bu kelimeler , zihninizde o imajı çağırmak istediğinizde o kelime veya isimle adlandırılır ve siz o kelimeyi  söylediğinizde ister istemez o konudaki 5 duyu ile hissettiğiniz her şey canlanıverir .  Bu arada gaipten sesler duyduğunuzda korkmayın size gelen bilgiyi veri tabanı kayıtlı beynini işleyip bir imaja döndüremiyordur.  Sebebi budur.

Haberin Devamı

İsimlenen bilgi, kendini yaşamak için sizde düşünce adı verilen bir başka görev  edinir ve kısıtlı bilgiyi tamamlamaya çalışır ve bunu duygularla yapar.  Kadının  ayakkabı kelimesine ve ayakkabı imajına bu kadar sihirli olarak bakması bu yüzdendir. Kısıtlı kadınlık bilgisi daha doğrusu kadınlığı sadece belli konularla kısıtlamış  ve kendini bu şekilde konumlandırmış bilgi  kendini var edeceği ayakkabı ismi ve imajıyla tamamlamaya çalışır ve  satın alma gerçekleştiğinde bir manevi haz duyar. Çünkü veri tabanındaki kadınlık bilgisi kısmi olarak kendini var etmiş ve tamamlanma hissi yaşamıştır. Bir çeşit hazdır.  Onun için dolabı açın milyon tane ayakkabı ile karşılaşırsınız.  Kadının ne istediğini bilmemesi , her  konuda kararsız davranışlar gösteriyor gibi algılanması hep veri tabanının verdiği kısıtlı kadınlık bilgisinin kendini var etmeye çalışmasının eseri ve esiridir.  Bu arada belirtmek isterim ki kadınlık bilgisi kadını tanımlamaz.  Bilgi isim değildir, isim de  ismi algılanır kılan  orijin enerji değildir.  

Haberin Devamı

Burada yönetilebilecek şey duygu ve düşüncelerdir.  Bunu da  isim ve duygulara hitap eden imajlama ile yapabilirsiniz.  

Biraz da isimlerden de bahsetmek istiyorum. İsimle i meydana getiren ses  değerleri beyinde bir enerji ve algılama değerine sahiptir. Beyinde siz o ismi veya kelimeyi zikrettiğinizde o imaj ortaya çıkar  ve algı oluşur. Artık o isim ve kelime hayatiyet kazanmıştır ve yaşamaya başlamıştır.   Markalaşma aşamasının belki de en önemli yeri  isimdir.

İsim sadece bir enerji değeri değil ayı zamanda bütün duygu ve düşünceyi taşımaya iletmeye yarayan araçtır, bir enerji frekansıdır. Bir enerji nakil hattı düşünün. İsim tam da budur. Ama isim; yansıttığı enerji, mana değildir.

Bilgiden hayatiyet kazanmış isim kendini yaşamak için ihtiyaç gösterir. Olmazsa olmazlar yaşatır.  Kendini yaşamak için acziyet hali ortaya çıkarır ve beyin de bunu “harfiyen” imajlar ve yaşama sokar. Siz de neden aldığınız bilmediğimiz 99. Ayakkabınızı gider alırsınız.

Toparlarsak;  Markanın öncelikle hedef kitlesini yani amacını ve ulaşacağı son mükemmel halini belirleyip markanın ismine bu görevi vermek gerekir.

Markanın ismi yani markalaşmanın en önemli yeri burasıdır. İsimlendirirken çok dikkatli davranılmalıdır Çünkü hayatiyet kazanan her enerji-bilgi ancak kendini yaşamak için var olur.

Konumlandırma aşamasında ise isme yüklenmiş görevlerin yerine getirilmesi önemlidir. Duygulara hitap eden imaj, reklam, ses, tat, dokunma hissi, slogan markayı beyinde kodlar ve konumlandırır.  Artık markanızın ismi zikr edildiğinde bu duyguları da beraberinde imajine eder ve marka bilinci oluşur.  Ve 100. ayakkabıyı satarsınız.  Markanızın imajı yani persona’sı  satın alan kişi de oluşan imajla  bir olmuş ve tek bir kişilik kazanmıştır.

Markanızdaki sihirli kelimeniz markanıza koyduğunuz isimdir. Gerisi markanın hikayesi.  Unutmayın hikaye;  ismi,  marka yapar ve satar.

 

Tuna Cankurtaran

tuna@disitalmedya.com