Editörün Seçtikleri Yönetimden itiraf

Yönetimden itiraf

17.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yönetimden itiraf

Yönetimden itiraf

       HAKAN'ın transferinin yatması Sarı - Kırmızılı camiada hesapları karıştırdı. Bu sürpriz gelişme sonucunda sezon sonunda transferine sıcak bakılan Filipescu can simidi oldu. Ancak, Başkan Faruk Süren, ısrarla Galatasaray'da abartılacak bir kriz olmadığını iddia ediyor. 2. Başkan Atilla Donat ise "Tüm projeleri aynı anda devreye sokmakla hata ettik. Sıraya koysaydık sıkıntıya düşmezdik" diyor. Süren ve Donat'a göre, aynı tehlike ezeli rakipler Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı da bekliyor. Futbolculara paralarının ödeneceğini yineleyen Donat, Hakan'ı Fenerbahçe'ye kesinlikle vermeyeceklerini belirtiyor. Şubat ayındaki mali kongrenin güvenoyu anlamına geldiğini de vurgulayan Donat, "İbra edilmeyen bir yönetimin görevde kalması bence yüzsüzlük olur" diyor.
       Başkan Süren'e göre; sıkıntı finansman açığından kaynaklanıyor. Yıllık 20 - 25 milyon dolar geliri olan kulübün, harcaması 40 - 45 milyon dolar civarında gercekleşiyor. Süren, "Eskiden bu açık 2 - 3 milyon dolar civarındaydı. Rakam küçük olduğu için bir takım hevesliler ve şan şöhret peşinde olanlar aradaki bu farkı finanse ediyorlardı. Şimdi imkansız. Zaten Galatasaray'da parasıyla kulübe sahip olan yönetici istemiyor. Artık hedef gelir kaynakları yaratmak. Hediyelik eşya satışı ve stad operasyonu önemli projeler. Bayrak, rozet, flamalardan korsan firmalar büyük paralar kazanıyor. GS 30 milyon taraftarı olan bir takım yılda 50 milyon dolar gelir elde etmek olası" şeklinde konuşuyor.

       Futbolcu mukavelelerindeki imza tartışması için Süren "palavranın önde geleni" diyor ve şöyle konuşuyor:
       "Vekaletname mevzuatını bilmeyenlerin ortaya attığı iddia. Her futbolcu alımıyla ilgili yönetim kurulunun kararı var. Yönetim Kurulu istediğine vekaletname verir. Futbolcular hiçbir yere gidemezler. Ben bunun arkasında kışkırtma görüyorum. Beni dövmek için GS'a zarar veriyorlar. Çünkü oyuncak ellerinden gidiyor. Galatasaray bazı kabiliyetsizler için harikulade bir oyuncaktı."
       Süren, GS'ın icra takibinde olduğu iddialarını da yalanlıyor. Kartalspor'un bu konuda açıklama yaptığını anımsatan Süren, Sefaköy Çobançeşme'deki müteahhit tartışmasının da hafriyat dökmekten kaynaklandığını belirtiyor.
       İkinci Başkan Atilla Donat'a göre ise "mali sıkıntı" kabul, ancak abartıldığı kadar değil. Donat, "Bankalara 14, futbolculara 4 milyon dolar olmak üzere toplam 18 milyon dolar civarında borç var. 31 Aralık itibariyle Türk futbolculara olan paranın yüzde 70'ini ödemiş durumdayız" diyor.
       Donat, ardından nedenlerine geçiyor:
       "Planımızda üç ana unsur vardı:
       'İyi oyuncuları takıma katmak.(Hagi, Adrian İlie, Popescu, Filipescu, Taffarel), İyi performans gösteremeyen, hatta GS'da forma giyemez diyen futbolcuları kazanmak (K. Hakan, Okan, Ergün bugün değişmez 11'deler), Alt yapıya önem vermek. (Emre Fatih Akyel gibi.. Alper ve diğerleri sırada).'
       Şu anda Spor Okulumuzda 600 öğrenci futbol öğreniyor. Bunlardan en az yüzde 1'inin birinci takıma çıktığını düşünün. Böylece 11 oyuncunun 6 tanesi alt yapıdan gelmiş olacak.
       Üç yıl önce dökülen 34 dönümlük Florya Tesisleri'nde arazi çimlendirildi, avrupa ölçülerinde, antreman yapılabilecek duruma getirildi.
       Asıl büyük proje Ali Sami Yen. Kulübün önümüzdeki iki, üç sene değil yıllar boyu doğru dürüst bir gelire kavuşturulması gereğine inandığımız için bu projeye soyunduk. Mimarlar, uzmanlar, mühendisler çalıştı. Ruhsat için girişimler oldu, bunların hepsi para."

       Atilla Donat'a göre, herşeyi devletten bekleme mantığı yanlış. Ancak yine de devlet bir anlamda kulüplerin elinden tutabilir. Donat, "Örneğin o yıl şampiyon kulüplerde veya UEFA kupalarında oynamış takımlar UEFA'dan ne kadar gelir elde etmişlerse, bir o kadar da Türkiye Tanıtma Vakfı'ndan desteklenebilir. Galatasaray'ın Juvenstus, Barcelona ile FB'nin Manchester United ile oynayarak Türkiye'nin adını bahsettirmediğini kim ileri sürebilir ki. Bugün Avrupa'da herkes GS'ı tanımaktadır" şeklinde konuşuyor.

       Galatasaray yönetimini 1996 yılındaki Mali kongrede ibra etmeyen ve konuyu adliyeye intikal ettiren üye Taner Aşkın'ın açtığı dava 24 Şubat'ta karara bağlanacak. Taner Aşkın'ın haklılığı onaylanırsa o dönemin yöneticileri 5 milyon dolar ve 4 milyon mark'ı kulübe ödemek zorunda kalacaklar. Taner Aşkın, kulüple mahkemelik olan ilk kişinin kendisi olmadığını belirtirken, şöyle diyor:
       "Kulübü Refik Serimoğlu mahkeye vermiş hem de haciz getirmiş. Eski başkanlardan Suphi Batur mahkemeye vermiş. Kötü gidişe birilerinin dur demesi gerekirdi. Galatasaray'ın hakkını sokakta mı arasaydım. Yönetim kuruluna tabanca mı çekseydim, onları dövmeye mi kalksaydım. Acı olan yönetimdeki arkadaşlarımızın `bir hata yaptık ki, bu adam buraya müracaat etti, oturalım konuşalım' dememeleri."

       ATİLLA Donat, BOVİS TML'ye ödenen 7 milyon 300 bin doların yüzde 25'ninin Ali Sami Yen yanındaki arsa payı olduğunu anımsatıyor. Neden BOVİS sorusuna ise şöyle yanıt veriyor:
       "Biz inşaatcı değiliz, danışmanlık şirketi kullanmak zorundayız. Müteahhite versek her iş için ayrı fiyat koyacaktı. BOVİS deneyimi için tercih edildi. Projeleri üretense bir Kanada firması. Elbetteki bir çok firmayla temas edildi. Niye ihale açmadınız derseniz, gerek görmedik. Biz devlet değiliz."
       Donat, tüpgeçit projesine yapılan ödemenin daha az olduğu iddialarına ise "120 milyon dolarlık projede BOVİS'e ödenen yüzde 5 - 6'ya tekabül etmektedir. Tüp geçitle ilgili söylenen rakam yanıltıcı. O para tüp geçit fizibilite etüdünün yapılabilmesi için gerekli ön ödeme. Ortada proje falan yok" diye tepki gösteriyor.
       Yönetime geldikleri günden bu yana Galatasaray için ödenen paranın 55 milyon doları aştığını açıklayan Donat, "Şampiyonlar ilginde çeyrek final hedeflemiştik, olmadı. Herkes devam etsin diyor ama; elimizdeki takım çok lüks. Önümüzde Ali Sami Yen projesi dururken, takımı elde tutmamızın bir anlamı yok" diye konuşuyor.
       Galatasaray bütçesinde ilgi çeken bir ayrıntıysa futbolcu gelirlerinden 1.7 trilyon liralık gelir hanesi. Donat, Hakan, Filipescu gibi yıldızların satış hesaplarının önceden mi yapıldığı sorusuna şöyle yanıt veriyor:
       "Biz bunları görüp göstermişiz, herkeste kabul etmiş. Bu rakam Volkan'ın satışından elde edilecek değil ya. Nasıl Adrian İlie'yi sattıysak, bu yıl da böyle bir şeyin olabileceğini düşündük. Hakan'ın gitmesi ya da kalmasıyla şampiyonluğun ne garantisi var, ne de uzaklaşmak söz konusu."
       Söz, kulüpteki astronomik maaşlara geliyor. Donat, oldukça sert tepki gösteriyor:
       "Sinan Kalpakçıoğlu'nun 10 bin dolar aldığı doğrudur. Mete Razlıklı'nın 8 bin dolar değil ama ona yakın bir maaşı var. Ama özel sektörde böyle paralar yok diyenler ya özel sektörü bilmiyorlar ya da özel sektörü Tahtakale'deki şirketler sanıyorlar. Biz kaliteli yöneticilerle çalışıyoruz. Değerleri de bunlar. Daha az para ödeyip daha kalitesiz elemanlarla çalışırsanız kendi kaliteniz de düşer."


Yazarlar