Ruh halimiz , beynimiz ve beslenmenin etkisi

İnsan davranışlarının kimyası üzerine yapılan çalışmalar ilginç gerçekleri ortaya çıkarmaktadır. Vücutta pek çok olayı kontrol eden hormon veya enzim yetersizliklerinde besin öğelerinin azlığı ya da çokluğu söz konusu olmaktadır.

Yetersiz besin alımı, besin alerjileri, hormonal bozukluklar, sosyal, psikolojik ya da fizyolojik travmalar, vücutta bu sayılan maddelerin dengelerinin bozulmasına yol açabilmekte, sonuçta davranışlarımız olumlu ya da olumsuz bir şekilde etkilenmektedir.Besin öğelerinin davranış ve ruh halimizi etkilediği yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştır. Kendinizi gergin hissettiğinizde makarna yemek istemeniz, kızgınken kuruyemiş tüketmeniz bu bağlantıyı ortaya çıkarmaktadır.

Haberin Devamı

Beslenme dışında düşünce ve inançlarımız da ruh halini etkiler. Bu konuda insanın kendini tanıması neye, nasıl tepki veriyor bilmesi gerekir. Kendini tanıyan bir insan kendi kendini yönetebilir. Bilinçaltı, duygu, düşünce ve inançlar ise davranışlara etki eder, davranışlar ise hayatı değiştirecek güce sahiptir.

Her sene birçok insan yeni bir yıla girerken bir sürü karar alır ve sene içinde vazgeçer , yılın sonunda da birçoğu hedefledikleri noktada olmadıklarını görürler. Bu senenin farklı olması ve hayal ettiğiniz sonuçlara ulaşmanız için motivasyonunuzu yüksek tutmanız gerekmektedir. Daha aktif, başarılı ,mutlu kısacası daha iyi bir siz olmak için duygu ,düşünce ve inançlarımızı yönetmeyi öğrenmemiz 2012’ye hedeflediğimiz noktaya varmanızı sağlayacaktır.

BESİN ÖĞELERİNİN RUH HALİNE ETKİSİ


A. PROTEİNLER BEYNİMİZİ ÇALIŞTIRIR:

Proteinler sindirim sırasında aminoasitlere parçalanırlar. Bu aminoasitlerle oluşan nörotransmiterler bizim uyanık kalmamıza ve enerjimizi artırıp tamamen kullanmamıza neden olur. Proteini yüksek gıdaların başında balık, et yumurta ve kümes hayvanları geliyor. Yeterli oranda aminoasit alınmaması depresyona, konsantrasyon kaybına, hormon dengesizliklerine ve uyku bozukluklarına yol açabilir.


B.HUZUR İÇİN KARBONHİDRAT:

Karbonhidratlar kan akışını hızlandıran etkiye sahiptir. Bizim sakin kalmamıza karbonhidratlar oldukça yardım ederler. Araştırmalar iki hafta süresince diyete maruz kalarak karbonhidrat alımı azalan insanlarda diyet sonrası depresyona girme tehlikelerinin arttığı ortaya çıkmıştır. Karbonhidrat ihtiva eden yiyecekler arasında ekmek, krakerler, makarna, pirinç, meyve ve tahıllar ilk akla gelenler arasında. Fakat karbonhidratların da "iyi" olanları, beyazlaştırılmamış olanlardır. Hem posa açısından zengindir hem de kan şekerini düşürüp, halsizlik ve yorgunluk hissetmemize neden olmazlar

Haberin Devamı

C.FOLİK ASİT DEPRESYON ÖNLER:

Folik asitin azlığının depresyona neden olduğu klinik araştırmalar sonucu ortaya konulmuştur. Çünkü folik asit azlığı beyinde serotoninin azalmasına neden olur. Depresyonlu hastaların diğer insanlara oranla daha az folik asit miktarına sahip oldukları yapılan başka geniş kapsamlı araştırmalarda ispatlanmıştır. Depresyondan korunmanın yolu bir kap pişmiş ıspanak ya da bir bardak portakal suyu sağlayabilir.

D.MUTLULUK İÇİN TRİPTOFAN:

Triptofan, mutluluk hormonu olan serotonini arttırır. Triptofan ihtiyacını karşılamak için yumurta, ceviz, yulaf ve peynir yiyin. Mutluluk hormonu arttıkça iştah azalır. Ayrıca uyku bozukluklarında ve depresyonda vücuttaki triptofan düzeyi düşer.

Haberin Devamı

DENGELİ BESLENMEK İÇİN ; BESİN VE DUYGU GÜNLÜĞÜ

Çoğu zaman insanlar ruh halleri kötüyken bir şeyler atıştırmaya çalışır, mutsuzken çikolata, kızgınken cips veya ne bulursa yer ve sıkıntılı duygulardan bu şekilde kurtulacağını sanır. Bu yüzden duyguların farkında olmak ve duyguları hissetmeye izin vermek önemlidir, negatif duyguları hissetmek gayet normaldir.

Duygusal yeme alışkanlığından kurtulmak, hem de neyi, nasıl yediğinizi öğrenmek için günlük tutmak çok yardımcı olmaktadır. Yapılan araştırmalarda günlük beslenmesini ve ruh halini kaydetmeyi alışkanlık haline getiren bireyler, ideal kiloya inme ve bu kiloyu korumak açısından daha başarılı olmaktadır.