Siyaset Fırat: AK Parti Ergenekon'u örtbas etmemiştir

Fırat: AK Parti Ergenekon'u örtbas etmemiştir

16.08.2008 - 14:42 | Son Güncellenme:

.

Fırat: AK Parti Ergenekonu örtbas etmemiştir

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir
Mehmet Fırat, "AK Parti, Ergenekon olayını ötmemiştir, örtbas
etmemiştir" dedi.
Fırat, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
"Türkiye’nin en büyük eksikliklerinden birisinin yapıcı muhalefet
bulunmaması" olduğunu savunan Fırat, "Halkın desteğiyle iktidara
gelememiş olanlar başka yollardan, hatta bazen illegal yollarla iktidar
arayışları içerisinde, halkın Türkiye’nin huzurunu bozuyorlar" dedi.
Fırat, "Muhalefetin Türkiye’ye zaman kaybettirdiğini" de öne sürdü.
Dengir Mir Mehmet Fırat, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın
"Ergenekon’un avukatı olduğunu" söylediğini ifade ederek, şöyle
konuştu:
"Bence bir siyasetçinin yapabileceği en büyük hatadır. Bir siyasi
parti, özellikle de anamuhalefet partisi liderinin, iddianamesi
yayımlanmamış, belgelerini görmemiş olduğu ama kapsamı itibariyle bazı
belirtilerin olduğu bir dönem içerisinde kalkıp birilerinin
savunuculuğuna soyunmak, avukatlığına soyunmak bence çok yanlıştı. Aynı
hatayı telefon dinlenmesinde de yapıldı. Aynı hatayı, genel
sekreterlerinin, hacca gitmek isteyen bir vatandaşımızla yaptığı
söyleşiyle de gördük. Yani temel hatalar yapılıyor.
Şimdi, tabii sormak lazım. Şimdi 200 sayfalık bir iddianame var ortada.
Küçümsersiniz, şöyle dersiniz, böyle dersiniz ama onun içinde bir şeyler
var. Kendisi de hukukçu. Bunun yanında 700 binin üzerinde de belge var.
Dinleme belgeleri var, yazılar var... Şimdi, peki, sormak lazım:
Dünyanın herhangi bir demokratik ülkesinde illegal, antidemokratik,
demokratik rejime karşı, demokratik rejimi çökertecek proje ve planların
içerisinde olan insanları savunabilecek mi? Olabilir. Savundu... Bunu
halka nasıl anlatacak? Bunu kendi seçmenine, kendi tabanına nasıl
anlatacak, ben merakla bekliyorum. Becerikli bir avukat olduğunu, iyi
bir avukat olduğunu biliyorum ama yine de nasıl yapabileceğini, bu
konuda neler yapabileceğini merakla bekliyorum.
Aynı şeyi ben telefon dinlenmesinde de beklemiştim. Çünkü çok acele bir
açıklama yapmıştı. ’Eğer ispat edilemezse müfteri olarak ilan ediyorum’
demiştim. Ama bugün o iş kapatıldı.
Dolayısıyla Ergenekon’un avukatlığını nasıl yapacağını merakla
bekliyorum. Tahmin ediyorum ki, bunu da unutturmaya çalışacaktır ama
halkımız hiçbir şeyi unutmaz."

Haberin Devamı

"TÜRK ADALETİ GEREKLİ İŞLEMİ YAPACAKTIR"

"CHP’nin izlediği politikalar nedeniyle sürekli oy kaybına uğradığı"
görüşünü savunan Dengir Mir Mehmet Fırat, "muhalefet partisinin oy
kaybetmesinin üniversitelerde bir doktora tezi olarak araştırılması
gerekir" diye konuştu. Fırat, "CHP, mevcut politikaları izlemesi
durumunda, genel seçimlerde 1999 yılında olduğu gibi TBMM dışında
kalabilir" iddiasında bulundu.
"Ergenekon davasının Türk demokrasisi adına üzücü bir olay olduğunu"
anlatan Fırat, şöyle devam etti:
"Keşke, Türk siyasi tarihinde, Türk adalet tarihinde böyle bir dava
olmasaydı. Çünkü bu ülke için, bu millet için, bu ülkeyi koruma adına
kendilerine vazife çıkaranların, belli bir süreç sonunda nasıl gayrı
yasal yollara başvurduklarını; bazen insan katlettiklerini, bazen
çetelerle işbirliği içerisinde olduklarını ve seçimle gelmiş olan bir
iktidarın düşürülebilmesi için psikolojik savaşın tüm enstrümanları
kullanılarak dezenformasyon yapıldığını; basın, üniversiteler, birçok
kurum ve kuruluş kullanılarak toplumun nasıl huzursuz hale getirildiğini
ibretle bugün o belgelerden görüyoruz.
Ben, ümit ediyorum ki, aynı şekilde bundan sonra bir oluşumun
olmayacağını zannediyorum. Çünkü bugüne kadar bu tip olayların üstü
örtülmüştür. İktidar tarafından bunlar belli bir süre sonra yok
sayılmıştır. Kapatılmıştır. Bunun en güzel örneklerinden birisi Susurluk
olayıdır. Susurluk’ta sonuç alınsaydı, belki bugün Ergenekon denilen
olay olmayacaktı. Belki birçok insan bugün yaşıyor olacaktı. O meşhur
üçgen içerisinde öldürülen yüzlerce aydın belki öldürülmeyecekti.
Mahkeme süreci başladı. Hep beraber izleyeceğiz. Türk adaleti gerekli
işlemi yapacaktır. Ben bundan sonra, şu yönüyle ümitliyim ki, artık hiç
kimse kendine görev biçerek bu ülkeyi, bu milleti koruma adına bu nevi
işlere giremeyecektir. Çünkü artık biliniyor ki, bu nevi işlere giren,
gayrı resmi işlere yönelen kişiler hep gözaltında olacaktır ve mutlak
suretle bu insanlar adalete teslim edilip cezasını alacaktır.
Dolayısıyla ’Biz bu işten kurtuluruz. Hiçbir takibat yapılmaz’ imajı
ortadan kaldırılmıştır"

Haberin Devamı

"TEHDİT ALDIM"

Haberin Devamı

"Ergenekon’un varlığını herkesin hissettiğini" ifade eden Fırat,
"kendisine yönelik herhangi bir tehdit olup olmadığı" konusunda da
şunları kaydetti:
"Bana yönelik tehdit olmuştur, vardır da... Çok önemli değil. Mühim
olan Türkiye’ye karşı olan tehdittir. Bana, tabii ki tehditler
gelmiştir. Bu olabilir, normaldir. Ben bunu çok fazla önemsemiyorum ama
Türkiye çok ciddi bir tehdit altındaydı. Rejim ciddi bir tehdit
altındaydı. Tabii, yüzlerce masum insanın kanı döküldü. Bunlar aslında
eli kanlı olan insanlar. Bunların mutlaka aydınlatılması lazım.
Belgelere baktığınız zaman aslında bir Ergenekon davasının yeterli
olduğu kanısında değilim. Birçok suçun belgesi ortaya çıktı. Aslında,
savcılar bu suç belgelerinden hareketle geçmişte işlenmiş ve faili
bulunmamış birçok cinayetin failini bulma imkanına sahipler ve bunun
mutlaka yapılması lazım. Dolayısıyla bunu ben bir fırsat olarak
addediyorum.
Burada AK Parti iktidarının yaptığı tek şey vardır: AK Parti Ergenekon
olayını örtmemiştir, örtbas etmemiştir. Yoksa bizim yargıya karışma,
yargıya bir talimat verme gibi bir görevimiz yok. Bağımsız savcılar var.
Onlar bu talimatları verdiler. Biz, hükümet olarak, emniyet güçleri
hükümete bağlı olduğu için hiçbir zaman ’bunun üstünü örtün, bunun
peşini bırakın’ demediğimiz gibi, ’sonuna kadar, kim olursa olsun onun
üstüne gidin. Savcının verdiği talimatı birebir uygulayın. Bunun
güvencesi biziz’ demişizdir."

Haberin Devamı

"İHBAR MEKTUBU"

Fırat, "18 Kasım 2005 tarihinde düzenledi basın toplantısında ’darbe’
imasında bulunduğu" hatırlatılarak, "Ergenekon’un varlığını bilip
bilmediği" yönündeki soruya şu karşılığı verdi:
"Ergenekon değil ama Sarıkız ile ilgili bana ihbar mektubu gelmişti.
Biliyordum ama bunu detaylandırabilmek benim için imkansızdı. Ben,
hükümetin, icra organının bir yerinde değilim. Bir parti yöneticisiyim.
Dolayısıyla bunun arka planını öğrenebilmem mümkün değildi. Ama gelen
ihbar mektubuyla olayları üst üste koyunca böyle bir şeyin olduğunun
karinelerine ben varmıştım. Düşünüyordum ama arkasının bu kadar çok
komplike olduğunu şahsen pek düşünmemiştim."