Siyaset Horozcular derneği başkanlığı bile yapamaz

Horozcular derneği başkanlığı bile yapamaz

11.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eski Bakan Yücelen, ANAP'tan istifasının ardından yapılan 'Güle güle gitsin ve bir daha dönmesin' açıklaması üzerine ANAP Genel Başkanı Mumcu'ya sert çıktı

Horozcular derneği başkanlığı bile yapamaz

ANAP'TAN İSTİFA EDEN YÜCELEN'DEN ESKİ GENEL BAŞKANINA Deneyimli politikacılardan Rüştü Kazım Yücelen, ANAP kurulduktan sonra 1983 yılında merhum Turgut Özal ile birlikte siyasete girdi. Türk siyasi tarihi, geçen günlerde, parti genel merkezlerinden yapılan klasik duyurulara hiç de benzemeyen bir açıklamaya sahne oldu. Açıklamanın konusu bir parti üyesinin istifası, flaş cümlesi ise "Güle güle gitsin ve bir daha hiç gelmesin"di. Özal'dan sonra Mesut Yılmaz'ın ekibi içinde yer aldı. ANAP'ın önemli isimlerinden biri olan Yücelen; Sanayi, Devlet ve İçişleri bakanlıkları görevlerinde bulundu. Ancak, Yücelen'in yıldızı ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu ile bir türlü barışmadı. 33 yaşındaki oğlu Ali Yücelen'in 22 Şubat'ta DYP Genel Sekreter Yardımcılığı görevine getirilmesi, Mumcu ile aralarındaki pamuk ipliğinin kopmasına yol açtı. Oğlu, ANAP'ın merkez sağdaki rakibi DYP'nin yönetimine giren Yücelen, 5 Mart tarihinde istifa dilekçesini noter aracılığıyla ANAP Genel Merkezi'ne gönderdi. Yücelen'in istifasını göndermesinin ardından ANAP'tan aynı gün yazılı bir açıklama yapıldı. Türk siyasetinde literatüre girecek nitelikte, alışılmadık bir üslup taşıyan açıklama Mumcu'nun onayından geçmişti. Açıklamada, şu ifadeler yer alıyordu:"ANAP eski Mersin Milletvekili Rüştü Kazım Yücelen'in partimizden istifasını memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz. Güle güle gitsinler ve bir daha hiç gelmesinler. İnsanlar, partilerine fikirleri ve inançları ile bağlıdır. Kimileri de sadece gücün ve iktidarın peşinden giderler. Biz fikirleri, inançları ve ilkeleri olanlarla birlikte yolumuza devam edeceğiz. Rüştü Kazım Yücelen gibi sadece gücün peşinden gidenlerin ve onun gibi düşünenlerin yolu açık olsun." Oğul Yücelen DYP'li Muhabirimiz Aydın Hasan'a, önümüzdeki seçimde hiçbir partiden aday olmayacağını, oğlunun DYP'de siyaset yapmasının kişisel tercihi olduğunu söyleyen Yücelen'in, Mumcu'ya tepkisi şöyle:"Menfaat peşinde koşmayı kendisi çok iyi bilir. Kendisini yönetici, bakan yapan bir partiyi bırakıp milletvekili seçilmek için AKP'ye giden kendisi değil miydi? Bu kafa ile Horozcular derneği başkanlığını bile yapamaz. Bu derneğin bir üyesi istifa etse 'Neden gidiyorsun?' diye sorarlar. Bu partiye 25 yılını vermiş biri istifa ettiğinde "Neden gidiyorsun?" diye sorulmaz mı? Gidene 'güle güle' diyen bu siyaset üslubu, kendisinin kafa yapısını gösteriyor. Beni üzmedi, olsa olsa istifa etmemde haklı oluğumu ortaya çıkardı." 'Partiye 25 yılımı verdim' Geride bıraktığımız hafta basında en çok tartışılan konuların başında, Genelkurmay Başkanlığı'nın basınla ilgili akreditasyon değerlendirmeleriyle, Başbakanlık Basın Bürosu'nun gazetelerle ilgili kanaat notları geldi. Cumhuriyet gazetesinin yayımladığı Başbakanlık belgesi, Başbakanlık Basın Merkezi'nin bir açıklamasına da yol açtı. Bu açıklamaya göre, söz konusu belge bir basın merkezi çalışanının yaptığı içerik değerlendirmesiydi. Bu çalışma nesnel ve anlamlı bulunmadığı için sürdürülmemişti. Bundan söz konusu çalışmanın yalnızca bir kez yapıldığı anlaşılıyor. Buna karşılık, Başbakanlık Basın Müşaviri Ahmet Tezcan, Cumhuriyet'te dün yayımlanan demecinde, benzer yöntemlerle 5 - 6 tane aylık çalışma hazırlandığını söyledi. Buradaki çelişki izaha muhtaç gözüküyor. Söz konusu açıklamada, Başbakanlık'taki akreditasyon uygulamasının da objektif şeffaf ve evrensel kriterlere göre yürütüldüğü belirtildi. Gelgelelim, bu kriterlerin Başbakan'ın yurtdışı gezilerinde ANA uçağına davet edilen gazeteciler için geçerli olmadığı biliniyor.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün gittiği Bakü gezisi bunun son örneği. Uçakta Hürriyet, Sabah, Yeni Şafak, Zaman, Türkiye ve Star temsilcileri davetliydi. Erdoğan, 2006 yılından bugüne dek yaptığı yurtdışı gezilerinde 15 kez yanında yazılı basından davetli götürmüş. Bu konudaki istatistikler incelendiğinde 5 yayın organının "en ziyade davete mazhar gazete" statüsünde olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye'nin en yüksek tirajlı gazetesi Posta'nın hiç çağrılmamış olması Başbakanlık Basın Merkezi'nin gözettiği evrensel kriterler açısından dikkat çekici bulunuyor. Ana uçağının davet 'kriterleri' Hürriyet 15Sabah 15Yeni Şafak 15Zaman 15Türkiye 14Star 9Vakit 7Bugün 3Akşam 3Vatan 3Milliyet 2Referans 2Radikal 1Cumhuriyet 1Posta -Diğerleri - Ana uçağı istatistikleri