Siyaset Sultanlık hasreti çeken yeni yetme despot

Sultanlık hasreti çeken yeni yetme despot

11.12.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Bütçe harcamalarını eleştiren Bahçeli, “Millet menfaatinden ziyade bütçenin imtiyazlı çevrelerin sultanlık hasreti çeken yeni yetme despotlarının emrinde kullanılması haksızlıktır” diye konuştu

Sultanlık hasreti  çeken yeni yetme despot

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kendisine ayrılan süreden 24 dakika erken bitirdiği bütçe görüşmelerindeki konuşmasında şunları kaydetti:
* PEŞKEŞ ÇEKİLDİ: Bütçe Türk milletinin özlem ve sorunlarına ayna tutmalıdır. Ne var ki bugüne kadar teşekkül ettirilen bütçelerde insanımızın yüzünü güldürecek bir tedbir geliştirilememiştir. Dar ve orta gelirli vatandaşlarımıza kömür ve makarna dağıtmayı marifet sayan iktidar zihniyeti sıra kendi yakın ve yandaş çevresine gelince aslan payını gocunmadan, yüksünmeden peşkeş çekilmiştir.
* YOLSUZLUK VURGUSU: Zenginleşen, köşeyi dönen, cebini ve küpünü dolduranların nasıl bu duruma geldiklerini görmek için 17 ve 25 Aralık’ta deşifre olan rezaletlere bakmak yeterlidir. Bütçenin parametre ve paradigması nasıl olursa olsun bir yanda Ermenekli Recep lastik ayakkabı giyerken diğer yanda kutulara, saraylara, uçaklara, lükse ve israfa oluk oluk kaynak aktarılıyorsa bütçenin hayrı küçük bir azınlık dışında hiçbir vatan evladına dokunmayacaktır.
* HAKSIZLIK VE ZULÜM: Asgari ücretle geçinen milyonların feryadına ne diyeceğiz? Sayıları 5,5 milyonu aşan işsizler ordusuna hangi mazeretleri uyduracağız? “Kusura bakmayın, 1.150 küsur odalı kaçak ve karanlık sarayla uğraşıyorduk. Altın varaklı bardakları, paha biçilmez halıları seçiyorduk” mu diyeceğiz? Bütçenin, millet menfaatinden ziyade, imtiyazlı çevrelerin sultanlık hasreti çeken yeni yetme despotların emir ve kullanımına sunulması haksızlıktır, zulümdür.
Allah affetsin
* ALAATTİN’İN LAMBASI: Alaattin’in sihirli lambasından ovula ovula çıkarılmış gibi sunulan, Allah affetsin ama neredeyse ilahi emir gibi gösterilen “çözüm” kavramını konuşmak için önce sorundan, sorunun ne olduğundan bahsetmek lazımdır. Kan dökmek için silah başında bekleyen mihraklarla önce sorun seansları düzenleyip sonra da sözde çözüm sofrasına oturmak zillettir, hezimettir.
Evet, biz, çözülmeden de, Kandil ve İmralı’yı kapsamına alan rezil müzakerelerden de oldukça rahatsız ve şikâyetçiyiz. Bölmek isteyenler ile ‘böldürmem’ diyenlerin kaçınılmaz karşılaşması vuku bulursa nelerin olacağını burada bulunan saygıdeğer milletvekilleri hiç düşünmüşler midir?