Siyaset YSK, yasama yetkisi kullandı

YSK, yasama yetkisi kullandı

19.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

›› CHP, 16 Nisan’da yapılan halk oylamasının tam kanunsuzluk nedeniyle iptali için YSK’ya başvurdu. Başvuru dilekçesinde, YSK’nın mühürsüz oy pusulalarını kabul etme kararına değinildi›› Dilekçede, “YSK, bu kararla oy sayım döküm işlemi başladıktan sonra kural değiştirmiş; kendisini kanun koyucu yerine koyarak yasama yetkisi kullanmıştır” denildi

YSK, yasama yetkisi kullandı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve YSK temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, parti genel merkezi adına YSK’ya yaptıkları başvuruyla, 16 Nisan halk oylamasının tam kanunsuzluk nedeniyle iptalini talep etti. Dilekçede, mühürsüz oy pusulalarının kabul edileceğine ilişkin karara yönelik olarak, “YSK, bu kararla oy sayım döküm işlemi başladıktan sonra kural değiştirmiş; kendisini kanun koyucu yerine koyarak yasama yetkisi kullanmıştır. YSK, kamu otoritesinin seçimlere müdahalesine engel olmamıştır. YSK’nın geç ve zayıf müdahaleleri nedeniyle ‘atı alan Üsküdar’ı geçmiştir’” denildi.
CHP Genel Merkezi adına Tezcan ve Yakupoğlu, dün öğlen saatlerinde Yüksek Seçim Kurulu’na gelerek 16 Nisan tarihli halk oylamasının tam kanunsuzluk nedeniyle iptali talebini içeren dilekçelerini YSK’ya sundu.
‘Eğitim verilmişti’
Dilekçede, şunlar kaydedildi: “Tüm siyasi partiler, kendi sandık kurulu başkan ve üyelerine, müşahitlerine, bina sorumlularına, hukukçularına ve üyelerine mühürsüz oy pusulası ve zarflarının geçersiz olacağı eğitimini vermiştir. YSK da gerek sandık başkanlarına gerekse üyelerine verilen eğitimlerde bu konuyu önemle vurgulamıştır. Ayrıca 16 Nisan 2017 oy verme günü YSK tarafından sandık başkanlarına saat 05.58’de gönderilen ilk kısa mesaj, ‘Oy zarfı ile birleşik oy pusulalarını sayıp, tutanak defterine geçiriniz. Oy pusulalarının arka tarafını ve oy zarflarını sandık kurulu mührü ile mühürleyiniz’ talimatıdır. Henüz oylama devam ederken, Kurulca alınan 559 sayılı kararda, ‘Oy pusulalarının sandık kurulu mührü ile mühürlenmesinin amacı, oylamada sahte oy pusulası kullanımını engellemek için olup, bu amacı gerçekleştirmeye yönelik mührün sandık kurulu tarafından sehven oy pusulasının ön yüzüne basılmış olması veya arka yüzüne basılmış olmakla birlikte mürekkep fazlalığı nedeniyle ön yüzüne yansımış olması, oy pusulasının geçersiz sayılmasını gerektirecek nitelikte görülmemektedir’ denmiştir.
‘Kanun koyucu yerine...’
Aynı gün, doğu illerindeki sandıklar açıldıktan sonra, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin talebi üzerine, oy sayım döküm işlemi devam ederken verilen, mühürsüz oy pusulası ve zarfların geçerli olacağı şeklindeki karar, 298 sayılı Kanunun 77, 98 ve 101. maddeleri; 135 sayılı genelgenin 41 ve 43 maddeleri ile gün içinde YSK tarafından alınan tedbir ve diğer karara aykırıdır. YSK, bu kararla oy sayım döküm işlemi başladıktan sonra kural değiştirmiş; kendisini kanun koyucu yerine koyarak yasama yetkisi kullanmıştır.”

Denetlenme imkanı ortadan kalktı

“Bu kararın bir sonucu olarak da; tüm seçim çevrelerinde kaç tane oy pusulasının mühürsüz olduğu tespit edilmediği gibi tespit edilmesi imkanı ortadan kaldırılmıştır” denilen dilekçede “Bu durumda küçük bir farkla sonuçlanan seçim sonucuna, mühürsüz oy pusulalarının geçersiz sayılmaları halinde etki edip etmediğinin denetlenmesi imkanı fiilen ve hukuken ortadan kaldırılmıştır. Verilen karar, seçim sonucunun denetlenmesi imkanını ortadan kaldırmıştır” ifadesi kullanıldı. Dilekçede “Sabah oy kullanma başlamadan önce sandık kurullarına yaygın şekilde eksik oy pusulası ve zarf gönderilmesi ile birlikte ele alındığında, organize olarak filigranlı oyların önceden çalınıp sonradan sandığa sokulduğunun kanıtı olmuştur” denildi.

Güven duygusu sarsılır

Dilekçede kararın alınış zamanı, etkisi ve sonuçları göz önünde bulundurulduğunda bu kararın önceki alınan kararlarla aynı nitelikte olmadığı belirtilerek “Seçim yargısının, her bir olay için aynı kuralı farklı şekilde değerlendirmesi, oy kullanan seçmenin güven duygusunu sarsacak niteliktedir. Her seçimde aynı konuda farklı bir karar alınmasının izahı olamaz. Söz konusu karar açıkça, somut bir iddia olmaksızın soyut bir talep üzerine talimat verilmesi niteliğindedir ve bu itibarla dayanılan önceki kararlardan farklıdır. Oylama devam ederken talep üzerine verilen bir talimatın karar niteliği bulunmamaktadır. YSK’nın bu talimatı 298 sayılı yasaya açıkça aykırıdır. YSK’nın oylama günü verdiği karar sandık kurullarının uygulamalarına doğrudan müdahale niteliğindedir” denildi.

‘Mühürsüz seçim’

Tezcan, dilekçeyi teslim ettikten sonra yaptığı açıklamada, “Devlet kampanyasını yürütenler baskı ve tehditle alamadıkları sonucu en son oy kullanma ve sayım döküm esnasında YSK’yı devreye sokarak alma yoluna gitmiştir. Bu seçim, mühürsüz seçim olarak anılacaktır” dedi.

Tespit etmek mümkün değil

Dilekçede şu ifadelere yer verildi: “YSK, kamu otoritesinin seçimlere müdahalesine engel olmamıştır. Oylama günü boyunca özellikle doğu illerinde açık oy kullanıldığı ve sayım döküm esnasında oy kullanılan binalara seçmenlerin alınmadığı şikayetleri gelmeye devam etmiştir.

YSK’nın geç ve zayıf müdahaleleri nedeniyle ‘atı alan Üsküdar’ı geçmiştir’. YSK’nın seçime ilişkin tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile halkoylaması sonuçları şaibeli hale gelmiştir. Tüm bu usulsüzlükler yanında, başka şehirde olan seçmenler yerine oy kullanıldığı, birden fazla sandıkta oy kullanıldığı, kabine başkaları ile girilerek oy kullanıldığı, kolluk güçlerinin sandık başında sürekli bulunduğu, görüntü alınacak cihazlarla oy kabinine girildiği yönünde birçok usulsüzlük tarafımıza ihbar edilmiştir. Bu noktadan sonra mühürsüz zarf ve pusulalara mühür vurulup vurulmadığı ve torbaların içine müdahale edilip edilmediğini tespit mümkün değildir. Bu nedenle sayım dökümün yeniden yapılması halinde, sağlıklı sonuç alınması mümkün olmayacaktır. Halk oylamasının iptali zorunlu hale gelmiştir. Tam kanunsuzluk nedeni ile halkoylamasının tümünün iptali gerekir.”