Yazarlar
Yerinizde olsam bir hafta sonumu Ankara'ya ayırırım!
Öncelikle kime Ankara'dayım desem aldığım “Ne işin var Ankara 'da, çok sıkıcı” şeklinde alığım tepki beni gerçekten çok şaşırttı! Çünki bence Ankara hiç de sıkıcı değil. Geçtiğimiz beş gün çok keyifli yerler keşfettim, işte önerilerim.
Nerede kalınır?
142 odalı Wyndham Ankara konforu ve tasarımıyla öne çıkan butik bir şehir oteli. Çalışanların özenli, içten yaklaşımını her an hissediyorsunuz.
Kahvaltı, gün ışığı alan ve bahçeye açılan Cosy Restaurant’da servis ediliyor, hafta sonları ise enfes bir açık büfe var. NO4 ise, özgün dekorasyonu ile gözünüze, gurme menüsü ile damağınıza hitabeden çok özel bir restoran.
Benzersiz masaj ve spaygulamaları Salix Spa’nın huzurlu sunuluyor. Doğal taşlar ve ahşabın sıcaklığını hissettiren dekorasyonu, dinlendirici aromalar ve huzur veren müzik eşiliğinde profesyonel terapistlerin iyileştirici dokunuşları ile kendinizi bulutların üzerinde hissedeksiniz. Salix Spa, hamamı, saunası, buhar odası, Fin hamamı, şok duşu, jakuzisi, gün ışığı alan dinlenme alanı ve fitness merkezi ile adeta kendi başına bir yaşam alanı.
Haberin Devamı
Neler yapılır?
Kahvaltı, taze kahve çeşitleri ve tatlılar için önerim Luppa Cafe, Tunalı Hilmi Caddesi üzerinde yepyeni bir mekan var. Ankara'da denediğim en iyi kruvasan ve pastaları sunduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Sahibi, genç işadamı Baturay Tekin gerçekten beklentilerin üzerinde, sofistike bir konsept yaratmış.
La Gioia Cafe Brasserie, Tahran Caddesi’nde, tam da çok keyifli bir köşede. İstanbul’da Nişantaşı Beymen Brasserie neyse La Gioia Ankara’da o. Gün boyu kalabalık, hem terası hem de iç mekanı cıvıl cıvıl. Menüsü ise enfes;başlangıçlardaki atıştırmalıklar özenle tasarlanmış tabaklardan oluşuyor, pizzalar şahane. Üstelik seçme Hollanda ve Alman biraları da sunuyor.
Ve.vesaire bir konsept dükkanı ve kapılarını bu hafta açtı. Yurtdışında rastlayabileceğiniz kitaplar, takılar ve ev eşyalarının yanı sıra Türk tasarımcılardan gözlüklerden kıyafetelere geniş bir yelpaze sunuyor.
Ne hediye alsam derdine son verecek bir dükkan. Çok yakında kahve için değraşabileceğinizin haberini de vermiş olayım.
Ankara'nın en yenisi Louise Brasserie ismini Amerika'daki Louisiana'dan almış. Binanın tarzı ve özellikle terası kendinizi gerçekten Amerika’daymışsınız gibi hissettiriyor. Peynir tabağı ve şarap ikilisi mekanın gözdesi.
Özel tasarım bardaklarını da belirtmeden geçemeyeceğim, hepsi birbirinden güzel. Ankaralıların ve büyükelçilik çalışanlarınınğrak yeri mekanın enerjisi hep yüksek.
Ankara Kalesi’ne çıkmadan olmaz; şehri tepeden görmek ve Koç Ailesi’nin açtığı Divan Çukurhan'da bir kahve yudumlanmak... Kütüphaneyi ve otelin hemen yanı başındaki Rahmi Koç Müzesi’ni ziyaretin ardından Anadolu Medeniyetleri Müzesini’neğramak, işte size harika bir öğleden sonra planı...
Sizin yerininizde olsam bir hafta sonumu Ankara 'ya ayırırım, tüm bu keyifli mekanları deneyimlerim. Ben mi, Ankara ile beşinci günün sonunda vedalaşıp İstanbul 'a dönüş yolculuğuna başlayabildim!
İnstagram: ilkertopdemir
Twitter: prinsilker
