Mimarlık Haftası, 1-7 Ekim 2018 günleri arasında İzmir Mimarlık Merkezi’nde sergiler ve söyleşilerle kutlandı... ‘Equal Spaces’ etkinlikleri kapsamında, İsveç mimarlığıyla, ahşabın önemi ve değeriyle ilgili yazı, proje, fotoğraflar, ormana verilen değer ve mimarideki önemini vurgulayan proje ve bilgiler sergilendi. İsveç, dünyada vahşi hayatın korunmasına yönelik olarak özel bir bölge ayıran ilk ülke... Ahşap mimarisi, doğayla uzun ve kalıcı bir ilişkiye sahip... Mimari ile ahşap el ele, binalar neredeyse ahşaptan yapılagelmiş. Ahşap, kamusal mekânlarda da kullanılıyor... Ahşap ülkesi İsveç’e havadan baktığınızda, ağaçlar nedeniyle yerleşimler zor görülüyor... ABD için gökdelenler ne ise, İsveç için kırmızı ahşap kulübeler odur diye söz ediyorlar İsveçliler...
Yaratıcı ve akıllı şehirler
‘Equal Spaces-Eşit Alanlar’, Swedish Institute ile İsveç Başkonsolosluğu’nun geliştirdiği, yaratıcı, akıllı ve kapsayıcı şehirleşmeyi destekleyen bir proje... Şehir planlama, mimari, tasarım ve diğer yaratıcı alanları kapsayan, çok disiplinli bir proje olan ‘Equal Spaces’ İsveç’ten ve Türkiye’den partnerlerle yeni diyaloglar ve işbirlikleri oluşturma, bilgi transferi ve inovatif çözümler için ortak üretimler hedefliyor. İzmir’deki etkinliklerde, Mimarlık Merkezi ve K2 Güncel Sanat Merkezi ev sahipliğinde üç sergi düzenlendi.
Proje kapsamında 2018 sonbaharında İstanbul ve İzmir’de sergiler, workshop’lar, laboratuvar çalışmaları, konuşmalar ve diğer katılımcıları içeren bir içerik planlanıyor... Proje; yaratıcı profesyoneller, kurumlar, öğrenciler, ticari kuruluşlar ve vatandaşları kapsayan şehirdeki farklı aktörleri bir araya getirerek yaşam kalitesini artırmayı ve dolayısıyla toplum üzerinde olumlu bir etki oluşturmayı hedefliyor...
Kentsel tarım ve kent bahçeciliği başlıklı ARKIMAGITON-Mimari Hayeller Maratonu, 27 Ekim günü 12.00-23.00 saatleri arasında Kültürpark’ta düzenlenecek...
İsveç’ten bir örnek: 19. yüzyılda kurutulan bir gölün altından çıkan toprağın tarıma elverişli olmadığı ortaya çıkınca arazi şehrin arka bahçesine dönüştürülmüş. Askeri eğitim kampı, katı atık depolama sahası, sanayi bölgesi ve petrol limanı olarak kullanılmış. Ve 1990’da da bu alanın insanlar ve hayvanlar için bir rekreasyon alanı olarak yeniden inşasına karar verilmiş... Orebro, bugün yeniden göl kıyısında bir şehir haline gelmiş... Planlanan bir doğa merkezi, geri kazanılmış bir arazi...
“Mimari, aynı zamanda bir hayatı nasıl yaşadığımızı etkiler... Etrafta nasıl dolaştığımızı ve birbirimizle nasıl sosyalleştiğimizi odalar ve mekânlar belirler.
Mimari aynı zamanda demokratik ve özgür bir toplum için de katkı sunabilir. Çünkü, özel alanlarımızı kamusal müşterek ve ulusal olanla buluşturur.
İsveç’te birçok insan, herkes için açık ve demokratik alanlar yaratılmasına katkıda bulunur. Vatandaşlar uzun zamandır iktidardakilerin düşünce ve kararlarına katılabilir ve sorgulayabilir durumdadırlar.
Demokratik mimarlık bir amaç olduğu gibi bir vizyon da olabilir. Kapsayıcı olma prensibi, bizim bu sergi yoluyla korumak istediğimiz şeyin ta kendisiydi...” diyor İsveçliler.
‘Equal Spaces’ kapsamında BİSİM-TARKEM söyleşisi, Seferihisar Çocuk Belediyesi ile İzmir Tarih Tasarım Atölyesi, Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, İsveç ve Türkiye film gösterimleri gibi etkinlikler, Ekim ayı boyunca devam ediyor.
