Bihter Ayyıldız

Moda ve modayla ilgili tüm alanlarda eğitim veren ve uluslararası platformda kabul gören, Türkiye’nin ilk moda okullarından İMA’da yeni bir heyecan daha yaşandı. 2014 Koza finalistlerinin İMA’da katıldıkları Moda Tasarımı ve Yönetimi Master’ı sonrası hazırladıkları ilk koleksiyonlar, final jürisi tarafından değerlendirildi.

London College of Fashion Eski Dekanı ve Tasarım Danışmanı Roy Peach, ‘web-platform not just a label’in kurucusu Stefan Siegel, İMA Direktörü Seda Lafçı, İMA Akademik Yöneticisi Eda Dorman ve moda tasarımcısı Gamze Saraçoğlu’dan oluşan beş kişilik jüri, etkinlik kapsamında dokuz öğrencinin koleksiyonlarını değerlendirdi.

Ekimde gerçekleşecek İstanbul Fashion Week New Gen 1 defilesinde koleksiyonlarını sergileyecek öğrenciler:

Gökhan Yavaş, Bihter Tırpan, Ayşegül Baydemir ve Emel Bakıcı.

Tasarımcı adayları İMA’da yaptıkları çalışmada mentor eşliğinde ilk koleksiyonlarını oluşturmanın yanı sıra, ileride kendi markaların çizgilerini ortaya koymak adına da ilk adımlarını attılar. Böylece koleksiyonu geliştirme ve tasarım anlamında araştırmayı işin içine sokmuş oldular.

Koleksiyonlarını hazırlarken, aynı zamanda devam ettirecekleri çizgilerini bulmaya çalışan

Üvey babası Bruce Jenner’ın kadın kimliğiyle Vanity Fair’e verdiği röportaj ve pozlarla aynı zamana denk düşmese, geçen hafta dünya magazininin en bomba haberi Kim Kardashian’ın ikinci çocuğuna hamile olmasıydı...

Kardashian, Victoria Beckham ve Angelina Jolie gibi dünyanın konuştuğu kadınlara baktığımızda hepsinin çocuk doğurma ya da evlat edinme yoluyla ailelerini genişlettiğini görüyoruz. Bunda mutlak sevginin ve gerçek zenginliğin etkisinin olduğunu düşünüyorum.

Öyle ki Dolce & Gabbana son defilesini annelere adamış. Mankenler, çocuklar kucaklarında hatta karınlarında anneleri temsil etti. Defile, basında ve sosyal medyada ilgi gördü.

Kısacası dünyadaki ünlü ve çok çocuklu annelerin sayısıyla onlara olan sempati artıyor. Ama bu ne zaman bizim ülkemizden olsa, taşlanacak dereceye geliyor. Beş çocuk annesi, süper aktif iş ve sosyal hayatıyla “Çocuk da yaparım kariyer de” diyen süper anne Ayşe Kucuroğlu’nu tanımayan kalmadı. Geçenlerde bir davete gitmek için tuvaletini giymiş çıkmak üzereyken, en küçük kızı Selma’yı banyoya girmeye hazırladığı bir fotoğraf paylaşmıştı.

Dolce & Gabbana, Kucuroğlu’nun Instagram hesabını görse, onu Türkiye’deki marka elçileri yapabilir. Fakat fotoğrafa

Haute couture denince akla el işçiliğiyle, kişiye özel üretilen hatta üretimi aylar süren rüya gibi elbiseler geliyor değil mi? Peki ya bir otomobil?

Tabii ki elde yapılan çok lüks otomobiller bir yenilik değil ama Rolls Royce’un bu sene sadece bir adet ürettiği ve haute couture’e övgü niteliğindeki ‘Serenity’ modeli her kadını kalbinden vuracak bir tasarım.

Mart ayında Cenevre fuarında tanıtılan, ‘Serenity’yi basın gösterimi sırasında Malezyalı bir alıcı vergisiz 1.2 milyon dolar’a almış. Belki de bir kadına hediye etmiştir... Kim bilir?

Otomobilin iç kaplamasının tamamı ipek. Bu kaplama, bin saatlik el işçiliğinin ürünü. Son yılların en gözde yaz rengi su yeşili ipek kumaş, tavan kaplamasındaki kiraz ağaçları motifi ve sedefli dış boyaysa son derece baştan çıkarıcı ayrıntılar...

Pazar günü Kapalıçarşı, 550 yıllık tarihinde ilk kez bu kadar çok topuklu ayakkabı giyen kadını bir arada ağırladı. Pazar günleri kapalı olan Kapalıçarşı, Tuvana Büyükçınar’ın ilk Haute Couture defilesi için Fatih Belediyesi’nin özel izniyle açıldı.

Defilenin özelliği, moda hayatına Kapalıçarşı’da başlayan Tuvana Büyükçınar’ın, ilk haute couture defilesinde kendisine ilham veren bu mekanı taçlandırmak istemesi. 25 parçalık ‘Golden Bazaar’daki parçalar, 6 ayda elde üretilmiş ve kumaşlar dünyanın dört bir yanından toplanmış.

Altın tozu bulaştırılmış Fransız dantellerinin işlemelerle zenginleştiği, transparan detaylarla gizemli bir havaya bürünen tasarımlarda, bakır ve inci tonları, taş rengi, antik gold ve pudra tonları ön planda.

İnci ve kristal işlemeler, deri üzerine nakışlar ve üç boyutlu işlemelerin yanı sıra, dantel üzerine antik gold ve bakır işlemeli detaylar kullanılmış.

Rebul’la tasarlanan parfümle Kapalıçarşı’nın kokusu ve dokusu bir araya gelmiş.

‘Gezen güzel olur’

Geçen perşembe günü Haliç Kongre Merkezi’nde Vodafone Dijital Dönüşüm Zirvesi gerçekleşti. Zirvenin akşamında da Arzu Kaprol’un 2015 - 16 Kış Koleksiyonu’nu tanıttığı ilk dijital defilesini izledik.
Defile, hologramlar, görsel efektler ve Mercan Dede’nin defileye özel hazırladığı müziğiyle daha çok dijital bir şov havasındaydı. Koleksiyondaki, hava durumuna göre otomatik olarak yakası ve kapüşonu kapanan ceketle ışıklı elbise giyilebilir teknolojiye gönderme yapan parçalardı. Tabii giyilebilir teknolojide alternatifler sınırsız...
Geçen kasımda Fashionİst Fuarı’nın açılışında, ezra+tuba’nın ‘BEGINNING’ koleksiyonunda, içine yerleştirilen Intel çipler sayesinde üzerindeki kelebeklerin bir anda uçtuğu elbiseyi örnek verebiliriz.
Ya da kumaşına yerleştirilmiş çip sayesinde ortamdaki ışığa göre, kendi ışığını ayarlayan elbise (solda), ezra+tuba’nın 4 yıl önce başlayan çalışmalarının ilk meyveleriydi.
Onların tasarımlarının Türkiye’de birer ilk olması, hem de Arzu Kaprol başta olmak üzere, birçok tasarımcıya ilham vermesini Türk moda sektörü adına çok değerli buluyorum.
Umarım teknoloji firmaları, modacılara daha çok olanak sağlar ve akıllı kıyafetler hayatımıza

Soho House Cecconi’s Restaurant’ta Ralph Lauren’in yeni çantasının dünya turunun İstanbul ayağı için verilen bir davete katıldım. Özellikle yaz döneminde hafta sonu yapılan etkinliklere katılım çok zayıf olur, ama mekan Soho House olunca, davet kalabalıktı. Tabii ‘Grazia’nın davetlerinin de prestij davetleri olduğunu unutmamak lazım. Türkiye’ye özel tanıtım partisi neredeyse cemiyet ve magazin çevrelerinin istilasına uğramıştı. ‘Grazia’ dergisinin ev sahipliğinde yapılan davete, Ralph Lauren’in yılbaşı kampanyası yüzü olan Tülin Şahin de katıldı. Davet, bir türlü bitmek bilmedi. Bunda egzotik bir yerdeymiş hissi veren bahçe ve harika
kokteyllerin etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum.

Teoman’ın kostüm sorunsalı

Geçen hafta son zamanların en başarılı konsept gecelerinden biri katıldım. Levent Özçelik’in ev sahipliği yaptığı Chanta’daki partinin konsepti 1930’lardı. Bizde konsept partilerin kıyafet koduna uyma alışkanlığı yok, ama bu kez herkes konsepte uymuştu. Onur Baştürk, köşesinde Teoman’ın kıyafet koduna uymadığı için içeri alınmaması gerektiğini yazmış. Kendisi partiye katılmadığı için şarkıcının gecenin sonuna doğru mekana geldiğini ve o zamana kadar 30’ların

Şöyle bir düşünün. 2000’li yıllarda özgün tarzıyla modacılara ilham, hatta yön veren, kitlelerin aklında yer eden kaç tane kadın aklınıza geldi?
Paris Hilton, Kim Kardashian gibi isimlerin konumuzun dışında kaldığını vurgulamama gerek yok herhalde.
Hal böyle olunca moda dünyası, daha doğrusu moda sanat dünyası eskimeyenlerde ilhamını ve üretim kaynaklarını arıyor.
İsmen bilmeseniz bile ‘Yves Saint Laurent’ adını google’a girdiğinizde erkek smokini giymiş bir kadın fotoğrafını hatırlarsınız. Moda dünyasının yaşarken efsaneleşmiş isimlerinden Yves Saint Laurent’in ilham perisi ve en yakın arkadaşı olan Loulou de la Falaise’den bahsediyorum.
Boho - chic akımının da öncüsü olan ve eklektik tarzı haute couture dünyasında kabul ettiren moda ikonu ‘Loulou de la Falaise’ adlı kitapla ölümsüzleşiyor.
Mücevherleri tasarlayan ve kitabın da editörlerinden olan Ariel de Ravenel aynı zamanda Loulou de la Falaise’in çok yakın arkadaşı.
Loulou ile mücevher tasarladıkları için neredeyse 7 / 24 birlikte olan Ariel’i bulmuşken, ilk ağızdan bilgiler almak istedim. Kısa söyleşinin sonunda da stilim hakkında iltifat almak da kısa günün karı oldu.

Moda dünyasında uluslararası ölçekte yaşanan tüm gelişmeler Türkiye’de de hızla uygulanıyor. Bundan birkaç sene önce, Türkiye’de geçici bir heves olarak görülen blogger’lık, günümüzde bir meslek dalı olarak görünüyor.
Dört sene önce İstanbul Business School’da ‘Lüks Marka İletişimi’ üzerine verdiğim derslerden birine katılan ‘Off ne giysem’ adlı blog’un sahibi Billur Saatçi, bu dersin ardından gerçekleştirdiğimiz buluşmada markaların blogger’larla işbirliği yapma konusunda çekimser olduklarını dile getirmişti.
Hatta birçok blogger, hayatını kazanmak için sabah 9 akşam 5 mesaili işlerde çalışıyor, işten arta kalan vakitlerde blogger olarak çalışabiliyordu.

Bugün her şey değişti...
Artık blogger’lar markaların peşinden değil, markalar blogger’ların peşinden koşuyor. Hatta lüks moda perakende sektörünün lideri Harvey Nichols’ın, ‘Harvey Nichols Loves Bloggers’ adlı projesi tamamen blogger’ların başrolde olduğu bir işbirliği.
Proje kapsamında Harvey Nichols Kanyon Mağazası vitrini, 2015 İlkbahar - Yaz sezonu boyunca moda blogger’larına emanet ediliyor. Billur Saatçi’yle başlayıp Ayşegül Afacan Köksal ve Yasemin Öğün’ün birlikte tasarladığı vitrinle devam eden