Cadde'nin Patisi

Cadde'nin Patisi

itir.ilgaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir kediyi alıp dördüncü kattan aşağı atmak için ne kadar kinlenmek gerekir? Ve o kin o bünyeyi bir daha terk eder mi?

CEO Muzaffer Bey, geçen hafta “İyi Girişim Zirvesi” sebebiyle Habertürk Gazetesi’ne verdiği röportajda ilk girişimcilik deneyiminin dördüncü kattan kedi atmak olduğunu söyledi. Ortaokuldayken güvercin beslermiş. Başkalarının geri dönmeyen güvercinlerini görünce kendininkileri uçurur, o güvercinleri de kendi kümesine dahil edermiş. Güvercinler çok para ediyormuş. Bir gün kümesin kapısını açık unutmuş. Kümese giren bir kedi de güvercinleri yemiş. Ama Muzaffer Bey o kediyi bulmuş ve intikamını almış. Kediyi dördüncü kattan atmış. Gerçi kedi ölmemiş, dört ayak üstüne düşüp uzaklaşmış. O yüzden bugün de kedileri sevmezmiş.
Tabii başlık “Kediyi 4. kattan attım” olunca haber bayağı ses getirdi. (Muzaffer Bey’in kulakları bir hayli çınlamıştır sanırım.) Sosyal medya çalkalandı. Birkaç gün sonra hayvanseverliğinden asla şüphe duymadığım ve hayvanlar için yaptıklarını haddim olmasa da kendimce takdir ettiğim bir köşe yazarı, Muzaffer Bey’i tanıdığını, beyefendinin evinde kedi köpek beslediğini, sokak hayvanlarına da pek yardım ettiğini yazdı. Dördüncü katın da lafın gelişi olduğunu söylmiş. Zaten “Kedi bu” diyor “Dokuz canlı...Yürüyüp gitmiş.”
Olumlu bakmak, isanların içindeki iyiyi görmek güzel tabii. Ancak bir canlıyı (eğer ki uçamıyorsa) dördüncü kattan atmanın tek amacı olabilir, hayatına son vermek. Ayrıca kafesin kapısını açık unutan eskinin güvercincisi, şimdinin CEO’su Muzaffer Bey. Ama sermaye gitti diye cezalandırılan kedi.
Bir hayvanı içgüdüsünden dolayı cezalandırmak zaten ilkel bir şey. Ama ne yazık ki Muzaffer Bey’lerden aramızda çok var.
O yüzden hayvansever olmak yetmiyor sanırım. Doğasını, içgüdüsünü de anlamaya çalışmak gerekiyor. Her sevgi gibi hayvan sevmek de emek istiyor. Hayvana insanca sıfatlar, görevler, duygular yükleyip sonra da aklımız sıra onlardan intikam almayı, “E bu da insan doğası” diye kabul etmek biraz kolaya kaçmak gibi.
Bir de merak ediyorum, bir kediyi alıp dördüncü kattan aşağı atmak için ne kadar kinlenmek gerekir? Ve o kin o bünyeyi bir daha terk eder mi?

Haberin Devamı

YAŞLI KEDi SAHiPLENMENiN 5 AVANTAJI

Haberin Devamı

Bir hayvanla yaşamaya karar vermek, eğer daha önce bu tecrübeyi tatmamışsanız, zordur, cesaret ister. Ve hayvan konusunda tecrübesizseniz yaşını almış bir kedi ya da köpekle daha kolay uyum sağlayabilirsiniz. İşte size yaşlı kedi sahiplenmenin 5 avantajı (Köpekler başka sefere)
1-Yavru kedinin karakteri henüz şekillenmemiştir. İleride bir kucak kedisine mi yoksa bir kaplana mı dönüşeceğini bilemezsiniz. Oysa yetişkin kedi, ne görüyorsanız odur.
2-Yetişkin kedi olgundur. Yavrular gibi sürekli kendini oradan oraya savurup her şeyin içine dalmaz. (Tabii onun tadı başka. Ama yeteri kadar sabrınız ve vaktiniz varsa.)
3-Kediler yaşları ilerledikçe daha çok uyur. Ve bunu en çok siz kitap okurken, televizyon seyrederken kucağınızda yaparlar. O muhteşem mırıltıyla dinlenmekten daha rahatlatıcı ne olabilir?
4-Yapılan araştırmalara göre kediler 15 yıldan daha faza yaşıyor. Yani “Ay üç gün sonra ölürse ne yaparız?” diye bir korkunuz olmasın. Önünüzde daha uzun, güzel yıllar olacaktır.
5-Ve yaşlı kediler genelde en az sahiplenilenlerdir. Onlara bir şans vermek ikinizin de hayatınız değiştirebilir.