Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP Parti Meclisi’ne (PM) İzmir’den beklenen sayıda ismin girmemesi, burukluk yarattı.
Bu durumu, kimileri, “il örgütünün tam anlamıyla ağırlığını hissettirememesine” bağlarken; kimileri de “bölük-pörçük, parçalı yapıda olduğu için İzmir’den eskisi kadar üye giremedi” şeklinde yorumladı.
Kuşkusuz, sayı önemli.
Ancak, geçmiş kurultayda PM’ye alındığını evinde öğrenen isimler oldu!
Böylesi de hoş değil tabii ki...
Hiçbir varlık göstermeyen, sadece lidere biat eden, belirli isimlerin paçasından tutarak bir yere gelmeye çalışan isimlerin yer aldığı, sayısal anlamda kalabalığın gözetildiği Parti Meclisi olacağına, hiç olmasın daha iyi.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’yla konuştum.
İzmir’in, ‘buruk’ olduğunu ifade ettim.
Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
“İzmir bizim gözbebeğimiz. Sayısal olarak fazla olması, eksik olması hiç önemli değil. Önemli olan nitelik. Çünkü İzmir’den aldığımız arkadaşlar, parti MYK’sinde de yer bulacaklar. Kaldı ki ben tüm Türkiye’yi kucaklayan bir liste yapmaya çalıştım. 81 ilden birer üye alsam, zaten o bile yeterli olmazdı. İzmir’e ve Ege’ye büyük önem ve değer veriyorum. Partililerimiz sakın üzülmesin. Üstelik bu kurultayımızın divan başkanını da İzmir’den seçtik. Bu da bizim İzmir’e ne kadar değer verdiğimizin bir göstergesidir.”
‘Listenin hazırlanmasında ciddi etkisi olan’ Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de İzmir’in sayısal olarak temsil gücünün azalmasına karşın, nitelik ve nicelik olarak gücünün, geçmişe göre daha fazla olduğunu savundu.
Tekin, “Türkiye’nin hem coğrafi bölgelerini hem de toplum katmanlarını temsil açısından dengeli bir liste olduğunu söyleyebilirim. İzmir’in PM’deki üye sayısının azaldığı doğru. Ama ben eksilen arkadaşların yerine kendimi koyacağım ve İzmir için de görev yapacağım” diye konuştu.
Gerçekten de bu kez PM’ye, toplumun her kesinden isimler alındı.
İşadamı, işçi, gazeteci, avukat, büyükelçi, din sosyoloğu, engelli...
Yine yurdun dört bir yanından temsilci olması da önemli.
Özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden, başta Sezgin Tanrıkulu olmak üzere yeni pek çok isim, CHP’nin A Takımı’na girdi.
Şunları da eklemeden geçmemek gerek...
Kadın kotasının yüzde 30’dan az olmayacağı söylenmişti; ancak yüzde 25’te kaldı.
Gençlerin sayısı da beklenenden az oldu.

‘Başarısız olursak çeker gideriz!’
Adı ‘kurultaylar partisi’ne çıkan CHP, bir kurultayı daha geride bıraktı.
Barikatlar arkasında yapılan kurultayları düşünürsek...
CHP’liler bu kez, ‘şenlik, şölen ve düğün’ havasında geçen bir buluşmaya tanıklık etti.
Geçmişte, Deniz Baykal ve Önder Sav’in ‘güç gösterisi’ne sahne olan kurultayları gören partililer, bu kez sadece Gandi Kemal’ın damga vurduğu bir organizasyon yaşadı.
* * *
Yedi ay sonra genel seçime gidecek Türkiye’de, kuşkusuz, bu kurultay sadece CHP için değil ülke geleceği azısından da son derece önemliydi.
Ya genel başkan rahat çalışabileceği bir kadro oluşturacaktı; ya da eskiden olduğu gibi yine parti içide iktidar olma savaşı verilecekti.
Başlangıçta Baykal ve Sav, parti meclisinin ‘çarşaf liste’yle seçilmesi konusunu gündeme getirdi. Ancak fazla ısrarcı olamadılar.
Çünkü...
Bunun ‘daha demokratik’ olduğunu söyleyen Baykal ve Sav’ın, geçmişte neden ‘blok liste’yi tercih ettiklerini herkes biliyordu.
Ve soruyorlardı...
“Demokrasi şimdi mi akıllarına geldi? O zaman niye zamanında çarşaf listeyle seçim yapmadılar?”
* * *
Bin 250 kurultay delegesisinin çoğunluğunun, başlangıçta ‘çarşaf liste’ isteyip, sonrasında ‘blok liste’den yana tavır alması, doğrusu çok anlamlı.
Bunun nedeni de Kemal Kılıçdaroğlu...
Çünkü, bundan sonrası için ‘çarşaf liste’ ve ‘belediye başkanı ve milletvekili adaylarını üyelerin seçeceği’ yönünde söz verdi.
Zaten kurultayda, en çok alkış aldığı bölüm de burası oldu.
O yüzden delegeler, “Yaklaşan genel seçim öncesi, önemli olan, Kılıçdaroğlu’nun rahat çalışacağı bir kadro oluşturması” diyerek, ‘blok liste’ye onay verdi.
Sonuçta, Kılıçdaroğlu’nun dediği oldu.
İktidar yürüyüşü için kendi ekibini, kadrosunu oluşturdu...
“Eğer başarız olursak çeker gideriz” dedi.
Kavgasız-dövüşsüz, hizipsiz-gerilimsiz kurultayda, pek çok partilinin dilinde şu şarkı vardı:
Oğlan bizim, kız bizim. Çatlasın kaynanalar!

Susam ve Güven son anda...
Alaattin Yüksel ve Oğuz Oyan’ın, PM listesinde yer almalarına kesin gözüyle bakılıyordu.
Nitekim de öyle oldu.
Yüksel 1071, Oyan ise 1104 oy alarak PM listesine girdi.
Milletvekili Mehmet Ali Susam da 1099 oyla PM üyesi seçildi.
Aslında, İzmir’den, 100’ün üzerinde isim vardı, “PM’ye girebilir” denilen.
Başta Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan olmak üzere, bazı il ve ilçe yöneticilerinin, özellikle Mehmet Ali Susam, Selçuk Ayhan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi eski dekanı Prof. Dr. Sedef Gidener’in PM’ye girmeleri için yoğun çaba sarfettikleri öğrenildi.
Ancak...
Bu üç isimden sadece Susam’ın PM’de yer alması, örgütte hayal kırıklığı yarattı.
Prof. Dr. Hülya Güven ise, Bilim Yönetim ve Kültür Platformu’na 655 oy alarak, deyim yerindeyse kılpayı girdi ve PM’deki İzmirli sayısı böylece ‘4’ oldu.
Bu arada PM üyeliği için bireysel başvuruda bulunan 250’ye yakın isimden büyük kısmının ‘sıfır’ oy alması dikkat çekti.