En tehlikeli arkadaş: Sigara

11 Şubat 2020

Şöyle bir kişi hayal edin:

Beraber geçirdiğiniz her 5 dakika için hayatınızdan 12 dakika çalıyor.

Erkekseniz hayatınızın ortalama 14,5 yıl, kadınsanız 13,2 yıl kısalmasına yol açıyor.

Dünya’da her yıl 5 milyon insanın ölümünden sorumlu tutuluyor.

Sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, depresyon (çökmüş duygu durum ve hiçbir şeyden zevk alamama), çevreye ve hayata karşı ilgi ve istek azalması, yorgunluk, enerji azalması, bitkinlik gibi ruhsal belirtilere sebep oluyor.

Baş dönmesi, kabızlık, ağız kuruluğu, göğüste baskı hissi, uyku bozukluğu, iştah azalması gibi fiziksel bulguların nedeni olabiliyor.

Hipertansiyon, ateroskleroz (damar sertliği), anevrizma gibi kardiyovasküler hastalıkların belli başlı majör risk faktörlerinden birisi olduğu biliniyor. Kalp krizi geçirme riskinizi 4 kat arttırıyor.

Başta akciğer ve gırtlak kanseri olmak üzere pek çok kanserin en önemli nedeni.

Yazının Devamı

Koronavirüs tehlikesi kapıda

3 Şubat 2020

Virüsler yaşamak için bitki, hayvan veya bakterilere ihtiyaç duyan cansız parazitlerdir ve yine virüsler ancak bir canlı organizmada, sağlıklı hücreleri kullanarak çoğalıp yaşayabilirler. Bakterilerden 10 ila 100 kat daha küçük olan virüslerin pek çoğunda tedavi yerine koruyucu aşı uygulamaları uygulanmaktadır. Bakteriler antibiyotikle tedavi edilebilirken, virüslerin tedavisinde şikayetlerin hafifletilmesi, sürecin şiddetinin azaltılması ve diğer insanlara bulaşmasının engellenmesi temel amaçtır. Özellikle solunum yolu ile bulaşabilen virüsler, tedavi kısıtlılıkları nedeni ile korkutucu olabilmektedir. Son yıllarda küreselleşmenin etkisi sonucu dünya genelinde turistik ve ticari ilişkilerin artması ile birlikte dünyanın bir ucundaki virüs, tüm gezegen açısından yaygın bir sağlık sorunu hale gelebilmektedir. Bununla birlikte virüs yapılarının bilinmezliğine günümüzdeki tedavi seçeneklerinin kısıtlılığı da eklenince meydana gelen salgınların telaşa ve paniğe neden olmasına yol açmaktadır.

Günümüzde viral salgınların yarattığı infialin bir benzeri Ortaçağ’daki “Büyük Veba Salgını”nda da yaşanmış. Bugünün virüsleri ile ilgili bilinmezlik, o dönemde veba hastalığının etkeni olan

Yazının Devamı

Bağışıklığınızı güçlendirecek öneriler

28 Ocak 2020

Vücudumuz için bir savunma sistemi olan bağışıklık sistemi, organizmayı çoğu hastalığa karşı koruyan tüm biyolojik yapı ve süreç sistemlerinden oluşur. Başta dalak, lenf düğümleri gibi periferik organlar ve kemik iliği, timus gibi santral organlardan oluşan bağışıklık sisteminde kanda bulunan savunma hücreleri ve bazı sistemler önemli rol oynamaktadır. Özellikle sinsi seyirli, toplum içinde kolay bir şekilde yayılım gösteren ve virüsler tarafından oluşturulan hastalıklardan korunmada kuvvetli bir bağışıklık sistemi temel faktörlerdendir. Öyle ki aynı miktarda ve özellikte virüs ile karşılaşan iki insandan; bağışıklık sistemi kuvvetli olan hastalığa yakalanmadan kurtulabilirken bağışıklık sistemi yeterince kuvvetli olmayan hastalığa yakalanabilmektedir.

Kişinin bir takım fizyolojik özellikleri haricinde günlük hayatında dikkat edeceği bazı durumlar bağışıklık sisteminin güçlenmesini ve hastalıklara karşı dirençli olmayı sağlayacaktır.

Egzersiz

Yapılan aktivitenin yoğunluğu, süresi, şiddeti ve bireyin fiziksel uygunluğu başta olmak üzere pek

Yazının Devamı

Bin derde deva: Salep

20 Ocak 2020

Çayırotu ve çamçiçeği olarak da adlandırılan salep; Orchidaceae (orkideler) ailesinden tel köklü otsu bir bitkidir. Anadolu’da orkide türlerine genel olarak verilmekte olan ad Salepgillerdir ve Saşepgiller familyasının bir üyesi olan salep bitkisinin kökü 2 yumrulu olup gövdesi dik ve silindirimsi olan çiçekleri salkım veya başak şeklindedir.

Yurdumuzda birçok çeşidi olan salep (Orchis maculata) ormanlarda ve nemli çayırlarda yetişir. Türkiye’de sık görülen türü olan Anadolu salepotu (Orchis anatoiica) kırmızı veya mor çiçeklidir ve özelikle Batı Akdeniz, Ege, Marmara ve Batı Karadeniz bölgelerinde yaygın olarak yetiştirilir. Ülkemizde salep denince akla gelen yer ise Burdur’un Bucak ilçesidir. Nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu için de 1974’ten beri salep ihracatı yasaktır.

Hem gıda olarak tüketilebilen hem de ilaç üretiminde hammadde olan salebin esas olarak kök kısmı kullanılmaktadır. Toprak kazılarak elde edilen salep kökü yumruları

Yazının Devamı

Kış koşularında kıyafet seçimi

13 Ocak 2020

Kış mevsimi geldi çattı. Önce ilkokulda öğrendiğimiz klasik kış ayları olan Ocak, Şubat geçecek ve derken Mart kapıdan baktırıp kazma kürek yaktıracak ve hatta Nisan ayının sabah erken ve akşam geç saatleri ilikleri dondurabilecek soğuk havaya tanıklık edeceğiz muhtemelen. Kapalı mekanlara sıkışıp klimatize ortamlarda, koşu bantlarının sağlıksız, kauçukumsu zemininde “Hamster” misali koşmaya katlanamayan ben ve benim gibiler için soluğu dışarıda alırken kıyafet seçiminin önem kazanacağı yeni bir koşu dönemi var önümüzde. “Yok yahu, hiç uğraşamam ben bu havada dışarıda koşmakla” diyenlerdenseniz yazının gerisini okuyarak zaman kaybetmeyin derim. Ancak Ocak ayında, -7 derecede, tipi denizden yüze yüze vururken deniz kenarında koşmuş biri olarak, (hele bir de koşucuyum diyorsanız) bunu hayatınızda en az bir kere denemenizi tavsiye ederim. Pek tabii ki bunu yaparken bir takım önlemler almanız, kıyafet konusuna özen göstermeniz gerekecektir. Yoksa hapşırık ve burun silmeler arasında bol bol kulağımı çınlatacağınıza hiç şüphem yok.

Öncelikle kış koşuları ile ilgili bir takım bilgiler verelim;

Yazın olduğu gibi nemli, sıcak ve boğucu bir hava yoktur. Bu nedenle uygun bir şekilde

Yazının Devamı

Koşu Sakatlıklarını Engellemek İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler

7 Ocak 2020

Koşuyu ve sporu -bizim gibi- keyif almak, sosyalleşmek, sağlıklı yaşamak için hayatına katan insanların çoğu antrenmanlarını ve spor saatlerini iş hayatının yoğunluğu arasına sıkıştırmak zorunda kalmakta. Spor sağlığını ve sporcunun performansını en az antrenman kadar etkileyen beslenme, dinlenme ve rejenerasyon gibi faktörlere yeteri kadar dikkat edemediğimiz gerçek. İşte bu nedenle; amatör ruhla, profesyonel motivasyonu birleştirerek koşan bizim gibi koşucuların spor sakatlıkları ile karşılaşması da olağan. Ancak belli bir takım prensiplerin hatırlanması ve uygulanması ile bu sakatlıkların önüne geçmek mümkün olabilmekte.

Öncelikle keyif için yaptığımız bu sporun eziyet haline dönmemesi için nelere dikkat etmek gerektiği hakkında fikirler vereceğiz. Sonra da koşucuların en sık karşılaştığı bir dizi sakatlığı gözden geçirip tedavi yöntemlerinin neler olduğunu paylaşacağız.

Koşu Sakatlıklarını Engellemek İçin;

- Koşunun mesafesi ve niteliği önemli olmaksızın, her antrenman ve yarış öncesinde, sonrasında uygun şekilde, doğru zamanda ve yeteri kadar ısınma, soğuma, esneme hareketlerini yapın.

- Doğru koşu tekniği ve koşu postürü, hem performansı arttırır hem de

Yazının Devamı

Dikkat! Ayı Çıkabilir

23 Aralık 2019

Ultramaraton yarışları kısmi veya tam kişisel yeterlilik esasına dayanan organizasyonlardır. Kısmi yeterlilik dediğimiz zaman rota boyunca belirli aralıklarla, katılımcıların faydalanabileceği gıda, içecek, sağlık desteği varlığından bahsedilir. Tam yeterlilik esasında ise koşucunun rota boyunca kendi başına olduğu ve her türlü ihtiyacının, başlangıç noktasından bitişe dek kendi tarafından karşılanması gerektiği anlaşılmaktadır.

Doğa koşullarında gerçekleştirilen bu ultramaratonlarda bu tam veya kısmi yeterlilik konusunda dikkat edilmesi gereken başlıklardan biri de doğal şartlarla ve özellikle doğal şartlarda karşılaşılabilecek olan diğer canlılarla olan iletişim ve ilişkilerdir. Doğada koşmanın, ultramaraton organizasyonlarının en çekici yanlarından biri olan muhteşem doğa güzellikleri, kimi zaman bu doğayı insanlarla paylaşmakta olan diğer canlıların varlığı nedeni ile tehdit edici ve korkutucu olabilmektedir. Orman içi bir tek kişilik patikada ilerlerken duyulan kuş sesleri veya gecenin kör karanlığında parlayan gözleri ile fark edilen bir sincap ne kadar şirin, rahatlatıcı ve keyifli ise yakınınızdan geçen bir yaban domuzu ailesi, ağacın dalından sarkmış bir yılan ve

Yazının Devamı

Damar Check-Up’ı Nedir?

9 Aralık 2019

Damarlar, tüm vücut açısından en önemli ve en hayati yapılardan biridir. Organların canlılığı ve düzgün çalışabilmesi için damarların sağlıklı olması gerekmektedir. Kalpten çıkan temiz kanı dokulara taşıyan atardamarların ve dokularda kullanılan kirli kanın temizlenmek üzere kalbe ve akciğerlere taşınmasını sağlayan toplardamarların hem yapısal hem de fonksiyonel olarak sağlıklı olması organ ve doku sağlığı açısından çok önemlidir.

Hem atardamarlar hem de toplardamarlar pek çok nedenle fonksiyonel ve yapısal bozulmalara maruz kalabilirler. Genetik miras ve ailesel altyapı bu nedenlerin en başında yer almaktadır ve maalesef hayat boyu değişmemektedir. Bununla birlikte belirli hayat koşulları damar hastalıklarının ortaya çıkmasında ve ilerlemesinde önemli rol oynamaktadır. Atardamarlar açısından değerlendirildiğinde; hareketsizlik, kötü beslenme, stres, sigara ve alkol tüketimi ilk akla gelen risk faktörlerindendir. Hipertansiyon, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol seviyeleri de atardamar hastalıklarının tetikleyicilerindendir. Bununla birlikte kadınlarda gebelik, hareketsizlik, uzun süre oturarak veya ayakta sabit durarak çalışma gibi modern günlük hayatın zaruri getirileri

Yazının Devamı