Anne Sen Queen misin?

9 Aralık 2017

Romantikliği sevmem. Yani bu her insan için bir tercih sonuçta ama öyle çok aşk böceği bir yapım hiç olmadı. Aksine vıcık vıcık çiftlerden pek haz etmiyorum. Tabi güzel sözler duymak her kadının hoşlanacağı bir şey ama benim o anlayışımda biraz farklı. Yani eş kişisi 'Ellerine sağlık yemek harbi güzel olmuş!' dese mutlu olurum. Neden? Çünkü çok kötü yemek yapıyorum ama konumuz bu değil..

Ali Mirza ile yatakta oyun oynuyoruz. Bir takım gülmeler, eğlenmeler, şakalar falan... Pat diye bir anda 'Anne sen queen misin?' dedi.. Bakın ben hayatımda hiç bir zaman böyle bir şey hissetmedim. Çocuğa bir saldırışım var. Ayı yavrusunu severken öldürür misali param parça edesim geldi. Ali Mirza bir daha sordu. 'Anne sen queen misin?'... Ya şimdi 'Evet' desem olmaz 'Hayır' desem yine olmaz. Sürem zaten kısıtlı çocuk cevap bekliyor. O anda saniyeler içinde aklımdan sosyal medya hesaplarımda 'Oğluşunun Queen'i' falan yazdığım geçti. Düşünsenize çılgınlık.

Hani 'Kocasının pıtırı' olup sosyal medyada dolu dizgin aşk yaşarken aslında evde birbirine uçan tekme atan tipler var. Biliyorsunuz biliyorum. Hatta yakınlarınızda bile var eminim. Tam olarak öyle bir profil canlandı gözümde. Sanki her

Yazının Devamı

Bir Dakika Bekleyin, Bana Rahat Battı!

8 Aralık 2017

Evet tam olarak okuyacaklarınız oldu. Taşındım, sevdiğim bir evi tuttum ve şu an o evin çalışma odasında masanın başındayım. Saat 13.25.. Masamda sıcak çayım, fonda Sezen Aksu. Az önce sahilde güzel bir yürüyüş yaptım, eve girer girmez bir duş aldım ve yazmaya başladım. Ali Mirza okulda evde çılgın bir sessizlik. Klavyeye her vuruşumda çıkan seslerin tüm tınılarını duyabiliyorum. Bu normal şartlarda mümkün değil bilirsiniz. Şu an bulunduğum ve anlattığım ortam bir çok annenin iç geçirdiği şekilde ve ben bunun çok iyi bilincindeyim.

Peki ne oldu? Bana geldiler... Tam olarak geldiler hemde. Hayatımda her şey ama her şey düzene girdi yaklaşık 3 senedir düşündüğüm hayatın tam ortasındayım ama boşluğa düştüm. Boşluğa düşersem kendime sararım ve tam olarak yine öyle yaptım. Malum eş kişisi psikolog olunca 'Hemen terapiye başlıyorsun!' uyarısı aldım. Kendime sararsam etrafımdaki herkesi yorarım. Kötü huylarının farkında olan biriyim ama en azından çözüm ararım. Ve inanmakta güçlük çekebilirsiniz belki ama terapiye başladım.

Size sadece şunu söyleyebilirim. Bundan önceki hayatımda böyle bir destek almadığım için inanılmaz pişmanım. Terapistim dünyanın en başarılı insanı bana

Yazının Devamı

Esprisine Gülünmeyen Anne!

7 Aralık 2017

'Karikatür anlatmak kadar çaresiz bir eylem yoktur!' ve karşındaki insan karikatür anlatıyorsa eğer gülmeye çalışmak kadar zor bir an yoktur. Bunu özellikle 40 yaş üstü yetişkinlerimiz sosyal medyayı yeni kullanmaya başladığı zaman çokça yaparlar.. Bir yandan kıyamazsın gülmeye çalışırsın diğer yandan o karikatürü milyonlarca kez sosyal medyada zaten görmüşsündür. Ve en acısı aslında sana göre o karikatür hiç bir zaman komik olmamıştır.

Her neyse bunun bir üst kategorisi herkesin bildiği gibi kalabalık bir grup içinde esprisine gülünmeyen adamdır ki hayatta beni ciddi anlamda geren sahnelerden biride budur. Çaresizliğin geldiği son nokta. Karşındakine göre çok komik ama sana göre gereksizliğin dibi..

Çok şükür bu gibi ortamlarda kolay kolay karikatür anlatan veya esprisine gülünmeyen adam olarak bulunmadım hayatımda. Hep karşı tarafta oldum yani zorla gülmeye çalışmak veya kıyamamak gibi duygular..

Geçen gece saat 01.00 sularında başlayan ve 03.00'e kadar süren değişik Ali Mirza krizi hayatımda ilk defa tam olarak esprisine gülünmeyen adam gibi hissetmemi sağladı. Bir insan evladı uykusundan uyanıp çılgınca saçmalar mı? Evet saçmalar.. Önce problem çoraplarından başladı.

Yazının Devamı

İnat etme! Sen annesin!

12 Mayıs 2017

'Bizimki çok sinirli, istediği olmadığı zaman ortalığı yıkıyor, ağzımızdan olumsuz kelime çıkarsa yer yerinden oynuyor.. Sinirlendiği zaman kendine zarar veriyor. Oyuncaklarını fırlatıyor, ağlamaktan morarıyor...'. Çok tanıdık değil mi?

Öncelikle bilmenizi istediğim bir şey var bunu yaşayan tek siz değilsiniz. Her ebeveyn kısa bir dönem bile olsa bu sorunlarla baş başa kalıyor. Önemli olan bu süreçle başa çıkabilmek. Uzman kişisi ile evli olmanın avantajlarını çocuk büyütürken çok fazla yaşadım. Ben şanslıydım belki evet ama aynı zamanda bende sizler gibi bir anneyim. Her an profesyonel olmak takdir edersiniz ki imkansız. Sonuçta çocuk yetiştiriyorum. Ali Mirza benim evladım ve kendimi durdurmakta zorlandığım bir sürü duyguyu sizler gibi yaşıyorum.

Çok küçükken yaşadığımız bu krizleri kısa sürede ortadan kaldırdık ve hala aynı yolda ilerliyoruz. Nasıl mı? Şöyle ki; Çocuğun aklını reddedemiyeceği farklı bir şey ile çelmek. İstediği şey olmayan o masum bebek bir anda çılgına döner. Ama siz bu durumu çocuğa hissettirmeden farklı bir şey ile çok kolay atlatabilirsiniz. Yeri gelir çok sevdiği bir oyuncak olur.. Yeri gelir krizin büyüklüğüne göre reddedemeyeceği bir yiyecek

Yazının Devamı

Gel bakalım anneler günü..

10 Mayıs 2017

O günü, bu günü, şu günü derken anneler günü geldi çattı. Herkes 'Annelik tek bir gün kutlanmaz!' gibi cümleler kursa bile içimizde bir kıpırtı var. Şimdi birbirimizi kandırmayalım.

2 sene önce ilk anneler günümde bilmem ne marka güzel bir telefon hediye edilmiş bir anneyim. Gelin görün ki bildiğiniz üzere çocuğum bunu alabilecek maddiyata falan sahip değil. Baba kişisi vıdı vıdı operatöründen milyon ay taahhütle almış. Yani tamam sağolsunlar baba/oğul düşünmüşler diyelim ki Ali Mirza'nın o zamanlar bir düşünme yetisi henüz yoktu. Bu durumda baba bireysel olarak düşünmüş, almış, mutlu etmiş falan. Ama güzel insan o taahhüt nedir Allah aşkına? Bir sonraki sene yine anneler günü var bunu düşünmedin mi? Neyse zaman her konuda hunharca ilerlerken bilirsiniz bu gibi aylık ödemelerde geçmek bilmez. 2 senelik bir ödeme planı var. Evet çocuğum 2 yaşına geldi şu an ama öde, öde, öde yok o bitmek bilmedi... Neyse şu an sanırım bitti tam emin değilim. Zaten konu tam olarak bu değil..

Hediyeleşmeyi çok seven biri olarak gerçekten bende bu günleri muazzam saçma buluyorum. İhtiyaç dahilinde her hangi bir şey varsa o güne denk getirip verilebilir. Bu güzel bir seçenek. Ama yoksa eğer

Yazının Devamı

Ne istiyor o?

5 Mayıs 2017

Canım ülkemin çok çocuk seven güzel insanları.. 'O' diye hitap ettiğin kişi benim çocuğum önce bu konuda bir anlaşalım. Sana göre 3. tekil şahıs. Bana göre evlat, birey, insan ve her şeyden önce bir çocuk...

İstediği olmadığı zaman ağlayan, kalabalıkta huzursuz olabilen, herkes mıncıkladığı zaman sıkılması normal olan, belki gece uyumamış, belki diş çıkartıyor olabilen. Belki tamamen sebepsiz canı sıkılan.. Bildiğin bir çocuk işte. Özellikle huzursuz olduğunu gördüğün zaman lütfen artık kafanı başka yöne çevirmeyi öğren. Koca parmağını sallaya sallaya 'Hmmm bak kızarım sana!', 'Şşşş üzme anneni!', 'Ağlama ay ne çirkin olduuuuuun!' gibi susturabileceğini düşündüğün birbirinden değişik cümlelerin çocuğu daha fazla çıldırtma potansiyeline sahip. İyi niyetinle yaptığın bu değişik hal ve hareketlerinin bana geri dönüşü daha şiddetli ve çözülmesi gereken problem olarak dönüyor. Ben bu sefer senden korkmuş ve olayı anlamlandırmaya çalışan çocuğa 'Şaka yaptı teyze/amca sana..', 'Öyle demek istemedi.' gibi açıklamalar yapmak zorunda kalıyorum. Aslında ne mutlu bize çok bilinçli bir ebeveyn toplumu olduk. Yeni nesil çocuklar artık bu tarz şeylerden anlamıyor, aksine korkuyorlar.

Yazının Devamı

Eyvah! Bizim oğlan kolik!

17 Nisan 2017

Bebek doğdu. Kırkını atlat sonra düzene girecek, rahat edersin dediler. 40, 80, 100, 120... Vallahi kırkına kadar daha iyiydi. 41. gün çocuğa bir haller oldu. Bir ağlama ama size tarif etmem mümkün değil. Bunu anlamanız için sadece o anları yaşamanız lazım. Bildiğiniz etinden et kopartıyorlar.

Herkes ağlayan bebeğe kolik der. Ama malesef bu pek öyle bir durum değil. Ağlayan bir bebek genelde memede, sallanma yolu ile, duş/masaj ikilisiyle, arabada gezerek susar. Ama kolik bebeğe yalvarın, canınızı verin susturamazsınız. Ben tam 6 ay 15 gün ne yaptıysam susturamadım. Gitmediğim doktor kalmadı. Aklınıza kim gelirse, aldım çocuğu kucağıma kapısına dayandım. Tüm sonuçlar temiz çıktı. Ama yok susmak bilmeyen bir bebek. Özellikle belirlediği saatler vardır bu bebeklerin. Genelde gündüz ve akşam seçtikleri ikişer saat tam krizin zirveye ulaştığı dakikalardır. O anlarda artık sussun diye değil ağlamaktan katılmasın diye uğraşırsınız. Belirlediği saatler dışında sustuğunu düşünmeyin sakın. Günün geri kalan zaman dilimlerinde ise huysuz bebek diye tabir edilen cinsten sürekli ama sürekli ağlarlar. Beyninizi kemirir çığlıkları.

İnternette dolaşan tüm bilgileri yapmış, her yolu denemiş bir

Yazının Devamı

Çocuk doğdu evliliğe bir haller oldu!

14 Nisan 2017

Hamilelikte harika hayaller.. Minik bebeğimiz kalp biz falan. O işler pek öyle olmuyor. O minik bebek bir uyumamaya başlıyor. Sen iki gece kalktın, ben bir gece kalktım! Sen 3 saniye daha az baktın. Ben sabahtan beri uğraşıyorum! Bari altını değiştir. Mamasını verebilirsin bence. İki dakika tut geliyorum. Elif neredesin bir saat oldu? Tabi çocuğu tutmak zor geldi sana zaman o yüzden uzun gelmiştir!...

Bir çekişme hali başlıyor. Sabahtan akşama kadar bebek ile olan anne sabrının son demlerinde volta attığı için eşinin işten gelmesiyle yüz panter gücünde adama saldırıyor. Çünkü yapması gereken çok fazla işi ve dinlendirmesi gereken bir vücudu var. İşten yorgun ve dinlenme hayali ile gelen baba doğal olarak bu durumun büyütüldüğünü düşünüp atağa kalkıyor. Gel gelelim bir kadının çenesi karşısında her zaman geri adım atan adam oluyor. Yani en azından bizde durum böyle. Çünkü gerçekten konuşmaya başladığım zaman içimden 'Sus Elif yeter Allah aşkına!' desem bile susamıyorum. Neyse günler birbirini kovalıyor. Ali Mirza inanılmaz zor bir bebek. Uyku nedir bilmiyorum, hiç bir şekilde susturamıyorum. Ne yapsam diye düşünüp duruyorum. Neredeyse çözümün boşanmak olduğunu düşünüyorum.

Yazının Devamı