Annelik gerçekten zor mu?

12 Nisan 2017

Dün sosyal medyada ufak bir yazı okudum. İşte 'Anneliği zor bir durum gibi gösteriyorlar. Aslında öyle değil. Bunu kişiler abartıyor. İnsanları korkutmayın vs...' tadında ufak bir serzeniş. Çok gerçekçi olacağım şimdi sizlere bu zamana kadar belki bu kadar gerçek yazmadım bu durumu. Yarım kalan kahveler, çaylar klişesini geçiyorum. Yahu arkadaşım ben dün parktan dönerken peçete bittiği için ve o anda alabileceğim bir yer olmadığından Ali Mirza'nın burnunu en sevdiğim hırkamın koluyla sildim. Yanımızdan geçen insanlar gördü üstelik. Ama çocuk silmem için kendini parçalıyordu ve o anda başka bir şey gelmedi aklıma. Yazıyı yazan kişinin profilini inceledim. Henüz bir çocuğu yok. Sonra düşündüm çocuksuz bir insan veya hamile biri beni takip etse gerçekten gözü korkabilir. Ama üzgünüm korksun. Annelik zor evet hemde çok zor.

Uykusuz geceler, bebeğinin sağlık problemleri, yorgunluk, özel hayat... İnanın ben bunların hepsini bir kenara bırakıyorum. Bana göre insanı mutlu eden ve iyi hissetmesini sağlayan en önemli faktörlerden biri kendine ayırdığı zaman. Bazen arkadaşları ile geçirdiği vakit, bazen gidip bir kuaförde manikür yaptırmak, bir kitabı sakince okuyabilmek... Anne

Yazının Devamı

Bildiğin her şeyi baştan öğrenmek...

10 Nisan 2017

28 senede kıyafete, çanta ve ayakkabıya ne kadar para yatırılırsa o kadar yatırdım. Babama göre çula çaputa harcadım. Babam, dünya iyisi harika bir adamdır. Ama piyasadan pek haberi yoktur. Mesela faturayı görürdü atıyorum ayakkabıya 300 tl vermişim. 'Kaç çift aldın? İyi uzun bir süre almazsın.' derdi... Yani ona göre dünyanın belkide en gereksiz harcamaları bunlar. Lise döneminde bir gün çok alışveriş yaptığım için evden kovulmuşluğum var. Hayır tabi ki evden gitmedim.. Her şeye rağmen alışverişe yıllarca devam ettim. İşe başladım ve bu durum dahada önüne geçemediğim bir şekil aldı. Ne dolaplar yetiyordu, ne çekmeceler.. Marifet mi? Kesinlikle hayır.

Sonra Ali Mirza doğdu. Yahu sen o kafayı yemiş insan nereye gittin Allah aşkına? Bu sefer nefes almadan sadece ona alışveriş yapmaya başladım. Bir oyuncağa gözüm kapalı 300 tl verirken sosyal medyada kendim için olabileceğini düşündüğüm her hangi bir parçaya 50 tl olduğu için 'Yok artık! Çıldırmış bunlar!' diye tepkiler vermeye başladım. Saatlerce avm dolaşan, kabinde 40 parça kıyafeti çıt çıkartmadan deneyen ben yetişkin mağazalarında nefes alamamaya ve hiç bir şey bakamamaya başladım. Hani insanlar ölmeden önce böyle elini

Yazının Devamı

Dikkat! Bu evde lohusa var!

7 Nisan 2017

Haftalarca süren hamileliğiniz bitti. Artık içinizde sizi tepen minik dışarıda. Zaten bunu bekliyordunuz ve istediğiniz oldu. Kime benziyor? Tabiki annesine. Yani öyle olmasa bile annesine! Çünkü annesi bir lohusa ve içinde olduğu ruh halinin henüz farkında değil!

Ali Mirza gerçekten bana benziyor şimdi hakkını yemeyelim. Eşime benzese ne olurdu? Tabiki bir şey olmaz ama o anda bunu sağlıklı düşünebilecek kapasiteye sahip değilsiniz. Hastane odasında gelen giden, şenlik, kalabalık... Her gelen 'Aynı sen!' diyor. 'Allah'ım bin şükür!' İnsanlar öyle söyledikçe yataktan kalkıp 'Evet be!' diyerek yerime geri yatmak istiyorum. Farkında değilim ama lohusayım ve o garip, tarif edilemez hisler aslında daha o andan itibaren yakama yapışmış. Tüm gece hastanede emzirmeye çalışmakla geçti. Her yolu deniyorum yok olmuyor gibi hissediyorum. İçimde hep 'Eve çıkalım daha rahat olurum, hallederim..' düşüncesi.. Neyse eve geliyoruz ve...

Tabi ki ben bir pantere dönüştüm. Yahu insan öz annesine güvenmez mi? Yok bildiğiniz güvenemiyor. Kayınvalide kısmına geçmiyorum bile. Sanki herkes (eşim dahil) bebeğe zarar verebilir. Bir kere en başta güzel tutamıyorlar gibi. Uyumam lazım biliyorum çünkü

Yazının Devamı

Elif nasılsın? Hamileyim!

5 Nisan 2017

Tam olarak başlıkta belirttiğim gibiydi. Evet hamileydim! Evet planlıydı! Ama olsun belirtmem lazımdı. 2 yıl boyunca 'Çocuk ne zaman?' sorularına cevap olarak ağzını açana hamile olduğumu söylemeliydim. Hani öyle ki sormasalar bile söylemeliydim. 2014 yılı güzel bir bahar günü. Test sonucunu aldım pozitif. Aile, eş, dost derken cümle aleme hızlıca duyurdum. Dünya üzerinde bulunan ilk hamile değildim belki ama olsun. İnsan nedendir bilinmez öyle bir ruh hali içine giriyor.

Sonra başladı klasik araştırmalar ve konuşmalar. Bebek arabası, kanguru, puset, doktor, hastane, doğum, süt, uyku... Bu liste uzar gider.. Bebek arabası hafif olmalı aynı zamanda güvenli ve içinde rahatça uyuyabilmeli. Neden? 'Canım biz çok gezen bir çiftiz yani gece 03.00 sularında eve giriyoruz. Bağdat Caddesi senin Caddebostan Sahil benim. Çocuk bize ayak uydurmalı yani. Ben öyle vik vik yetiştiremem hiç.' Kanguruda almalıyım geziyoruz biz çılgınlar gibi anlıyor musun? Sonuçta bu bebek bir yetişkin gibi davranmak zorunda ve nasılsa ağlama hakkı yok. Zaten yeni doğduklarında hep uyuyolarmış... Anne yanı beşiği almayı düşünüyorum ama kesinlikle sallanmamalı. Ay bana sallanma özelliği olanları göstermeyin!

Yazının Devamı