Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her şeyden önce şunu yazmalıyım. Cumartesi gecesi çok güzel, keyifli ve müzik ile dolu bir gece oldu. Amfitiyatroya gelen yaklaşık 2 bin 500 kişi muhteşem bir konser izledi.
70’ine merdiven dayayan ünlü şarkıcı, başta ben olmak üzere tiyatroyu dolduranları güzel sesi ve yorumuyla yıllar öncesindeki anılarımıza götürdü. Goodbye My Love Goodbye, Forever and Ever, Rain and Tears gibi klasikleşmiş parçalara Demis hayranları olarak eşlik ettik.
Yaklaşık 22.00’de başlayan konser 24.00’e doğru bittiğinde herkes rüyadan uyanır gibi oldu. Şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki 62 kişilik dev senfoni orkestrası geceye ayrı bir renk kattı.
Buraya kadar yazdıklarım Cumartesi gecesinin güzellikleriydi. Bir de Demis Roussos’un perşembe günü Sakız üzerinden Çeşme’ye gelişi ile birlikte yaşanan olaylar vardı. Üç günde güzelliklerin yanı sıra çok can sıkıcı olaylar da yaşandı.
Bunların başında Ilıca Otel’in tüm kurumsalına ve ismine yakışmayan bir şekilde müşteriye, yani Demis Roussos’a davranış ve hizmet anlayışıydı.
Ünlü sanatçı kaldığı süre içinde gördüğü muamele yüzünden üç defa ülkesine dönmek istedi. Otel yönetiminin özellikle Genel Müdür’ün anlaşılmaz ve uzlaşmaz tavrı Demis’i çileden çıkardı. Araya Nail Özkardeş’in(kendisine anlayışından dolayı teşekkür ederim) girmesiyle otel yönetimi kendine geldi.
Konumuz değil ama bu otelde evlenecekleri konuşulan Kenan Doğulu ve Beren Saat’a kararlarını tekrar gözden geçirmelerini tavsiye eder, isterlerse Demis Roussos’u referans olarak gösterebilirim.
Ilıca Oteli sahiplerine tek sözüm olabilir. Genel müdürlerinin davranış biçimlerini bir kez daha sorgulasınlar. En yüksek sezonda bin liraya oda satmak marifet olmadığı gibi başarı da sayılmaz. Olsa olsa bunun adı fırsatçılık olur. Başarılı bir turizmci otelini 12 ay çalıştıran ve açık tutandır.
Bu organizasyonun en kötü yanı konaklama ve davetiye tarafıydı. Resimlerini hemen hemen her gün gazetelerde gördüğünüz anlı şanlı, bol paralı geçinen isimlerin iki kişilik davetiye için yaptıkları yüzsüzlükleri anlatsam inanmazsınız.
Hele hele devrini çoktan tamamlamış bir DJ eskisinin yorumları beni oldukça güldürdü. Beleş bulduğu iki biletle başkasının yerine oturan bu zat, kestiği ahkamlarla da müzik konusundan yıllar içinde ne kadar uzak kaldığını belli edip komik duruma düştü.
İşte kısaca Çeşme adına yaptığımız bir etkinlik daha bu şekilde sona erdi. Tabii teşekkürü borç bildiğim kişileri sayarak yazıyı noktalamak istiyorum.
Başta TÜLOV Başkanı Hüseyin Aslan’a, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu’na, Şef İbrahim Yazıcıya, Sanatçı Akgün Çavuş’a, ÇEŞTOB Başkanı Veysi Öncel’e, Çeşme ve lezzet denince hemen akla gelen Can Baba Soner Göksel’e ve Ertürk’e katkıları ve destekleri için tekrar tekrar teşekkürler.