Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları

Zannetmeyin Maya takvimine göre dünyanın sonundan bahsedeceğim; ama Türk iş hayatının karışacağı tarih olarak 1 Temmuz 2012’yi verebilirim.
1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret Kanunu bir iş adamı olmamama rağmen bende bile büyük bir tedirginlik ve endişe yarattı.
Hürriyet Gazetesi ekonomi yazarı Şükrü Kızılot yaklaşan tehlikeyi aylardır köşesinde işleyerek iş dünyası için çalan acı çanları haber vermeye çalışıyor. Aynı şekilde Haber Türk Gazetesi 3 günlük yazı dizisi yaparak 1 Temmuz’da Türk çalışma yaşamının üzerine çökecek olan kabusa dikkat çekti.
Şöyle son günlerde bu konuda çıkan haber başlıklarından birkaç tanesini yazarsam gelen tehlikenin ne kadar büyük olduğunu anlarsınız.
“Yeni kanunda 300 hatalı madde var- Yerli yersiz bir çok ceza var- Tek kişi bile olsa genel kurula gidecek- Pimi çekilmiş el bombası: 39. Madde - Şirket üç ayrı denetçiye para ödeyecek- En küçük şirket bile yıllık 10 bin liralık fatura ödeyecek- Cezalar çok muallak. Mesela 200 günden az olmamak üzere üst sınır yok- Para cezası ödenmezse hapis cezası var- Hapse girmeyen patron kalmaz- Şirketleri yok edici cezalar var.”
Endişe dolu başlıkları çoğaltmak mümkün. Yanınızda 3 kişi de çalıştırıyor olsanız dükkan kapattıracak türde ürkütücü ve tedirgin edici maddeler.
Bir anlamda “paran varsa, iş yapma rant yaşa” diyen bir yasa. İş adamı olmamama rağmen beni bile panikleten yeni Türk Ticaret Kanunu’na her nedense sanayi ve ticaret odalarından, sivil toplum örgütlerinden en önemlisi de TOBB’dan tek bir ses çıkmıyor.
Denebilir ki gündem o kadar farklı ki bunları düşünmeye vakit kalmıyor. Doğru, her hafta farklı bir gündemle yatıp kalkıyoruz. Her gün ortalık toz, duman. Toz, dumanda nasıl önümüzü göremezsek iş adamları da 1 Temmuz’u göremiyorlar diye düşünüyorum.
Türkiye’ye yön veren siyasilerin yalnız dünkü demeçlerine bir bakarsak ülkenin sorunlarından ne kadar uzak olduklarını, sokak da ki vatandaşla gündemlerinin ne kadar zıt olduğunu görürüz. “Sende Başbuğ’un yanına git- Başbakan fezlekeyi bekliyordu- Başbuğ teröristse İmralı’daki kim?- Apo sizin için şarlatan diyor- Erdoğan’ın arzusu yargılamanın tutuksuz yapılması- Gül’ün görev süresi 7 yıl- CHP meclisi mahkemeye döndürdü- yargı hesap soruyor- Adalet intikam aracı olmamalı”
Gazetelerin yüzde 90’ı bu ve buna benzer haberlerle dolu. Normal yaşamdaki işsizlik, sağlık, eğitim, ekonomi gibi Türkiye’nin can alıcı konularının esamisi okunmuyor. İktidar bir söylüyor muhalefet beş cevap veriyor. Türkçesiyle filler tepişiyor, çimenler eziliyor.
Son söz şunu söyleyebilirim. Sayın Başbakanım, lütfen Türkiye’yi gerçek gündemine oturtun. Yaklaşan 1 Temmuz kabusu ile ilgilide iş dünyasını rahatlatın.

Haberin Devamı

Smile ADSL’den cevap var

Haberin Devamı

Tüm çabalarıma rağmen aboneliğimi sona erdiremediğim Smile ADSL isimli internet şirketinden Şenay Çolo isimli bir temsilci telefonla aradı ve benden özür diledi.
Şenay Çolo telefonda “Erol Bey kayıtlarınızı dinledim sizi çok üzmüşüz özür dileriz. Hemen işleminizi yapıyorum ve aboneliğinizi sona erdiriyoruz. Böyle bir olay keşke yaşanmasaydı ve hizmet almadığınız ayın faturasını da iptal ediyoruz” dedi.
Ben de kendisine keşke tüm çalışanlarınız sizin kadar nazik ve anlayışlı olsalar diyerek bu konuşmadan sonra konunun kapandığını söyledim.

Haberin Devamı

Topal Ördek Ekrem Demirtaş
Biliyorsunuz bu deyim yönetimde son yılına giren ABD Başkanları için söylenir. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’da bir anlamda “topal ördek” sayılır. Demirtaş’ın yönetim kurulunda yaşadığı sıkıntılar anladığım kadarıyla Ekrem beyin ezberini bozmuş ve “EXPO Yürütme Kurulu’nda Vali bey başkan olmadığı için görev almadım” demiş. Bana göre bu cümlede biraz kıskançlık birazda ben yoksam tufan ifadesi var.
EBSO’nun Başkanı Ender Yorgancılar’ın, Mahmut Özgener ile uyum içinde Yürütme Kurulu’nda çalışırken Ekrem Demirtaş’ın “şartlar oluşmadığı için ben yokum” demesi bir ego tatmininden başka bir şey değildir.